E: Hoca, sen şimdi insan kaynaklarının patronu olsan..
H: Ee?
E: Ben de sana iş başvurusunda bulunsam.
H: Eee?
E: Beni hangi pozisyona alırdın?
H: Kargo bölümüne.
E: Niye kargo?
H: Eşeksin de ondan!
E: Yaa hoca, başka bi pozisyon istiyom ben. Bıktım bu eşeklikten.
H: Getir götür işleri?
E: Olmaz hoca, o da aynı kapıya çıkar.
H: Peki ne özelliğin var senin, söyle ona göre bi pozisyon bulalım.
E: Yüke gelirim ama bunu geç. İnatçıyım, çok inatçıyım. Çok bağırırım, sesim var; aha aha aha! Sonra, biri sırtıma binerse hiç gocunmam. Başka bi eşek gördüm mü coşarım, çifte atarım, ısırırım.
H: Valla karakaçan, bu özelliklere uygun bi pozisyon var ama bana sorarsan hiç heveslenme derim.
E: Çok meraklandım, neymiş bu pozisyon hocam?
H: Genel müdür yardımcısı!
E: Vay be! Hocam ben neymişim meğer!
H: Hoop yavaş ol! Ben hoca olduğum sürece sen kargoya devam ediyon karakaçan.
E: Olsun hocam, manevi değerim çok arttı benim.
H: Tamam yavrum, fazla abartma bu işi.
E: Bildiğin gibi değil hocam, coştum ben. Seni severim hoca, azıcık uzak dur, çifte atabilirim.
H: Hey yüce yaradan, hikmetinden sual olmaz. Şu makam nedir ki hayali bile bi eşeği baştan çıkarabiliyo!