Devekuşunu kafasını kuma gömen aptal bir hayvan olarak tanıyoruz, ama devekuşları kafalarını kuma gömmezler. Herhangi bir tehlike anında kafaları çok hassas olduğu için yere doğru yaklaştırırlar, buda yukarıdaki yoruma sebep olmaktadır.
Dünya nüfusunun hızla arttığı çağımızda beslenme büyük bir problem olarak karşımızı çıkmaktadır. Artan dünya nüfusuyla sağlıklı bir beslenme için elzem olan proteine duyulan gereksinim de giderek artmaktadır. Burada proteinin miktarı kadar kalitede önemli olup bitkisel kaynaklı gıda maddeleri dengeli bir beslenme için yeterli olmamaktadır. Çünkü dengeli bir beslenmede bir günde alınması gereken protein miktarının 1/3 kadar bir kısmının mutlaka hayvansal orijinli olması gerekmektedir. Mevcut hayvansal protein kaynaklarının verimliliğinin artırılması ile beraber yeni yeni protein kaynaklarının da bulunması gerekmektedir.
Kolesterolü düşük, yumuşak ve sağlıklı kırmızı bir etin hayvansal protein açığımızdaki önemi; devekuşunun bakım ve beslenmesinin kolay hastalıklara karşı, dayanıklı olması bu yeni besin kaynağının önemini daha da artırmaktadır.
Bu genel bilgilerden sonra, devekuşunu şöyle bir tanıyalım isterseniz. Bu işe de baş kısmından başlayalım; devekuşlarında baş, boyun ve gövdesine oranla çok küçüktür. Başının üzerinde tüysüz bir yer, bunun yanı sıra bir bonesi ve koyu mavi , kırmızımsı renkte fırça gibi dik ve sert tüyler vardır ve tepesi düzdür. Geniş iki gözü , başının üçte birini kaplar her iki gözü de alt ve üst kapak olarak iki gözkapağı ile korunur. Göz kapakları tüylüdür,ve kirpikleri de hayli uzundur. Devekuşu iyi bir görme açısına sahiptir. Uzun boynunu tehlike anında dik olarak kaldırır ve çevreyi taramaya başlar. En küçük bir tehlikeyi bile anında görür . bir filin bile gözlerinden daha büyük bir göze sahip , çapı 5 cm’ yi bulan iri keskin gözleriyle yaklaşık 1500 m uzaklıktaki bir kesme şeker tanesini rahatlıkla net olarak görebilir. Gözleri 360 derecelik görüş açısına sahiptir.Ayrıca, gözlerin kornea tabakası insanlara nakledilebilmektedir
Devekuşunun boynunda bulunan nefes borusu ve gırtlak , esnek ve serbesttir. Yediği yemler boynunun önünden ve arkasından rahatlıkla görülebilir. Kanatlar vücuda göre çok küçük ve kullanışsızdır. Uzun ve hoş görünümlü tüylerle kaplıdır. Kanatlarını daha ziyade yumurtalarını ve yavrularını korumak ve örtmek için kullanır. Ayrıca çiftleşme zamanlarında çiftleşme dansı yaparken diğer devekuşlarından kendini koruyabilmek ve bunun yanında vücutlarını dengelemek için de kanatlarından yararlanır.
Bacakları 200-250 kg yükleri kaldırabilecek güce sahiptir. Devekuşları en az 3 km’ lik bir uzaklığı saatte 60-80km hızla koşabilir.
Evcilleştirilmiş bir dişinin eşeysel olgunluğa erişmesi , beslenme koşullarına göre yaklaşık 2.5 hatta 3 yılı bulabilir. Genellikle dengeli bir beslenme , dişilerin 18-24 ay gibi bir sürede olgunluğa gelmesini sağlayabilir, ancak yumurtaların kabukları düzgün olmayabilir ve dölsüzlük oranı yüksektir. Burada önemli olan ,devekuşlarının üçüncü yaşı içerisinde eşeysel olgunluğa erişmiş olmaları ve bir yumurtlama döneminde en az 40 ve daha fazla sayıda yumurta yumurtlar hale gelmeleridir.
Erkek devekuşlarının kanatları ve kuyruğu beyaz, diğer kısımları siyah renktedir. Genellikle 3 yaşında eşeysel olgunluğa erişirler. Erkek devekuşlarının üretim kapasiteleri kısıtlıdır. Eğer üretici, erkek ve dişiyi aynı anda alacaksa mesele yoktur. Yaşları iki civarında olan yumurtlayan dişiler seçilecek olursa yanlarına daha yaşlı erkekler satın alınabilir. Her erkeğin birden fazla eşi vardır ve her erkeğin bir alanı olup, bu alanlara başka bir erkek giremez. Yalnız dişiler erkek devekuşlarının alanlarına rahatlıkla girip çıkabilmektedirler. Buda döllü(kuluçkalık) yumurta oranını artırmaktadır.
İşletmenin geleceği ve üretimin devamlılığı açısından devekuşlarının yumurta verimlerinin yüksek olması gereklidir. Devekuşları 2 günde bir genellikle öğleden sonraları bir yumurta verirler. Bunların yumurtlama periyodu 18-20 yumurta verecek kadar kısadır. Bazı hileler ve yemleme teknikleri ile yılda 4-5 yumurtlama periyodu oluşturarak dişi hayvan başına yılda ortalama 80 yumurta elde etmek mümkündür.
Dişi devekuşları iki yaşında yumurtlamaya başlayıp , verimli yaşam uzunlukları çeşitli nedenlerden dolayı 40-50 yıl arasında değişebilmektedir. İlk verim yıllarında 10-20 yumurta verirken en yüksek verime 7 yaşında ulaşırlar. Bundan sonra her yıl uygun bakım ve beslenme koşullarında 70-80 adet yumurta üretirler. Devekuşu yumurtalarının toplam ağırlıkları 1.2-1.8 kg arasında olup normal olarak dişi kendi ağırlığının 1/4' ü ağırlığında yumurta yapar. Bir üçlüden yani iki dişi, bir erkekten yılda 120-200 adet yumurta üretilir. Bunun %80’i kadar kuluçka randımanı ile 70-100 adet civciv üretebilmek demektir.
Bazı araştırmacılar devekuşunun üreme performansını belirlemede; yumurta verimi, döllük, çıkış gücü, ve yaşama gücü (ilk üç ayda ) olmak üzere dört ölçüt olarak önermekte ve bunların düzeyini şu şekilde belirtmektedirler.
· Yumurta verimi : 50 adet /dişi / yıl
· Döllülük oranı : % 70
· Çıkış gücü : %75
· Yaşama gücü : %80
Ayrıca kuluçka süresini ise ortalama 42 gün olarak belirlemişlerdir.
Kuluçkada başarıyı etkileyen faktörlerden biri sıcaklık olup nem ile arasındaki ilişki önemlidir. Sıcaklık; kuluçka süresi, embriyo büyüklüğü, ölüm oranı, kuluçka randımanı , kusurlu ve zayıf civcivlerin oranı gibi pek çok faktöre de etki eder.
Özellikle ülkemizde yeni yetiştirilmeye başlanan bu yarı evcil hayvan türü, iri olmasına karşın bakımı ve yönetimi kolaydır. Ancak yetiştiricilik için geniş arazi gereklidir. Bir erkek iki dişi (bir üçlü) için bir dönüme yakın bir arazi hesaplanmalıdır. Yağışsız nemsiz ve sıcak bölgelerde kapalı alanlara gerek duyulmaz. 5 adet üçlü; 5 erkek 10 dişi için yaklaşık 5 dönüm arazi edinmek gerekir. Bir ticari işletmenin yeterli kazanç sağlayabilmesi için en az 21 damızlık gerekmektedir. Böyle bir işletme küçük sayılmasına karşı 7-8 dönüm arazinin gerekliliği belirtilmektedir. Yani; görüldüğü üzere devekuşu yetiştiriciliğinde başlangıç yatırımı büyüktür. Ayrıca işçilik giderleri yüksektir. Eğer gelecekte tavukçulukta olduğu gibi damızlıkçı, kuluçkacı ve besici gibi özelleşme olursa daha rasyonel üretim yapılabilir.
Devekuşu yetiştiriciliğinde dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan birisi de yetiştiriciliğin şeklidir. Yani; üretimin, entansif, ekstansif ya da yarı entansif olup olmayacağının belirlenmesi, işletme bu faktörler göz önünde bulundurularak kurulmalıdır. Aksi takdirde ileride doğabilecek problemler büyük maddi kayıplara neden olabilir.
Devekuşu hakkında en fazla merak edilen konulardan biride elde edilen ürünleridir. Başlıcaları ise; et, yumurta, deri, tüy, yağ olarak sıralayabiliriz.Teksas üniversitesinde yapılan bir araştırmada belirlenen çeşitli vücut kesimlerinin oranları ;
Karkas % 58.99
Barsaklar % 24.79
Deri % 7.04
Tüyler % 1.85
Baş % 0.78
Kan % 3.11
Kuyruk % 0.38
Kanatlar % 0.82
Ayaklar % 2.6
Bu ürünlerden en önemlisi ise ettir. Yapılan bir araştırmada, kesilmiş 4 devekuşu eti gözü kapalı yapılan bir tadım testine tabi tutulmuş; bir sığır fileto bifteğiyle karşılaştırıldığında, tüketici panalistler tadım özellikleri bakımından sığır bifteğinden oldukça daha hoş bir tadımı olduğu kanısına varmışlardır. Etinin rengi koyu kırmızı, yumuşak ve yağsızdır. Görünümü ise dana bonfileyi andırır ve kolesterolü düşüktür. Kolesterol içeriği bilinen diğer kanatlılardan ve balıktan daha düşüktür. Bir kg ette 600 mg kolesterol bulunur.Devekuşu eti %20 oranında protein içerir.Devekuşu ortalama olarak canlı ağırlığının yaklaşık 1/3 ü kadar et verirler. 12 - 14 aylık olduklarında kesime gelirler ve yaklaşık 100 kg canlı ağırlığa ulaşırlar. Et verimleri bu dönemde 30-40 kg civarındadır.
Üretimin devamlılığı için yumurta üretimi de şarttır. Yumurta, hem üretim için hem de beslenme için şarttır. Normal koşullarda dengeli bir beslenmeyle devekuşları yılda ortalama 40-70 arasında yumurta yaparlar. Yavru üretiminde kullanılacak damızlık yumurta miktarı yılda ortalama 50 kadardır. Yumurta ağırlığı ise 1200-1800 g arasında değişir. Devekuşu yumurtası 1.5 saatte kaynatılınca katılaşır ve bu yumurta 18 kişiye paylaştırılabilir, yani 18 kişilik omlet yapılabilir.Ayrıca çoğumuzun bildiği gibi devekuşu yumurtaları camilerde örümceklere karşıda kullanılmaktadır. Boşalan yumurtalar atılmayıp, süs eşyası olarak değerlendirilir. Boş yumurta 30DM, yemeklik yumurta 50 DM, döllenmiş yumurta 75 DM dir.
Bir diğer önemli ürünü ise derisidir. Ergin bir devekuşundan 1.3- 2.0 metrekare büyüklüğünde deri elde edilir. Hayvan türleri içerisinde en sağlam deri devekuşunun derisidir. Sağlamlığının yanı sıra bükülebilir özelliktedir. Devekuşu derisinden moda ve deri alanlarında da yararlanılır. Bir devekuşunun elde edilen derinin fiyatı kalitesine göre 1500-2000 mark arasında değişmektedir.
Endüstride yaygın ve çok yönlü kullanım alanına sahip olan tüyler kanat ve kuyruk tüylerinden elde edilir. Modadan elektronik cihazların tozunun alınmasına, dekorasyon ve araba endüstrisine kadar uzanan geniş bir kullanım alanına sahiptir. Devekuşlarından 10 aylıktan itibaren tüy elde edilir ve bu yaklaşık 15 yıl sürer.Sekiz ayda bir tüy koparma işlemi yapılabilir ve yaklaşık 1-1.5 kg kadar tüy elde edilir. Uluslar arası pazarlamada tüyün kilosu 300 dolar civarında alıcı bulmaktadır.
Devekuşu yağı kozmetik alanda kullanılmaktadır. Nemlendirici bir madde olması, derinin içine işlemesi ve tıpta kullanılması nedeni ile önem taşımaktadır. Devekuşu yağı yaşlanmayı önleyici özelliği ile tanınıp , kasları ve eklemleri dinlendirir. Romatizmaya benzer bir ağrıda tedavi amacı ile ilk kez Mısır ve Romalılarda kullanılmıştır.
Devekuşunun gözleri göz enstitülerinde katarak tedavisi amacıyla kullanılmaktadır.Devekuşu kanı kanser ve AİDS araştırma enstitülerin de tıbbi araştırmalarda kullanılmaktadır. Dekorasyon yumurtaları ve boş yumurta kabukları uluslar arası sahada yeni bir iş kolu yaratmıştır. Çizgili gözeneklere rağmen yüzeyi çok pürüzsüzdür. Rengi kremden altın sarısına kadar değişebilmektedir. Mücevheratta, sanat alanında ve dekoratif amaçlarla kullanılmaktadır. Devekuşunun gaga ve tırnaklarından da ilaç ve kozmetik sanayisinde kullanılmaktadır.
Sonuç olarak söylemek gerekirse, devekuşu yetiştiriciliği verimli yaşam süresinin çok uzun olması , üstün nitelikli eti , derisi, tüyleri ve diğer et üreten hayvanlara kıyasla üreme özellikleri yüksek olması nedeniyle üreticiler için çekici bir hayvancılık dalı haline gelmektedir. yetiştirildiği alanlar göz önüne alınarak, ülkemizin bir çok bölgesinde deve kuşu yetiştiriciliği yapılabilir. Yapılan çalışmaların çoğunda bu hayvanların yalnızca yağışa karşı hassas olduğu vurgulanmıştır. Dünyanın en yağışlı bölgelerinden olan İngiltere, Hollanda ve Fransa’da devekuşu yetiştiriciliği yapılmaktadır. Yağmurdan koruma için devekuşu yetiştirilen alanlar üstü örtü yapılar inşa edilerek yağmurdan koruma sağlanabilmektedir. Ülkemizin fazla yağış alan Karadeniz Bölgesi, uzun süre kar örtüsü altında kalan Doğu ve İç Anadolu Bölgelerinin bir kısmı dışında uygun alanlar tahsis edilerek devekuşu yetiştiriciliği yapılabilir. Ancak bu konuda çalışacak ve iyi gözlemler yapabilecek elemanlara ihtiyaç vardır. Bu gün için devekuşu yetiştiriciliğinin tek dezavantajı başlangıçta ki yatırım masraflarının yüksekliği gösterilmektedir. Buna rağmen devekuşu yetiştiriciliği kârlı bir hayvancılık koludur.
Dünya nüfusunun hızla arttığı çağımızda beslenme büyük bir problem olarak karşımızı çıkmaktadır. Artan dünya nüfusuyla sağlıklı bir beslenme için elzem olan proteine duyulan gereksinim de giderek artmaktadır. Burada proteinin miktarı kadar kalitede önemli olup bitkisel kaynaklı gıda maddeleri dengeli bir beslenme için yeterli olmamaktadır. Çünkü dengeli bir beslenmede bir günde alınması gereken protein miktarının 1/3 kadar bir kısmının mutlaka hayvansal orijinli olması gerekmektedir. Mevcut hayvansal protein kaynaklarının verimliliğinin artırılması ile beraber yeni yeni protein kaynaklarının da bulunması gerekmektedir.
Kolesterolü düşük, yumuşak ve sağlıklı kırmızı bir etin hayvansal protein açığımızdaki önemi; devekuşunun bakım ve beslenmesinin kolay hastalıklara karşı, dayanıklı olması bu yeni besin kaynağının önemini daha da artırmaktadır.
Bu genel bilgilerden sonra, devekuşunu şöyle bir tanıyalım isterseniz. Bu işe de baş kısmından başlayalım; devekuşlarında baş, boyun ve gövdesine oranla çok küçüktür. Başının üzerinde tüysüz bir yer, bunun yanı sıra bir bonesi ve koyu mavi , kırmızımsı renkte fırça gibi dik ve sert tüyler vardır ve tepesi düzdür. Geniş iki gözü , başının üçte birini kaplar her iki gözü de alt ve üst kapak olarak iki gözkapağı ile korunur. Göz kapakları tüylüdür,ve kirpikleri de hayli uzundur. Devekuşu iyi bir görme açısına sahiptir. Uzun boynunu tehlike anında dik olarak kaldırır ve çevreyi taramaya başlar. En küçük bir tehlikeyi bile anında görür . bir filin bile gözlerinden daha büyük bir göze sahip , çapı 5 cm’ yi bulan iri keskin gözleriyle yaklaşık 1500 m uzaklıktaki bir kesme şeker tanesini rahatlıkla net olarak görebilir. Gözleri 360 derecelik görüş açısına sahiptir.Ayrıca, gözlerin kornea tabakası insanlara nakledilebilmektedir
Devekuşunun boynunda bulunan nefes borusu ve gırtlak , esnek ve serbesttir. Yediği yemler boynunun önünden ve arkasından rahatlıkla görülebilir. Kanatlar vücuda göre çok küçük ve kullanışsızdır. Uzun ve hoş görünümlü tüylerle kaplıdır. Kanatlarını daha ziyade yumurtalarını ve yavrularını korumak ve örtmek için kullanır. Ayrıca çiftleşme zamanlarında çiftleşme dansı yaparken diğer devekuşlarından kendini koruyabilmek ve bunun yanında vücutlarını dengelemek için de kanatlarından yararlanır.
Bacakları 200-250 kg yükleri kaldırabilecek güce sahiptir. Devekuşları en az 3 km’ lik bir uzaklığı saatte 60-80km hızla koşabilir.
Evcilleştirilmiş bir dişinin eşeysel olgunluğa erişmesi , beslenme koşullarına göre yaklaşık 2.5 hatta 3 yılı bulabilir. Genellikle dengeli bir beslenme , dişilerin 18-24 ay gibi bir sürede olgunluğa gelmesini sağlayabilir, ancak yumurtaların kabukları düzgün olmayabilir ve dölsüzlük oranı yüksektir. Burada önemli olan ,devekuşlarının üçüncü yaşı içerisinde eşeysel olgunluğa erişmiş olmaları ve bir yumurtlama döneminde en az 40 ve daha fazla sayıda yumurta yumurtlar hale gelmeleridir.
Erkek devekuşlarının kanatları ve kuyruğu beyaz, diğer kısımları siyah renktedir. Genellikle 3 yaşında eşeysel olgunluğa erişirler. Erkek devekuşlarının üretim kapasiteleri kısıtlıdır. Eğer üretici, erkek ve dişiyi aynı anda alacaksa mesele yoktur. Yaşları iki civarında olan yumurtlayan dişiler seçilecek olursa yanlarına daha yaşlı erkekler satın alınabilir. Her erkeğin birden fazla eşi vardır ve her erkeğin bir alanı olup, bu alanlara başka bir erkek giremez. Yalnız dişiler erkek devekuşlarının alanlarına rahatlıkla girip çıkabilmektedirler. Buda döllü(kuluçkalık) yumurta oranını artırmaktadır.
İşletmenin geleceği ve üretimin devamlılığı açısından devekuşlarının yumurta verimlerinin yüksek olması gereklidir. Devekuşları 2 günde bir genellikle öğleden sonraları bir yumurta verirler. Bunların yumurtlama periyodu 18-20 yumurta verecek kadar kısadır. Bazı hileler ve yemleme teknikleri ile yılda 4-5 yumurtlama periyodu oluşturarak dişi hayvan başına yılda ortalama 80 yumurta elde etmek mümkündür.
Dişi devekuşları iki yaşında yumurtlamaya başlayıp , verimli yaşam uzunlukları çeşitli nedenlerden dolayı 40-50 yıl arasında değişebilmektedir. İlk verim yıllarında 10-20 yumurta verirken en yüksek verime 7 yaşında ulaşırlar. Bundan sonra her yıl uygun bakım ve beslenme koşullarında 70-80 adet yumurta üretirler. Devekuşu yumurtalarının toplam ağırlıkları 1.2-1.8 kg arasında olup normal olarak dişi kendi ağırlığının 1/4' ü ağırlığında yumurta yapar. Bir üçlüden yani iki dişi, bir erkekten yılda 120-200 adet yumurta üretilir. Bunun %80’i kadar kuluçka randımanı ile 70-100 adet civciv üretebilmek demektir.
Bazı araştırmacılar devekuşunun üreme performansını belirlemede; yumurta verimi, döllük, çıkış gücü, ve yaşama gücü (ilk üç ayda ) olmak üzere dört ölçüt olarak önermekte ve bunların düzeyini şu şekilde belirtmektedirler.
· Yumurta verimi : 50 adet /dişi / yıl
· Döllülük oranı : % 70
· Çıkış gücü : %75
· Yaşama gücü : %80
Ayrıca kuluçka süresini ise ortalama 42 gün olarak belirlemişlerdir.
Kuluçkada başarıyı etkileyen faktörlerden biri sıcaklık olup nem ile arasındaki ilişki önemlidir. Sıcaklık; kuluçka süresi, embriyo büyüklüğü, ölüm oranı, kuluçka randımanı , kusurlu ve zayıf civcivlerin oranı gibi pek çok faktöre de etki eder.
Özellikle ülkemizde yeni yetiştirilmeye başlanan bu yarı evcil hayvan türü, iri olmasına karşın bakımı ve yönetimi kolaydır. Ancak yetiştiricilik için geniş arazi gereklidir. Bir erkek iki dişi (bir üçlü) için bir dönüme yakın bir arazi hesaplanmalıdır. Yağışsız nemsiz ve sıcak bölgelerde kapalı alanlara gerek duyulmaz. 5 adet üçlü; 5 erkek 10 dişi için yaklaşık 5 dönüm arazi edinmek gerekir. Bir ticari işletmenin yeterli kazanç sağlayabilmesi için en az 21 damızlık gerekmektedir. Böyle bir işletme küçük sayılmasına karşı 7-8 dönüm arazinin gerekliliği belirtilmektedir. Yani; görüldüğü üzere devekuşu yetiştiriciliğinde başlangıç yatırımı büyüktür. Ayrıca işçilik giderleri yüksektir. Eğer gelecekte tavukçulukta olduğu gibi damızlıkçı, kuluçkacı ve besici gibi özelleşme olursa daha rasyonel üretim yapılabilir.
Devekuşu yetiştiriciliğinde dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan birisi de yetiştiriciliğin şeklidir. Yani; üretimin, entansif, ekstansif ya da yarı entansif olup olmayacağının belirlenmesi, işletme bu faktörler göz önünde bulundurularak kurulmalıdır. Aksi takdirde ileride doğabilecek problemler büyük maddi kayıplara neden olabilir.
Devekuşu hakkında en fazla merak edilen konulardan biride elde edilen ürünleridir. Başlıcaları ise; et, yumurta, deri, tüy, yağ olarak sıralayabiliriz.Teksas üniversitesinde yapılan bir araştırmada belirlenen çeşitli vücut kesimlerinin oranları ;
Karkas % 58.99
Barsaklar % 24.79
Deri % 7.04
Tüyler % 1.85
Baş % 0.78
Kan % 3.11
Kuyruk % 0.38
Kanatlar % 0.82
Ayaklar % 2.6
Bu ürünlerden en önemlisi ise ettir. Yapılan bir araştırmada, kesilmiş 4 devekuşu eti gözü kapalı yapılan bir tadım testine tabi tutulmuş; bir sığır fileto bifteğiyle karşılaştırıldığında, tüketici panalistler tadım özellikleri bakımından sığır bifteğinden oldukça daha hoş bir tadımı olduğu kanısına varmışlardır. Etinin rengi koyu kırmızı, yumuşak ve yağsızdır. Görünümü ise dana bonfileyi andırır ve kolesterolü düşüktür. Kolesterol içeriği bilinen diğer kanatlılardan ve balıktan daha düşüktür. Bir kg ette 600 mg kolesterol bulunur.Devekuşu eti %20 oranında protein içerir.Devekuşu ortalama olarak canlı ağırlığının yaklaşık 1/3 ü kadar et verirler. 12 - 14 aylık olduklarında kesime gelirler ve yaklaşık 100 kg canlı ağırlığa ulaşırlar. Et verimleri bu dönemde 30-40 kg civarındadır.
Üretimin devamlılığı için yumurta üretimi de şarttır. Yumurta, hem üretim için hem de beslenme için şarttır. Normal koşullarda dengeli bir beslenmeyle devekuşları yılda ortalama 40-70 arasında yumurta yaparlar. Yavru üretiminde kullanılacak damızlık yumurta miktarı yılda ortalama 50 kadardır. Yumurta ağırlığı ise 1200-1800 g arasında değişir. Devekuşu yumurtası 1.5 saatte kaynatılınca katılaşır ve bu yumurta 18 kişiye paylaştırılabilir, yani 18 kişilik omlet yapılabilir.Ayrıca çoğumuzun bildiği gibi devekuşu yumurtaları camilerde örümceklere karşıda kullanılmaktadır. Boşalan yumurtalar atılmayıp, süs eşyası olarak değerlendirilir. Boş yumurta 30DM, yemeklik yumurta 50 DM, döllenmiş yumurta 75 DM dir.
Bir diğer önemli ürünü ise derisidir. Ergin bir devekuşundan 1.3- 2.0 metrekare büyüklüğünde deri elde edilir. Hayvan türleri içerisinde en sağlam deri devekuşunun derisidir. Sağlamlığının yanı sıra bükülebilir özelliktedir. Devekuşu derisinden moda ve deri alanlarında da yararlanılır. Bir devekuşunun elde edilen derinin fiyatı kalitesine göre 1500-2000 mark arasında değişmektedir.
Endüstride yaygın ve çok yönlü kullanım alanına sahip olan tüyler kanat ve kuyruk tüylerinden elde edilir. Modadan elektronik cihazların tozunun alınmasına, dekorasyon ve araba endüstrisine kadar uzanan geniş bir kullanım alanına sahiptir. Devekuşlarından 10 aylıktan itibaren tüy elde edilir ve bu yaklaşık 15 yıl sürer.Sekiz ayda bir tüy koparma işlemi yapılabilir ve yaklaşık 1-1.5 kg kadar tüy elde edilir. Uluslar arası pazarlamada tüyün kilosu 300 dolar civarında alıcı bulmaktadır.
Devekuşu yağı kozmetik alanda kullanılmaktadır. Nemlendirici bir madde olması, derinin içine işlemesi ve tıpta kullanılması nedeni ile önem taşımaktadır. Devekuşu yağı yaşlanmayı önleyici özelliği ile tanınıp , kasları ve eklemleri dinlendirir. Romatizmaya benzer bir ağrıda tedavi amacı ile ilk kez Mısır ve Romalılarda kullanılmıştır.
Devekuşunun gözleri göz enstitülerinde katarak tedavisi amacıyla kullanılmaktadır.Devekuşu kanı kanser ve AİDS araştırma enstitülerin de tıbbi araştırmalarda kullanılmaktadır. Dekorasyon yumurtaları ve boş yumurta kabukları uluslar arası sahada yeni bir iş kolu yaratmıştır. Çizgili gözeneklere rağmen yüzeyi çok pürüzsüzdür. Rengi kremden altın sarısına kadar değişebilmektedir. Mücevheratta, sanat alanında ve dekoratif amaçlarla kullanılmaktadır. Devekuşunun gaga ve tırnaklarından da ilaç ve kozmetik sanayisinde kullanılmaktadır.
Sonuç olarak söylemek gerekirse, devekuşu yetiştiriciliği verimli yaşam süresinin çok uzun olması , üstün nitelikli eti , derisi, tüyleri ve diğer et üreten hayvanlara kıyasla üreme özellikleri yüksek olması nedeniyle üreticiler için çekici bir hayvancılık dalı haline gelmektedir. yetiştirildiği alanlar göz önüne alınarak, ülkemizin bir çok bölgesinde deve kuşu yetiştiriciliği yapılabilir. Yapılan çalışmaların çoğunda bu hayvanların yalnızca yağışa karşı hassas olduğu vurgulanmıştır. Dünyanın en yağışlı bölgelerinden olan İngiltere, Hollanda ve Fransa’da devekuşu yetiştiriciliği yapılmaktadır. Yağmurdan koruma için devekuşu yetiştirilen alanlar üstü örtü yapılar inşa edilerek yağmurdan koruma sağlanabilmektedir. Ülkemizin fazla yağış alan Karadeniz Bölgesi, uzun süre kar örtüsü altında kalan Doğu ve İç Anadolu Bölgelerinin bir kısmı dışında uygun alanlar tahsis edilerek devekuşu yetiştiriciliği yapılabilir. Ancak bu konuda çalışacak ve iyi gözlemler yapabilecek elemanlara ihtiyaç vardır. Bu gün için devekuşu yetiştiriciliğinin tek dezavantajı başlangıçta ki yatırım masraflarının yüksekliği gösterilmektedir. Buna rağmen devekuşu yetiştiriciliği kârlı bir hayvancılık koludur.