İstiklal Marşının Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günü

Suskun

V.I.P
V.I.P
İstiklâl Marşı'nın Kabulü ve Mehmet Akif ERSOY'u Anma Günü
( 12 Mart )

Türkiye’de ilk defa bir milli marş yazılması teşebbüsü, 1920’de Genel Kurmay Başkanı İsmet İnönü tarafından yapıldı. Maarif Vekili Dr. Rıza Nur’u ziyaret eden İsmet İnönü, Milli heyecanı koruyacak, milli azim ve imanı besleyecek, zinde tutacak bir marşın yazılmasını, ordu adına teklif etti. Yarışma Maarif Vekaletinin genelgesiyle okullara duyuruldu ve basın yoluyla da “Türk şairlerinin nazarı dikkatine” sunuldu.

Yarışmaya 724 parça şiir katıldı. Fakat hiçbirisi milli marş olmaya layık görülmedi. Böyle bir marşın ancak Mehmet Akif tarafından yazılabileceği ve para meselesinden dolayı yarışmaya katılmadığı da ağızlarda dolaşıyordu. Hasan Basri Bey, para meselesinin kaldırıldığını söyleyerek, Akif’in yarışmaya katılmasını sağladı. Mehmet Akif’in şiiriyle birlikte üç parça, orduya gönderilerek, asker üzerinde tesiri en fazla olan eserin tespit edilmesi istendi.Cevap olarak Mehmet Akif’in şiirinin beğenildiği bildirildi.

Maarif Vekaleti tarafından gönderilen İstiklal Marşı teklifi gündeme alındı. Başkanvekili Hasan Fehmi Efe’nin başkanlığındaki toplantıda ele alınan marşın tab ve tevziine karar verildi.

Marş, Hamdullah Suphi tarafından Meclis’te okundu. Büyük bir coşkuyla dinlenen marş, sık sık alkışlarla kesildi. Marşın kabul edilmesi, 12 Mart 1921 tarihindeki toplantının öğleden sonraki oturumunda ele alındı.

Akif’in marşının oya sunulması kararlaştırıldı ve “Oy birliği ile kabul edildi.” Marş teklif üzerine en son ayakta dinlendi. Kahraman orduya ithaf edilen marş, İstiklal marşı olarak kabul edildi. Akif “Onu milletime ve kahraman ordumuza hediye ettim. Zaten o milletin eseridir, milletin malıdır. Ben yalnız gördüğümü yazdım” dedi ve bu marşı Safahat’a almadı.
 

Suskun

V.I.P
V.I.P

12 Mart İstiklal Marşı'nın Kabulü Töreni Sunumu:

Sayın ………………….………………………, Sayın …………………….………………………,
Sayın ………………………………..…………,kıymetli Öğretmenlerim, değerli Öğrenci Arkadaşlarım,

12 Mart İstiklâl Marşı'nın Kabulü dolayısıyla düzenlenen programa hoş geldiniz.
Sayın ………………………………………………….;
Programı arz ediyorum

1-Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı
2-Günün Anlam ve Öneminin belirtilmesi
3- Konuşmaların yapılması
4- Şiirlerin okunması
5-Oratoryo sunumu
6-Okul korosu programı
7-Kapanış



1-Büyük devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk ve tüm şehitlerimizin manevi huzurunda, sizleri bir dakikalık saygı duruşuna ve akabinde İstiklal Marşı'mızı okumaya davet ediyorum.

Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü
Işık ışık, dalga dalga bayrağım
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım.
Seni selâmlamadan uçan kusun
Yuvasını bozacağım.

2- Türkiye’de ilk defa bir milli marş yazılması teşebbüsü, 1920’de Genel Kurmay Başkanı İsmet İnönü tarafından yapıldı. Maarif Vekili Dr. Rıza Nur’u ziyaret eden İsmet İnönü, Milli heyecanı koruyacak, milli azim ve imanı besleyecek, zinde tutacak bir marşın yazılmasını, ordu adına teklif etti. Yarışma Maarif Vekaletinin genelgesiyle okullara duyuruldu ve basın yoluyla da “Türk şairlerinin nazarı dikkatine” sunuldu.
Yarışmaya 724 parça şiir katıldı. Fakat hiçbirisi milli marş olmaya layık görülmedi. Böyle bir marşın ancak Mehmet Akif tarafından yazılabileceği ve para meselesinden dolayı yarışmaya katılmadığı da ağızlarda dolaşıyordu. Hasan Basri Bey, para meselesinin kaldırıldığını söyleyerek, Akif’in yarışmaya katılmasını sağladı. Mehmet Akif’in şiiriyle birlikte üç parça, orduya gönderilerek, asker üzerinde tesiri en fazla olan eserin tespit edilmesi istendi.Cevap olarak Mehmet Akif’in şiirinin beğenildiği bildirildi.
Maarif Vekaleti tarafından gönderilen İstiklal Marşı teklifi gündeme alındı. Başkanvekili Hasan Fehmi Efe’nin başkanlığındaki toplantıda ele alınan marşın tab ve tevziine karar verildi.
Marş, Hamdullah Suphi tarafından Meclis’te okundu. Büyük bir coşkuyla dinlenen marş, sık sık alkışlarla kesildi. Marşın kabul edilmesi, 12 Mart 1921 tarihindeki toplantının öğleden sonraki oturumunda ele alındı.
Akif’in marşının oya sunulması kararlaştırıldı ve “Oy birliği ile kabul edildi.” Marş teklif üzerine en son ayakta dinlendi. Kahraman orduya ithaf edilen marş, İstiklal marşı olarak kabul edildi. Akif “Onu milletime ve kahraman ordumuza hediye ettim. Zaten o milletin eseridir, milletin malıdır. Ben yalnız gördüğümü yazdım” dedi ve bu marşı Safahat’a almadı.


3- “İstiklal Marşı’nın tarihi zemini” adlı konuşmayı okulumuz ……. Dersi Öğretmenlerinden ……………… yapacaklardır.
Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver!
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar
Yurda ay-yıldızının ışığı yeter.
Savaş, bizi karlı dağlara götürdüğü gün
Kızıllığında isindik;
Dağlardan çöllere düşürdüğü gün
Gölgene sığındık.

4- "Cenk Türküsü" adlı şiirin okuması için okulumuz ……. sınıfı öğrencilerinden ………. u davet ediyorum.

5- “Milli Marş Ve Edebi Metin Olarak İstiklal Marşı” adlı konuşmayı okulumuz ……. sınıfı Öğrencilerinden ……………… yapacaklardır.
Ey simdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı
Barisin güvercini, savasın kartalı...
Yüksek yerlerde açan çiçeğim
Senin altında doğdum,
Senin dibinde öleceğim.


6- Okulumuz öğrencileri hazırlamış oldukları ORATORYO’YU sunacaklardır.

Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim
Yer yüzünde yer beğen
Nereye dikilmek istersen
Söyle, seni oraya dikeyim!


7- …………. Okul Korosu hazırlamış oldukları programı sunacaklardır.

Biz o şehitlerimizi yeni bir doğuşa temel yaptık, ya siz,
Siz sömürgeler, açlığınızla suçlu değil misiniz?

Uyandık bir daha çağlardan, bulduk bir daha önderimizi,
Gökler bayrak bayrak doldurdu gönderimizi.


8- Sayın ……………………………………., kıymetli …………………………………………….., değerli öğrenci arkadaşlarım 12 Mart İstiklâl Marşı'nın Kabulü dolayısıyla düzenlenen program sona ermiştir, arz ederim.
 

Suskun

V.I.P
V.I.P
Mehmet Akif Ersoy Kronolojisi
1873
Mehmet Akif İstanbul Fatih Sarıgüzel'de doğdu

1877
Mehmet Akif 4 yaşında mahalle mektebine başladı

13 Şubat 1878
İkinci Abdülhamit Meclis-i Mebusan'ı kapatarak 33 yıl sürecek dönemini başlattı.

1879
Akif, 7 yaşında Emir Buhari İlkokulu'na başladı.

1882
3 yıllık ilkokulu bitirerek, 9 yaşında Rüştiye'ye girdi.

1885
12 yaşında Mekteb-i Mülkiye'nin lise kısmına başladı.

1887
14 yaşında, Mekteb-i Mülkiye'nin yüksek kısmına girdi.

1887-1888
Evleri yandı ve babası öldü.

1888
Akif, 15 yaşında, Baytar Mektebi'ne girdi.

3 Kasım 1892
19 yaşında, bilinen ilk şiirlerinden Desturu yazdı.

14 Aralık 1893
20 yaşında, Baytar Mektebi'ni bitirerek memurluğa başladı.

1894
21 yaşında, İsmet Hanım'la evlendi. Edirne'de gezici görevde bulunuyor.

14 Mart 1895
22 yaşında, yayımlanan ilk şiiri Kur'an'a Hitap Mektep Mecmuası'nda çıktı.

1896
23 yaşında, Beşinci Ordu'ya at satın almak için Adana'ya sonradan Şam'a kadar gitti.

20 Mayıs 1897
Türk-Yunan Savaşı başladı.

1897
Bazı şiirleri Resimli Gazete'de yayımlandı (24 yaşında).

1899

26 Haziran 1903
Hersekli Arif Hikmet manzumesini yazdı.

1905
Rusya'da Çarlığa karşı geniş ayaklanmalar; Muhammed Abduh öldü; Tevfik Fikret Tarih-i Kadimi yazdı. Orman ve Meadin ve Ziraat Nezareti Beşinci Şube Baytar Müfettiş Muavinliği'ne atandı.

4 Ekim 1906
İlk görevinin yanında, (33 yaşında) Halkalı Ziraat Mektebi'ne kompazisyon öğretmeni olarak da atandı.

29 Aralık 1906
Küfe'yi yazdı.

25 Ağustos 1907
(34 yaşında). Çiftlik Ziraat Mektebi Türkçe öğretmenliğine atandı.

28 Ocak 1908
Seyfi Baba'yı yazdı.

23 Temmuz 1908
İkinci Meşrutiyet ilan edildi.

28 Temmuz 1908
Mehmet Akif, İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne kaydoldu.

27 Ağustos 1908
Sebilürreşat'ın ilk sayısı ve Akif'in bu dergide ilk manzumesi Fatih Camii yayımlandı.

11 Kasım 1908
Darülfünun Edebiyat Müderrisliği'ne atandı.

17 Aralık 1908
Meclis-i Mebusan açıldı.

13 Nisan 1909
31 Mart Ayaklanması başladı.

27 Nisan 1909
İkinci Abdülhamit tahttan indirildi. Sultan Reşat padişah oldu.

1911
(38 yaşında). İlk kitabı Safahat Birinci Kitap adıyla yayımlandı.

29 Eylül 1911
Türk-İtalyan Savaşları başladı.

5 Mart 1912
Yazılarının yayınlandığı Sıratı Müstakim, Sebillürreşat olarak adını değiştirdi.

1912
(39 yaşında) Safahat, İkinci Kitap Süleymaniye Kürsüsünde yayımlandı.

15 Ekim 1912
Türk-İtalyan Savaşı sona erdi.

8 Ekim 1912
Balkan Savaşları başladı.

23 Aralık 1912
Akif İstanbul'dan Mısır'a gitti.

6 Ocak 1913
Balkan Savaşları'nı sonuçlandırmak için toplanan Londra Konferansı sonuçsuz olarak dağıldı.

20 Şubat 1913
Akif, Mısır'dan İstanbul'a döndü.

23 Ocak 1913
İttihatçılar Babıâli Baskını'nı düzenleyerek iktidara hakim oldular.

2 Şubat 1913
Akif (40 yaşında). Beyazıt Cami Kürsüsü'nde halkı birliğe ve yurt savunmasına çağırdı.

7 Şubat 1913
Fatih Cami Kürsüsü'nde konuştu.

5 Mart 1913
Edirne teslim oldu.

11 Mayıs 1913
Akif memurluktan istifa etti.

30 Mayıs 1913
Londra Antlaşması'yla Edirne Bulgarlara bırakıldı. Mayıs-Haziran Safahat, Üçüncü Kitap "Hakkın Sesleri" yayımlandı.

29 Haziran 1913
İkinci Balkan Savaşları başladı.

10 Temmuz 1913
Fatih Kürsüsü'nde uzun manzumesi Sebilürreşat'ta yayımlandı.

21 Temmuz 1913
Edirne kurtarıldı.

10 Ağustos 1913
Bükreş Anlaşması'yla Balkan Savaşları sona erdi.

14 Ağustos 1913
Akif'in ilk Tefsir Serifi yayımlandı.

1914
Fatih Kürsüsünde kitap olarak yayımlandı. Yılın ilk aylarında Akif Mısır'a gitti, Medine'ye kadar yolculuk yaptı.

29 Ekim 1914
Türkiye, Birinci Dünya Savaşı'na girdi.

Aralık (?) 1914
Akif (41 yaşında). Almanların elindeki esir Müslüman askerlerine propağanda yapmak amacıyla Almanya'ya gönderildi.

5 Mart 1915
Akif (42 yaşında). Berlin Hatıraları'nı bitirdi.

8 Nisan 1915
Berlin Hatıraları yayımlanmaya başladı.

25 Kasım 1915
Sebiürreşat yayınına 5,5 ay ara verdi.

1916 (ilk Ayları)
Akif (43 yaşında). Teşkilat-ı Mahsusa tarafından Arabistan'a Gezisi 4-5 ay sürdü.

10 Mayıs 1916
5,5 aylık aradan sonra Sebilürreşat yeniden yayımlandı.

26 Ekim 1916
Sebilürreşat 20 ay kadar yeniden kapandı.

1917
Safahat, Beşinci Kitap "Hatıralar" yayımlandı; (44 yaşında) Akif, Lübnan'a geri döndü; Dar-ül Hikmet-ül İslamiye başkatipliğine atandı.

4 Temmuz 1918
Sultan Reşat öldü. Vahdettin tahta geçti.

17 Temmuz 1918
Sebilüreşşat, yeniden yayına başladı.

1918
"Süleymaniye Kürsüsü"ndenin üçüncü basımı, "Hakkın Sesleri ve "Hatıralar"ın ikinci basımları yapıldı.

30 Ekim 1918
Mondros Ateşkes Anlaşması imza edildi.

13 Kasım 1918
İtilaf donanması İstanbul'a geldi.

21 Aralık 1918
Meclis-i Mebusan kapatıldı.

26 Aralık 1918
Akif'in "Hala mı Boğuşmak" manzumesi yayımlandı.

15 Mayıs 1919
İzmir işgal edildi.

19 Mayıs 1919
Mustafa Kemal Paşa, Samsun'a çıktı.

12 Haziran 1919
Sebilürreşat, mandacılığa karşı çıktı.

26 Haziran 1919
Sebilürreşat, Türklerle Arapların ayrılamayacağını yazdı.

23 Temmuz 1919
Erzurum Kongresi açıldı.

4 Eylül 1919
Sivas Kongresi açıldı.

18 Eylül 1919
Akif (46 yaşında). Asım, Sebilürreşat'ta yayımlanmaya başlandı.

12 Ocak 1920
Son Osmanlı Mebuslar Meclisi açıldı.

22 Ocak 1920
(47 yaşında) Dar-ül Hikmet-ül İslamiye üyeliğine atandı.

23 Ocak 1920
Akif Balıkesir'de Zağanos Paşa Camii'nde halkı düşmana ve bozgunculara karşı birlik olmaya çağırdı.

16 Mart 1920
İstanbul İtilaf Devletleri'nce işgal edildi.

11 Nisan 1920
Şeyhülislamlık fetvası yayımlandı. Akif (47 yaşında). İstanbul'dan gizlice Anadolu'ya geçti.

23 Nisan 1920
Büyük Millet Meclisi açıldı.

28 Nisan 1920
Hakimiyeti Milliye Mehmet Akif'in Ankara'ya geldiğini yazdı.

3 Mayıs 1920
Dar-ül Hikmet-ül İslamiye'deki görevine son verildi.

6 Mayıs 1920
Sebilürreşat'ın İstanbul'da son sayısı yayımlandı.

3 Haziran 1920
Biga'da adaylar arasında en yüksek oyu alarak mebus seçildi.

5 Haziran 1920
Burdur Mebusluğu Meclis'te onaylandı.
Haziran 1920 İsyancıları bastırmak üzere Konya'ya gönderildi. Daha sonra Burdur ve Antalya'ya gitti.

15 Temmuz 1920
Mehmet Akif, Meclis'te ant içti. Eşref Edip, Kastamonu'ya geldi.

17 Temmuz 1920
Burdur Mebusluğu'nu tercih ettiğini Meclis Başkanlığı'na bildirdi. (18 Temmuz'da görüşülüp onaylandı.)

4 Ekim 1920
Basın ve Haber alma Genel Müdürlüğü, Meclis Başkanlığı'ndan Akif'in irşat için Kastamonu'ya gönderilmei iznini istedi.

19 Ekim 1920
Kastamonu'ya geldi.

25 Ekim 1920
Batı Cephesi Komutanlığı'nın isteğiyle, Maarif Vekaleti'nin İstiklal Marşı yarışması açtığı haberi Hakimiyeti Milliye'de yayımlandı.

5 Kasım 1920
Açıksöz'de ilk manzumesi yayımlandı: Kır Ağası'nın Rüyası.

5 Kasım 1920
Kastamonu Nasrullah Camii'nde Sevr Anlaşması'nı anlatarak halkı birliğe ve milli mücadeleye çağırdı. Avrupa'ya karşı Moskova yönetimiyle iyi ilişkiler geliştirilmesini savundu.

28 Kasım 1920
Sebilürreşat'ın Anadolu'daki ilk sayısı Kastamonu'da, Akif'in Nasrullah Camii Kanuşmasıy'la yayımlandı.

3 Aralık 1920
Kastamonu ilçelerinde yaptığı konuşmalar neşredilmeye başladı.

24 Aralık 1920
Akif ve Eşref Edip Kastamonu'dan Ankara'ya gitti.

3 Şubat 1921
Sebilürreşat'ın Ankara'da ilk sayısı yayınlandı.

5 Şubat 1921
Maarif Vekili Namdullah Suphi Tanrısever bir mektupla Mehmet Akif'e başvurarak İstiklal Marşı Yarışması'na katılmasını istedi.

8 Şubat 1921
Meclis Kürsüsü'nde tek konuşmasını yaptı. Tevfik Paşa Hükümeti'ne yumuşak bir cevap yazılmasını önerdi. Mustafa Kemal buna karşı çıktı.

10 Şubat 1921
Elcezire Cephesi Komutanı Nihat Paşa, Akif'e bir mektup yazarak Nasrullah Camii Konuşması'nı övdü. Onun Diyarbakır'da kitapçık halinde basıldığını haber verdi.

17 Şubat 1921
İstiklal Marşı Hakimiyeti Milliye ve Sebilürreşat'ta yayımlandı. (Açıksöz'de 21 Şubat tekrar Hakimiyeti Milliye; 14 Mart, Gaye-i Milliye; 26 Mart; Yeni Giresun (?), Öğüt: 29 Şubat!)

26 Şubat 1921
İstiklal Marşı konusu Meclis'e getirildi. Seçimin Meclis genel kurulunda yapılması kararlaştırıldı.

1 Mart 1921
İstiklala Marşı Meclis'in ikinci çalışma yılının açılışında okundu, alkışlarla karşılandı.

12 Mart 1921
(Akif 48 yaşında) İstiklal Marşı Meclis'te tartışılarak kabul edildi.

Mart 1921
Marş için beste yarışması açıldı.

19 Mart 1921
Akif'in de içinde olduğu Anadolu'da bir İslam kongresi için hazırlık kurulu ilk toplantısını yaptı.

1 Nisan 1921
Besteci Ali Rıfat Bey, bestelediği İstiklal Marşı'nı Kadıköy Apollon Tiyatrosu'nda çaldı.

14 Nisan 1921
(15 Nisan'da Sebilürreşet'ta) Süleyman Nazif'e Hakimiyeti Milliye'de yayımlandı.

30 Nisan 1921
Akif'in Afgan elçiliği ziyareti Sebilürreşat'ta neşredildi.

7 Mayıs 1921
"Bülbül" Sebilülreşat'ta yayımlandı.

9 Mayıs 1921
Sebilülreşat-Hükümet ilişkileri Meclis'te tartışıldı.

10 Mayıs 1921
Akif'in de üye olarak gösterildiği Birinci Grup Mustafa Kemal tarafından kuruldu.

23 Ağustos 1921
Sakarya Savaşı başladı ve 13 Eylül'de kazanıldı.

12 Eylül 1921
Akif'in Afgan Elçiliği'ni ziyareti Açıksöz'de yayımlandı.

24 Eylül 1921
(Ali Şükür'ün konuşması) Kayseri'ye taşınan Sebilülreşat'ın buradaki ilk ve tek sayısı ile birlikte yayımlandı.

1 Kasım 1921
İstiklal Marşı'ını bestelenmesi konusu Meclis'te tartışıldı. Genel kurul beste seçiminin İstanbul'da yapılması isteğini reddetti.

19 Kasım 1921
Ali Rıfat Bey'in bestesi Yarın gazetesinde yayımlandı.

10 Aralık 1921
2,5 aylık bir aradan sonra Sebilürreşat yeniden Ankara'da yayımlandı.

31 Aralık 1921
Akif ve arkadaşlarının İstanbul'daki ahlaksızlıkların kınanmasıyla ilgili önergesi tartışılarak kabul edildi.

3 Nisan 1922
(Akif 49 yaşında) "Leyla" Hakimiyeti Milliye'de yayımlandı.

26 Temmuz 1922
Akif, İstiklal Mahkemeleri aleyhine oy kullandı.

29 Temmuz 1922
Üç milletvekiliyle birlikte Akif'in, askerlerin bayramını kutlamak üzere cepheye gittiği açıklandı.

26 Ağustos 1922
Türk ordusu Büyük Taarruz'a başladı.

9 Eylül1922
Türk ordusu İzmir'e girdi. Meclis'te Sebilürreşat'a yardım konusu tartışıldı. Basına hükümet yardımı kesildi.

1 Kasım 1922
Padişahlık kaldırıldı.

16 Aralık 1922
Akif, Eğitim Komisyonu Başkanlığı'ndan istifa etti.

19 Ocak 1923
2 ay ve 7 günlük bir aradan sonra Sebilülreşat yeniden yayımlandı.

29 Ocak 1923
Yunus Nadi'nin Cumhuriyet'te Yeni bir Savaş Devri başlıklı yazısı mecliste tartışıldı. Akif ve arkadaşlarının yazıya itirazları kabul edilmedi.

1 Nisan 1923
Meclis, seçimlerin yenilenmesi kararını aldı.

12 Nisan 1923
Sebilürreşat'ın Ankara'da son sayısı çıktı. Mayıs 1923 Mehmet Akif 50 yaşında, İstanbul'a döndü.

16 Mayıs 1923
Sebülürreşat, taşınmasından 3 yıl sonra yeniden İstanbul'da yayımlanmaya başladı.

Ekim 1923
Abbas Halim Paşa'nın çağrısına uyan Mehmet Akif kışı geçirmek üzere Mısır'a gitti. (1924 baharında dönecek, kışın yeniden gidecek,1925 baharında tekrar gelecek ve sonbaharında yeniden gidecektir.)

29 Ekim 1923
Cumhuriyet ilan edildi.

3 Mart 1923
Halifelik kaldırıldı. "Eğitimin Birleştirilmesi Yasası" çıktı. Şer'iye ve Evkaf Vekaletleri kaldırıldı.

5 Mart 1925
Sebilürreşat'ın son sayısı yayımlandı.

6 Mart 1925
Hükümet, diğer bazı yayım organlarıyla birlikte Sebilürreşat'ı kapattı.

Mayıs 1925
Sebilürreşat'ın sahibi ve müdürü Eşref Edip Fergon, İstiklal Mahkemesi'nde yargılanmak üzere tutuklandı.

1925
Mehmet Akif (52 yaşında) Mısır'a gitti.

2 Eylül 1925
Bakanlar Kurulu türbe ve zaviyelerin kapatılmasını (Kanun: 30 Kasım), memurların şapka giymesini (Kanun: 25 Kasım) kararlaştırdı.

17 Şubat 1926
İsviçre Medeni Kanunu uyarlanarak kabul edildi.

1926
Annesi 90 yaşında İstanbul'da öldü. 53 yaşındaki Akif, Mısır Darülfünunu Edebiyat Şubesi, Edebiyet-ı Türkiye müderrisliğine atandı. (1936'ya kadar)

10 Nisan 1928
Anayasa'dan devletin dini, din-i İslamdır ve din hükümlerinin meclis tarafından yerine getirileceği ibareleri çıkarıldı.

1928
Akif'in damadı Ömer Rıza Doğrul, Safahat'ın mevcudu tükenmiş ciltlerini yeniden bastırdı. Kabil Elçiliği'ne giden Hikmet Bayur, Mısır'da Akif'ten Kur'an çevirisini istediyse de alamadı.

1 Aralık 1928
Yeni harfler kullanılmaya başlandı.

1 Ocak 1929
Eski yazıyı kullanma yasağı başladı.

1 Eylül 1929
Okullarda Arapça ve Farsça dersleri kaldırıldı.

22 Ocak 1932
Türkçe Kur'an ilk kez Yerebatan Camii'nde okundu.

1932
Mısır'a giden Eşref Edip Akif'in Kur'an çevirisini vermeye ikna edemedi.

7 Şubat 1933
İstanbul'da bütün camilerde ezan ve kamet Türkçe okunmaya başlandı.

1933
Akif (60 yaşında), Mısır'da Safahat'ın yedinci kitabı Gölgeler'i bastırdı.

1935
Mısır'da hastalanan Akif (62 yaşında), tedavi olmak için Lübnan'a gitti. Oradan Antakya'ya geçti.

19 Haziran 1936
63 yaşına Akif hasta olarak İstanbul'a geldi.

27 Aralık 1936
Mehmet Akif, İstanbul'da siroz hastalığından öldü.
 

Suskun

V.I.P
V.I.P
OnWUUPu.jpg
 

YoRuMSuZ

Biz işimize bakalım...
Günümüzde ne kadar çok ihtiyacımız var birlik ve beraberliğe. "Allah bir daha bu millete istiklal marşı yazdırmasın" diyen İstiklal Marşımızın yazarı merhum Mehmet Akif Ersoy bugünleri görseydi acaba ne düşünürdü. Sanırım Hakkı Uslu'nun kalemi herşeyi resimle anlatmış...

t6qbyd.png

Her milletin tüm insanlığa armağan ettiği büyük fikir ve sanat adamları vardır. Bizim tarihimize damgasını vuran bu büyük şahsiyetlerden biri de Mehmet Âkif ERSOY’dur. O, yakın tarihimizin bağımsızlık ve var olma mücadelesini tüm dünyaya Millî Marşımızla haykıran millî şair ve mütefekkirimizdir.

Fikirleriyle, sanat, edebiyat ve kültür dünyamızı zenginleştiren, bu alanda derin izler bırakan, manevi dünyasıyla Türk milletine ve hatta insanlığa örnek olan millî şairimizin hayatını, sanatını, düşüncelerini, ideallerini ve edebiyatımızdaki yerini canlı tutmak ve özellikle genç nesillere tanıtmak gereği ortadadır.
 

yaren*

Herşey olması gerektiği gibi ;)
Özel üye
[h=2]12 mart istiklal marşının kabulü - istiklal marşının kabulü ile ilgili örnek tören sunumu[/h]
12 Mart İstiklal Marşı'nın Kabulü Töreni Sunumu:

Sayın ................................................., Sayın .................................................. ..,
Sayın .................................................. ,kıymetli Öğretmenlerim, değerli Öğrenci Arkadaşlarım,

12 Mart İstiklâl Marşı'nın Kabulü dolayısıyla düzenlenen programa hoş geldiniz.
Sayın .................................................. ........;
Programı arz ediyorum

1-Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı
2-Günün Anlam ve Öneminin belirtilmesi
3- Konuşmaların yapılması
4- Şiirlerin okunması
5-Oratoryo sunumu
6-Okul korosu programı
7-Kapanış

1-Büyük devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk ve tüm şehitlerimizin manevi huzurunda, sizleri bir dakikalık saygı duruşuna ve akabinde İstiklâl Marşı'mızı okumaya davet ediyorum.

Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü
Işık ışık, dalga dalga bayrağım
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım.
Seni selâmlamadan uçan kusun
Yuvasını bozacağım.

2- Türkiye'de ilk defa bir milli marş yazılması teşebbüsü, 1920'de Genel Kurmay Başkanı İsmet İnönü tarafından yapıldı. Maarif Vekili Dr. Rıza Nur'u ziyaret eden İsmet İnönü, Milli heyecanı koruyacak, milli azim ve imanı besleyecek, zinde tutacak bir marşın yazılmasını, ordu adına teklif etti. Yarışma Maarif Vekaletinin genelgesiyle okullara duyuruldu ve basın yoluyla da "Türk şairlerinin nazarı dikkatine" sunuldu.
Yarışmaya 724 parça şiir katıldı. Fakat hiçbirisi milli marş olmaya layık görülmedi. Böyle bir marşın ancak Mehmet Akif tarafından yazılabileceği ve para meselesinden dolayı yarışmaya katılmadığı da ağızlarda dolaşıyordu. Hasan Basri Bey, para meselesinin kaldırıldığını söyleyerek, Akif'in yarışmaya katılmasını sağladı. Mehmet Akif'in şiiriyle birlikte üç parça, orduya gönderilerek, asker üzerinde tesiri en fazla olan eserin tespit edilmesi istendi.Cevap olarak Mehmet Akif'in şiirinin beğenildiği bildirildi.
Maarif Vekaleti tarafından gönderilen İstiklal Marşı teklifi gündeme alındı. Başkanvekili Hasan Fehmi Efe'nin başkanlığındaki toplantıda ele alınan marşın tab ve tevziine karar verildi.
Marş, Hamdullah Suphi tarafından Meclis'te okundu. Büyük bir coşkuyla dinlenen marş, sık sık alkışlarla kesildi. Marşın kabul edilmesi, 12 Mart 1921 tarihindeki toplantının öğleden sonraki oturumunda ele alındı.
Akif'in marşının oya sunulması kararlaştırıldı ve "Oy birliği ile kabul edildi." Marş teklif üzerine en son ayakta dinlendi. Kahraman orduya ithaf edilen marş, İstiklal marşı olarak kabul edildi. Akif "Onu milletime ve kahraman ordumuza hediye ettim. Zaten o milletin eseridir, milletin malıdır. Ben yalnız gördüğümü yazdım" dedi ve bu marşı Safahat'a almadı.

3- "İstiklal Marşı'nın tarihi zemini" adlı konuşmayı okulumuz ....... Dersi Öğretmenlerinden .................. yapacaklardır.
Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver!
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar
Yurda ay-yıldızının ışığı yeter.
Savaş, bizi karlı dağlara götürdüğü gün
Kızıllığında isindik;
Dağlardan çöllere düşürdüğü gün
Gölgene sığındık.

4- "Cenk Türküsü" adlı şiirin okuması için okulumuz ....... sınıfı öğrencilerinden .......... u davet ediyorum.

5- "Milli Marş Ve Edebi Metin Olarak İstiklâl Marşı" adlı konuşmayı okulumuz ....... sınıfı Öğrencilerinden .................. yapacaklardır.
Ey simdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı
Barisin güvercini, savasın kartalı...
Yüksek yerlerde açan çiçeğim
Senin altında doğdum,
Senin dibinde öleceğim.


6- Okulumuz öğrencileri hazırlamış oldukları ORATORYO'YU sunacaklardır.

Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim
Yer yüzünde yer beğen
Nereye dikilmek istersen
Söyle, seni oraya dikeyim!


7- ............. Okul Korosu hazırlamış oldukları programı sunacaklardır.

Biz o şehitlerimizi yeni bir doğuşa temel yaptık, ya siz,
Siz sömürgeler, açlığınızla suçlu değil misiniz?

Uyandık bir daha çağlardan, bulduk bir daha önderimizi,
Gökler bayrak bayrak doldurdu gönderimizi.


8- Sayın ..........................................., kıymetli .................................................. ..., değerli öğrenci arkadaşlarım 12 Mart İstiklâl Marşı'nın Kabulü dolayısıyla düzenlenen program sona ermiştir, arz ederim.


 

Çağlayağmur

👪
Süper Moderatör
İstiklal Marşının Kabulü Hakkında Bilgi

Mehmet Akif Ersoy, bu şiirinde, Kurtuluş Savaşı'nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğine ve özverisine güvenini, Türk ulusunun bağımsızlığa, hakka, yurduna ve dinine bağlılığını dile getirir. Şiirin bütünü, dörtlükler halinde yazılmış kırk bir dizedir (sonuncu bölük beş dize).

Türk Kurtuluş Savaşı'nın en çetin döneminde, bir millî marşa duyulan gereksinmeyi göz önüne alan Milli Eğitim Bakanlığı, 1921 yılında bunun için bir şiir yarışması düzenledi. Yarışmaya 724 şiir gönderildi. Kazanacak şiire para ödülü konduğu için başlangıçta Mehmet Akif katılmak istemedi. Ama millî eğitim bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver'in ısrarı üzerine, ödülsüz olmak şartıyla o da şiirini gönderdi.

İstiklâl mücâdelesinin en çetin bir safhasında milletin duygularını belirtecek bir "İstiklâl Marşı"nın yazılması istenmiş ve böylece, Maarif Vekâleti tarafından bir müsabaka açılmış ve müsabakada birinciliği kazanacak zâta 500 lira nakdî mükâfat verileceği ilân edilmişti.

Yurdun her tarafından 500'den fazla şâir müsabakaya girmişti. Fakat yazılan marşlar, milletin hissiyatına tercüman olacak bir durumda değildi.

Mehmet Âkit, marşın mükâfatlı olmasından dolayı müsabakaya katılmamıştı. Zamanın Maarif Vekili Hamdullah Suphi böyle bir marşın ancak, Safahat nâzımı şâir Mehmed Akif tarafından yazılabileceğine inanmış ve 5 Şubat 1337, Milâdî 1921 tarihinde şu mektubu kendisine yazmıştır:

"Pek aziz ve muhterem efendim,

İstiklâl marşı için açılan müsabakaya iştirak buyurmamaklarındaki sebebin izâlesi için pek çok tedbirler vardır Zât-i üstadânelerinin matlûb şi'iri vücûda getirmeleri maksadın husûli için son çâre olarak kalmıştır. Asl endîşenizin icâbettiği ne varsa hepsini yaparız. Memleketi bu müessir telkin ve tehiç vâsıtalarından mahrum bırakmamanızı rica ve bu vesile ile en derin hürmet ve muhabbeti arz ve tekrar eylerim.''

Bu mektubun yazılmasından bir ay bile geçmeden milletin istediği İstiklâl Marşı yazılmış ve kahraman orduya ithaf olunmuştu.

Marş, Maarif Vekili Hamdullah Suphi ve arkadaşları tarafından beğenilmişti. Yalnız bu marşın üstada-ı rencide etmeden Büyük Millet Meclisi'nden nasıl geçirileceği üzerinde düşünülmüştü. Bu sıralarda Maarif Vekâletince seçilen yedi marş da Büyük Millet Meclisi'ne getirilmişti.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 1 Mart 1921 tarihindeki toplantısında kararı, Karesi Meb'usu Basri Çantay, Meclise gelen marşlardan birinin okunması için bir takrir vermişti. Bu takrir Meclis üyelerinin re'yine sunulmuş ve tasvîb olunmuştur.

Marşlardan birinin okunması için Meclis Reisi tarafından, Hamdullah Suphi Bey kürsüye davet edilmiş ve ezcümle şöyle konuşmuştur:

- Arkadaşlar, hatırlarsanız, Maarif Vekâleti son mücâdelemizin ruhunu terennüm edecek bir marş için şâirlerimize müracaat etmiştir. Birçok şiirler geldi, burada yedi tanesi en fazla vasfı hâiz olarak görülmüş ve seçilmiştir.

Hamdullah Suphi, Mehmed Âkif'ten bir marş yazmasını rica ettiğini, marşın yazıldığını, beğenildiğini söylemiş ve intihabının Meclis'e ait olduğunu da sözlerine ilâve etmiştir.dersimiz.com

Hamdullah Suphi, gür sesiyle Meclis'in kürsüsünde İstiklâl Marşı'nı okumuştur.

"Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet

Hakkıdır, Hakka tapan milletimin İSTİKLÂL"

mısraları ile bu marş, Meclis üyelerinin şiddetli ve heyecanlı tezahüratına vesile olmuş, salon alkış sesleriyle dolmuştur.

Kastamonu meb'usu Dr. Suad Beyin 12. Mart. 1337 (1921) tarihinde Büyük Millet Meclisi Riyasetine vermiş olduğu takrirde:

Riyâset-i Celîleye :

Müzâkere kifayetini ve Mehmed Akif Beyin İstiklâl Marşı'nın kabulünü teklif ederim.

Bundan başka Bolu meb'usu Tunalı Hilmi de takrir vermiş ise de reddedilmiş ve gene aynı tarihte Karâsi meb'usu Hasan Basri tarafından Riyâset-i Celîleye verilen takrirde:

Riyâset-i Celîleye :

"Bütün meclisin ve halkın takdîrâtını celbeden Mehmed Âkif Beyefendinin şiirinin tercîhan kabulünü teklif ederim."

Takrir Meclis Reisi tarafından oya sunulmuş ve kabul edilmiştir.

Böylece Mehmed Âkif tarafından yazılan marş İstiklâl Marşı olarak çoğunlukla kabul edilmiştir.

Kırşehir Meb'usu Müfid Efendi, bu marşın, Hamdullah Suphi Bey tarafından Kürsüde tekrar okunmasını Konya Mebusu Refik Koraltan da Milletin ruhuna tercüman olan işbu İstiklâl Marşının ayakta dinlenmesini teklif etmiştir.

Bunun üzerine 12 Mart 1337 (1921) 'de kabul edilen ve kanuniyet kesbeden İstiklâl Marşı tekrar Hamdullah Suphi tarafından okunmuş ve marş ayakta dinlenmiştir
 
Top