HEREDOT
Katılımcı
EĞİLMEYEN İNSAN
Akif sadece şiirler yazan bir şair veya düşüncelerini söyleyen bir düşünür değildir. O yazdıklarını ve düşündüklerini hayatında aynen uygulamış, konuşması ile hareketlerinde hiçbir ayrılık görülmemiş bir kimsedir. Mevlana’nın türbesinde yazılı olan “Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol” sözünün toplum içinde pek az görülen canlı örneklerinden biridir.
İkinci vasfı ise şudur: Çelik kadar sağlam bir mizaca sahip olan Mehmet Akif hiç eğilmemiş, hiçbir kuvvet ve menfaat karşısında bir kere bile taviz vermemiş, hayatı boyunca doğru bir yolda yürümüştür. Bu son derece önemli bir vasıftır. Zira her türlü kötülük hep “Bir kerecikten ne çıkar” demekle başlar ve devam eder.
Akif, daima çok çalışmak gerektiğini ve Kur’an-ı Kerimin buyruğu veçhile insanın çalışmasından başka bir kazancı olmayacağını belirtmiştir. “Kimin bu dünyada gözü kapalı ise ahirette de kapalı, hatta oradaki şaşkınlığı daha ziyadedir” mealindeki ayet’i kerimeyi şerh ederken Müslümanlara da nasihat etmekte.
Çalış dünyada insan ol, elindeyken henüz dünya
Öbür dünyada insanlık değilmiş yağma, gördün ya.
Akif sözüne son derece bağlı bir kimse idi. Bir kere söz, ya ölüm ya da ona yakın bir felaketle yerine getirilmezse insan ancak o zaman mağzur görülebilir derdi.
M. Cemal anlatıyor: ”Meşrutiyetin ilk seneleri bir Cuma günü adam boyu kar yağdı. Çapa’daki bizim eve o gün sütçü, ekmekçi gibi adamlar bile gelmediler. Öğlen yemeğinden biraz sonra biz halâ ekmekçiyi beklerken kapı çaldı, fakat... Akif bey gelmişti! Bıyığının yarısı donmuştu. Şaşırdım. Nasıl geldiğini merak ettim: beylerbeyi’nden nasılsa Beşiktaş’a bir vapur işlemişti. “Bu kadar mı?” dedim. Tabi ki bu kadardı. Ve tabi ki Beşiktaş’tan Çapa’ya işleyen bir şey yoktu. Ancak bunu sormaya da lüzum yoktu. Çünkü Beşiktaş’tan Çapa’ya insanlar yürüyerek de gelirdi. Bu karda, tipide yaya yürünülen mesafeye ben şaştıkça Akif’te benim hayretime şaşıyordu.
“Gelmemem için kar, tipi kafi değil, vefat etmem lazımdı. Çünkü geleceğim diye söz vermiştim.”
Onun şiarı fazilet, vatanperverlik ve ilimdi. Ömrü boyunca bu prensipleri hakim kılmak için çalışmış, şiirlerinde, makalelerinde hep bunları söylemiş ve bizzat yaşayarak da örnek olmuştur.
Akif sadece şiirler yazan bir şair veya düşüncelerini söyleyen bir düşünür değildir. O yazdıklarını ve düşündüklerini hayatında aynen uygulamış, konuşması ile hareketlerinde hiçbir ayrılık görülmemiş bir kimsedir. Mevlana’nın türbesinde yazılı olan “Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol” sözünün toplum içinde pek az görülen canlı örneklerinden biridir.
İkinci vasfı ise şudur: Çelik kadar sağlam bir mizaca sahip olan Mehmet Akif hiç eğilmemiş, hiçbir kuvvet ve menfaat karşısında bir kere bile taviz vermemiş, hayatı boyunca doğru bir yolda yürümüştür. Bu son derece önemli bir vasıftır. Zira her türlü kötülük hep “Bir kerecikten ne çıkar” demekle başlar ve devam eder.
Akif, daima çok çalışmak gerektiğini ve Kur’an-ı Kerimin buyruğu veçhile insanın çalışmasından başka bir kazancı olmayacağını belirtmiştir. “Kimin bu dünyada gözü kapalı ise ahirette de kapalı, hatta oradaki şaşkınlığı daha ziyadedir” mealindeki ayet’i kerimeyi şerh ederken Müslümanlara da nasihat etmekte.
Çalış dünyada insan ol, elindeyken henüz dünya
Öbür dünyada insanlık değilmiş yağma, gördün ya.
Akif sözüne son derece bağlı bir kimse idi. Bir kere söz, ya ölüm ya da ona yakın bir felaketle yerine getirilmezse insan ancak o zaman mağzur görülebilir derdi.
M. Cemal anlatıyor: ”Meşrutiyetin ilk seneleri bir Cuma günü adam boyu kar yağdı. Çapa’daki bizim eve o gün sütçü, ekmekçi gibi adamlar bile gelmediler. Öğlen yemeğinden biraz sonra biz halâ ekmekçiyi beklerken kapı çaldı, fakat... Akif bey gelmişti! Bıyığının yarısı donmuştu. Şaşırdım. Nasıl geldiğini merak ettim: beylerbeyi’nden nasılsa Beşiktaş’a bir vapur işlemişti. “Bu kadar mı?” dedim. Tabi ki bu kadardı. Ve tabi ki Beşiktaş’tan Çapa’ya işleyen bir şey yoktu. Ancak bunu sormaya da lüzum yoktu. Çünkü Beşiktaş’tan Çapa’ya insanlar yürüyerek de gelirdi. Bu karda, tipide yaya yürünülen mesafeye ben şaştıkça Akif’te benim hayretime şaşıyordu.
“Gelmemem için kar, tipi kafi değil, vefat etmem lazımdı. Çünkü geleceğim diye söz vermiştim.”
Onun şiarı fazilet, vatanperverlik ve ilimdi. Ömrü boyunca bu prensipleri hakim kılmak için çalışmış, şiirlerinde, makalelerinde hep bunları söylemiş ve bizzat yaşayarak da örnek olmuştur.