Kimsenin yokluğu bu kadar korkutmazdı beni.
Kendimi zor günlerin adamı görürdüm ya, hiçbir güçlüğün beni, bırak yıkmayı, sendeletmeyeceğini düşünürdüm.
Oysa şimdi yarımım. Ve sen böylesine uzakken benden, hiçbir zaman tam olmayacağımı da ..Biliyorum 'tasalanma' diyeceksin, tasalanmıyayım ama kendime bakıyorumda bir kaç umut kırıntısı dışında birşey göremiyorum. Nerede olduğunu, ne yaptığını bilmemek kahrediyor beni. Döneceğin umuduyla yaşamakta kandırmıyor beni. Her sabah sensiz uyanmaktan, her günün sensiz geçmesinden korkuyorum artık. Bu yüzden uyanmak istemiyorum 'uyuduğum uykudan'...
Ve geceler... Ne yıldızları görüyorum ne gecenin sesini duyabiliyorum. Her şeyi çepeçevre çarşaf gibi örten gecelerde kendimi yapayalnız çıplak hissediyorum. Gözlere karanlık bir tema veren geceler hasretinin yıldırımları ile maytaplı geçiyor. Bu ızdırap ışığında uyumak ne mümkün. Saniyelerin ne kadar uzun, ne kadar bitmez olduğunu görüp şaşırıyorum. Zamanı bu kadar geçmez kılan sensizliğe lanet ediyorum. Bir maraton koşucusu gibiyim ama finishe ulaşamıyorum bir türlü. Sesimi kendim bile duymayarak, bildiğim bütün hasret şarkılarını ardarda söylüyorum. Yazılmış bütün vuslat şarkılarını dinliyorum. Ertesi gece bir kez daha... Her gece aynı hüzün...
Senden bir iz göreceğim diye sokaklara çıkmıyorum artık. Bu kentin her yerinde sen varsın çünkü. Ve hiçbir köşe başından çıkmayacaksın üstelik.
Yaşamaksa, buna yaşamak denirse, yaşıyorum elbette sadece nefes alarak. Şairin dediği gibi ''senden uzak olduktan sonra nerede olsa yaşıyor insan'' yokluğunun inkarlarında , çıldırmaların uç noktası olan hiç olmama ihtimalini kazıyorum özlemimin başucundan.
Bekleyeceğim seni zor olacak, çok zor olacak ama bekleyeceğim.
Ve bu yarım yüreğin yarısısın unutma...!!!!
23:01:2006