Böbrek ve Üriner Sistem Taşı

Çağlayağmur

👪
Süper Moderatör
Böbrek taşı veya üriner sistem taşı (nefrolitiazis) yaygın bir hastalıktır. En eski hastalıklardan biri olan böbrek taşının, Ülkemizdeki sıklığı  civarındadır. Hastalığın tekrarlayıcı nitelikte olması önem arzeder. Genetik geçişli bazı hastalıklarda, erkeklerde ve tropikal bölgelerde taş sıklığı artmaktadır. Asya toplumunda böbrek taşı sık görülmektedir.
Protein ve karbonhidrattan zengin ve liften fakir beslenenlerde taş oluşum riski artmaktadır. Fazla miktarda Su alımı, fiziksel olarak aktif olma durumu da taş oluşumunu önlemektedir. Böbrek taşı hastalığının toplumda sık görülmesi ve tekrarlaması , böbrek fonksiyonlarına uzun dönemde olumsuz yönde etki etmesi önemlidir. Bu nedenle bu hastalığın sebebinin ortaya konulması, hastalıktan korunması ve tıbbi tedavisinin yapılması gereklidir.
Hastanın özgeçmişinde ağrının lokalizasyonu, karakteristik özelliği ve süresi, üriner taşının ne zamandır olduğu, Aile hikayesi, önceki operasyonları ve buna ilişkin komplikasyonlar, enfeksiyonlar, renal fonksiyon kaybı, taş analizi, soliter böbrek ve transplante böbrek olup olmadığı gibi özellikler sorgulanmalıdır.
BELİRTİLERİ
Hastalar ağrı, enfeksiyon ve Hematüri kliniği ile başvururlar. Tıkanıklığa sebep olmayan böbrek taşları genellikle semptomsuzdur. Üreter taşları genellikle semptomatiktir yani klinik gürültülüdür. Üretere doğru taşların pasajı ve takiben üriner sistemi tıkaması, proksimal üreter dilatasyonu klasik renal kolikle ilişkilidir. Renal kolik ise kramp şeklinde şiddetli böğür ağrısı, bulantı ve kusma ile karakterizedir.
Sık idrara çıkma ve idrar yaparken yanma şikayetleri de görülebilir. Bilateral üreter taşlarında ve tek böbrekli olgularda üreter taşı durumunda anüri görülebilir.
TANI
Hastaların fizik muayenesinde apandisit, ektopik gebelik, over kist rüptürü ve özellikle akut batın ekarte edilmelidir.
Tetkik olarak başlangıçta, tam idrar tetkiki ve idrar mikroskobisi ile direk üriner sistem grafisi istenmelidir. Magnezyum amonyum fosfat taşlarında idrar ph sı yüksektir. Ürik Asit ve sistin taşında idrar ph sı asidiktir.
Hastanın biyokimyasal olarak üre, kreatinin, kalsiyum, fosfor, ürik asit değerleri ile 24 Saatlik idrarda kalsiyum, ürik Asit, oksalat, sitrat seviyesine ve idrar miktarı ile idrar ph bakılmalı. Serum parathormon seviyesi belirlenmeli. Ayrıcı tanıda hiperparatiroidizm ve böbreğin duğumsal anomalileri gibi durumlar akılda tutulmalıdır. Hastanın Sıvı alımı sorgulanmalı ve kullandığı ilaçları ve hastalıkları belirlenmelidir.
Ultrasonografi, basit ve hesaplı olması yönünden sık tercih edilen tanı yöntemidir. İntravenöz pyelografi önemli bir kontrastlı inceleme yöntemidir. Böbrek ve üriner yolların anatomisi, taşların üriner sistemdeki lokalizasyonu, tıkanıklığın derecesi ve böbreklerin fonksiyonlarının karşılaştırılması açısından önemli bilgiler verir. Kontrastsız spiral bilgisayarlı tomografi, T2 ağırlıklı magnetik rezonans görüntüleme de kullanılabilir.
TEDAVİ
Hastaların tedavisine başlamadan önce kesinlikle akut batın ekarte edilmelidir. Daha sonra ağrı kesici olarak sırayla nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar, tramadol ve morfin kullanılır. Ağrı dinmezse stent ve nefrostomi uygulanmalıdır. Eğer iki taraflı tıkanıklık ve enfeksiyon varsa acil dekompresyon(cerrahi müdahale) yapılmalıdır. Enfeksiyon durumunda idrar kültürü alınıp, antibiyoterapi başlanmalıdır. En az 2,5 Litre sıvı alınmalı, fiziksel aktivite arttırılmalıdır.
Ekstrakorporeal şok dalga tedavisi (ESWL), çapı 2cm den küçük taşların kırılmasında etkili bir yöntemdir.
KOMPLİKASYONLARI
Apse, renal fonksiyon kaybına sebep olan ciddi enfeksiyon, üriner fistül,üreter skarı ve darlığı, üreter perforasyonu, ürosepsis ve renal kayıp.
Hastaların dikkat etmesi gereken en önemli iki durum, fazla sıvı alımı ve yeterli idrar volümünü korumaları gerekliliğidir. Ayrıca riskli hastaların düzenli olarak doktor muayenesi şarttır.
HAZIRLAYAN Doç. Dr. Lütfullah ALTINTEPE
 
Top