Türkler ve Ruslar

arz-ı hal

şşşşştttttttt
Özel üye
KAPİTALİST devlet, toplumun emek gücünün sonuna kadar sömürülmesinde sistemin koruyucusu ve kollayıcısıdır. Kapitalist devletin dayandığı sermaye, yeni bir ürün üretmek için satın almak fiilinin yarattığı ekstra değişim değerinden oluşur.
Emekçinin emeği de kapitalizmde bir metadır.
Sarf ettiği emek gücü; emekçiye ücret olarak yansır, fakat bu da sermaye için üretilen değerden daha azdır. Üretilenin değeri ile emekçiye sunulan arasındaki fark da sermayeye kar olarak geri döner.
Döngü böyledir....
Emek gösterilir lakin karşılığını bulmaz. Bulduğu kadarından da ödemeler ve vergilendirmeler sonucu emekçinin avucunda bir şey kalmaz. Bunun yansıması da sosyal çöküntüdür. Yaşamdan kopuk, sadece geçinebilmek emek sarf etmeye odaklanmış birey yaşamdan kopmuştur. Bu zamanla bireyi suça iter.
Ve suç toplumda bir süre sonra normalleşmeye başlar.
Bunun tersi sistemlerde ise üretilen değer, üreten emekçiye direk geri dönüş sağladığı için bireyin sosyalleşmesi ve yaşamdan kopmaması için daha çok olanak vardır.
SSCB'deki sosyalist rejiminin dağılmasının 30 yıl sonrasında Rus halkının hoşgörüsüz, kaba ve acımasız olduğu bir araştırmaya konu olmuş.
Araştırma, suç istatistiklerinin detaylı bir incelemesine ve yapılan anketlere dayandırılmış.
Bir de Türk halkını düşünün.
Kurulduğundan bu yana kapitalizmin boyunduruğu altındaki Türk halkını...
Ve 30 yılda sinirli ve gergin hale gelen Ruslarla karşılaştırın..
Sonuç?


Kaan Özbek
 
Top