Strese karşı öneriler

Papatya

V.I.P
V.I.P

Duygusal olarak yaşadığımız tüm travmalar, üzüntüler, zor durumlar, iş hayatında karşılaştığımız zor insanlar, yoğunluklar gibi nedenler psikolojik stres kaynağı. Bunun yanında hazır gıdalar, sigara, radyasyon, elektromanyetik kirlilik, gereksiz ilaç tüketimi, egzoz gazları, boya kokusu gibi kimyasal maddeler de hücrelerimizi yoruyor. Ancak stresten mümkün olduğunca uzaklaşabilmek için gündelik hayatımızda uygulayabileceğimiz bazı öneriler de var. Biorezonans Uzmanı Dr. Sinan Akkurt'a kulak verin...

1. ŞIK TABİ Kİ SPOR.

Dünya Sağlık Örgütü, 2005’ten itibaren sporu “ruh sağlığını koruyucu” önlemler arasına aldı ve herkese günde 30 dakika spor yapılması öneriliyor. Spor yapmak stres ve anksiyeteyi yüzde 33 azaltır; hafif depresyon için ilaç olarak kullanılır. Ayrıca hafıza ve düşünme gücünü geliştirdiğinden Alzheimer’a karşı korur. Mutluluk hormonu diye bilinen seratonin hormonun salgılanmasına neden olur. Motivasyonu artırır. Çalışıyorum, çocuğa bakıyorum, çok yoğunum yetişemiyorum… Bunların hepsi spor yapmamak için bahanedir. Hiç fırsatınız yoksa bile günde 20 dakika yürüyüş yapabilirsiniz. En azından kan dolaşımımızı rahatlatır. Açık havada yapılan 20 dakikalık yürüyüş düşünce gücünüzü geliştirir, olaylara pozitif bakmanızı sağlar ve çözüme odaklanmanız kolaylaşır.

GEVŞEMELİSİNİZ.

Herkes için gevşemenin tanımı farklı olabilir. Birçoğu akşam olduğunda TV karşısında dizi izleyerek gevşiyor. Bazılarımız hayvanlarla, çocuklarla zaman geçirdiğimize, bazılarımız sosyal faaliyetlerle rahatlıyor. Önemli olan gün içinde yaşanan düşüncelerden uzaklaşmak, günün stresini orada bırakıp nefes alabilmek.

MASAJ İYİ GELEBİLİR.

Masaj kasları gevşetir, rahatlatır, vücuttaki kas ve dokuların gevşemesini, böylelikle kişinin kendini daha rahat ve hafif hissetmesini sağlar. Uzak Doğu temelli profesyonel masajların antistres özellikleri vardır.

HER KONUDA POZİTİF OLUN.

Olumsuz düşünerek mutlu olma şansımız yok. Öyleyse geriye başka seçenek kalmıyor. İnanmadıkça başarmak mümkün değil. Kendimizi başarıya ve olumlu sonuçlara odaklamalıyız. Endişeleri, ümitsizliği, yetersizlik duygusunu bir kenara bırakın. Bir kere olumsuz düşünmeye başladığınızda aklınıza hep olumsuz fikirler gelecek. Ne kadar zor durumlarla karşılaşırsanız karşılaşın cesaretle göğüslerseniz umudunuz olur, umudunuz olursa çözümünüz olur. Bu yaklaşım benimsenmeli.

MEDİTASYON YAPIN.

"Bazen kafamın içinde yüz tilki dolaşıyor" deriz. İşte en çok da böylesine kafamızın yoğun ve karışık olduğu durumlarda meditasyondan faydalanabiliriz. Bu alanda Hindistan’da yapılan bazı bilimsel araştırmalar var ve meditasyonun gerilimleri önlediği biliniyor.

DOĞRU VE DÜZENLİ BESLENMEK.

Güne kahvaltıyla başlamak, bütün gece açlıktan sonra güne dengeli bir başlangıç için önemlidir. Ağır yemekler yemek yerine sebze yemekleri ve salata yemek de faydalı olacaktır. Günlük kafein tüketimini 1-2 fincanla sınırlamak gerekir. Kafeinden zengin çay veya kahve tüketmek yerine, papatya veya melisa gibi sakinleştirici ve rahatlatıcı bitki çayları tüketmek gevşememizi sağlar. Stresi her ne kadar ruhsal bir durum gibi düşünsek de vücutta toksin oluşumuna neden olacağından bunun atılımı için su içmek önemli. Günlük su ihtiyacımız kilo başına 30 cc ila 50 cc aralığında hesaplanabilir. Örneğin 80 kiloluk bir insanın günlük 2,5 litre su içmesi gerekir.

PASTEL TONLAR.

Pastel tonlarda dekorasyon dinginliği hatırlatır, huzur verici bir ortam oluşmasını sağlar. Renk terapisi de doğu tıbbının bir parçasıdır.

ELEKTROMANYETİK KİRLİLİKTEN UZAK DURMAK.

Elektrikli ve elektronik eşyaları yaşamımızdan çıkarmamız mümkün değil ama etkilerini en aza indirerek vücudumuzun elektromanyetik yükünü hafifletebilir, yol açacağı hücresel stresten korunabiliriz. Kullanmadığımız zamanlarda fişten çekmek, yatak odasında elektronik alet bulundurmamak, asansör yerine merdiven tercih etmek, mikrodalga fırın kullanmamak alınabilecek pratik önlemler…

DOĞRU NEFES ALDIĞINIZA EMİN MİSİNİZ?

Doğru nefes almak, karnımızı şişirerek nefes almaktır. Böylece daha fazla oksijene sahip olabilir, geriye verirken de daha çok karbondioksit veririz. Ciğerlerimizi şişirmeye çalışmak ise yanlıştır. Bu yöntemle ciğerlerimizi rahat ettirir ve psikolojik olarak da rahatlar, sakinleşiriz. Burundan nefes alın, ağız kapalı yediye kadar sayın, yediye kadar nefes alın, sonra tekrar yediye kadar sayarken verin. Bu egzersizin günde 20 dakika yapılmasını öneriyorum. Burnumuzun sağından aldığımız nefes, sağ beynimizi, solundan aldığımız nefes sol beynimizi etkiler. Bunun için burnumuzun her iki tarafından da nefes almalıyız.

Alıntıdır.


 

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri

Strese karşı en büyük silah, bir düşünceyi diğerine tercih etme yeteneğimizdir​


Pragmatizm aklın bir araç olduğuna inanır. Zihniniz sizin için çalışmalı, size karşı değil. Zihninde ustalaşmayan insanlar bunun mümkün olduğuna inanmazlar.

Derler ki: “Elimden düşünmekten başka bir şey gelmez.”

Yeterince pratik yapabilirsin. Bu bir yetenek.

Başka bir deyişle: Ne düşündüğüne karar verme yeteneğine sahipsin. Ya da düşünmemeyi seçebilirsin.

Ve bu hayatta öğrenebileceğiniz en önemli ve en pratik şeylerden biridir. Bu beceriyi öğrenmeden önce kafamın içinde saatler geçirirdim.

Ne kadar düşündüğünü düşün.

● “Patronumun ne düşündüğünü merak ediyorum?”
● “Ya işimi kaybedersem?”
● “Beni seviyor mu?”
● “Bence beni umursamıyor.”
● “Sadece başarısız olmaya devam ediyorum.”
● “Hayatım neden berbat?”
● “Hayatım neden harika ve diğer insanlarınki değil?”
● “Ya kansere yakalanırsam?”
● “İşim umurumda değil. Benim bir sorunum mu var?”
● “Başladığım hiçbir işi bitiremiyorum. Benim sorunum ne?”
Ve liste uzayıp gidiyor. Hepsi gerçekten saçma sapan şeyler. İnsanların endişe ettikleri şeyleri sorduğumda söylediği şeyler bunlar.

Bu düşüncelerin sana ne yaptığını biliyor musun? Suçluluk, öfke, acı…
Düşüncelerin %99’u yararsızdır. Aksine zarar verir.
Peki hangi düşünceler yararlı?
1) Sorunları nasıl çözebileceğinizi düşünmek. Her problem aslında cevaplanmamış bir sorudur. Beyninizi kullanın ve sorunları nasıl çözebileceğinizi düşünün. Bu dünyada bir sürü sorun var.

2) Bilgiyi anlama. Bu şu anlama gelir: Bilgiyi içselleştirmeye çalışın ve bu bilgiyi hayatınızı, kariyerinizi, işinizi, ilişkilerinizi vb. geliştirmek için nasıl kullanabileceğinizi düşünün.

Bu kadar. Diğer tüm düşünceleri görmezden gelebilirsiniz.

Sürekli düşünüyorsan, bunun nedeni henüz fikrini eğitememiş olmandan kaynaklı. Kendi kafandan çıkmalısın.
Çıkmazsan delirirsin. Herkes delirir. İstisna yok.
Ayrıca, muhtemelen o kadar çok düşünüyorsunuz ki yaşamı kaçırıyorsunuz. Bu sabah uyandığınızda güneş ışığını fark ettiniz mi? Ya da yağmur damlalarını? Kahvenin kokusunu fark ettiniz mi?

Cevabınız hayırsa, kesinlikle kafanızın içinden çıkmanız gerekiyor. Düşünmeyi bırak ve hissetmeye basla
Şimdi şöyle düşünebilirsiniz: “İşe yaramaz düşünceleri düşünmeyi bırakmak için kendimi nasıl eğitebilirim?”[/HEADING]
Farkındalık
İşte burada başlıyor. Her sürüklenmeye başladığınızda bunun farkında olun. Sadece beyninizi gözlemleyin. Kendinizin dışına çıkın ve sadece düşündüğünüz o saçma şeyleri gözlemleyin.
Kendini yargılama. Bunu yaparsan, tekrar o aptal düşünceleri tekrar düşünmeye başlarsın.

Böyle anlarda yapmanız gereken bunu kendinize söylemek: “Ah bu çok sevimli bir düşünce ama şimdi gerçeğe geri dönelim. ”

“Fikrini değiştirebilirsen, hayatını değiştirebilirsin.”


This post is also available in: English
 
Top