Sözel olmayan iletişim

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri

Beden dili​

Kendimizi ifade etmek için hem sözel hem de sözel olmayan ifadeler kullanırız. Sözel iletişim dil aracılığıyla gerçekleştirdiğimiz bir ifade yöntemi iken, sözel olmayan iletişim ise beden dilimizle gerçekleştirdiğimiz, kimi zaman farkında olmadan sergilediğimiz davranışlarımızdır.​


Beden dili, her insanın sıkça kullandığı bir yöntemdir. Fakat genellikle sergilenen davranışların anlamları herkes tarafından bilinmez. Peki beden dilini nasıl çözümleyebiliriz, nedir farkında olmadan sergilediğimiz ve karşımızdaki insanın bizimle konuşurken gönderdiği gizli mesajlar?

Bedenimizin her bir kısmı ayrı duyguları tercüme eder, farklı mesajlar gönderir:

Baş Hareketleri

Herkes tarafından sıkça kullanılan ve bilinen baş hareketi baş sallamaktır. Aşağı-yukarı sallanan bir baş onay anlamındadır. İki yana sallanması ise red cevabıdır. Yenidoğan bebeklerin de yeterince süt emdikten sonra, annesini reddetmek için başını iki yana sallamasının bu hareketin doğuştan geldiğini göstermektedir.

Bir kişiden hoşlandığımızda ya da bir şeyle ilgilenmeye başladığımızda başımızı hafifçe yana eğeriz. Onay gerektiren bir konuşma yaptığınız esnada karşınızdaki kişilerin başlarını yana eğip eğmediklerine dikkat edebilirsiniz. Başını yana doğru eğiyorlar ve ellerini çenelerine götürüyorlarsa bu onlara ulaşabildiğiniz anlamına gelir. Kadınlar bir erkekten etkilendikleri zaman başlarını hafifçe yana eğerler.

Eller ve Kollar


Beden dilinde el hareketlerimiz, duygu ve düşüncelerimizi en kolay şekilde ifade edebilme yöntemimizdir.

Konuşurken kolaylaştırıcı bir etkisi olan el hareketleri aynı zamanda daha hızlı, daha akıcı konuşmaya da yardımcı olmaktadır. Telefonda konuşan kişiler bile, karşı taraf görmediği halde el kol hareketleri ile kendilerini daha iyi ifade etmeye çalışırlar.

Ellerimizle kendimizi ifade ettiğimiz gibi karşı tarafa gizli mesajlar da göndeririz. Ellerin vücuda doğru yaklaştırılması gerginliğin, teslimiyetin ifadesi olarak bilinir. Bir kişi çok iyi konuşuyor olsa bile, ellerini bacaklarına yapıştırdığında ya da ellerini kullanamadığında konuşması yavaşlar. Tıpkı askerlerin “hazır ol” şeklinde bekledikleri anda, onlara yorum yapma, konuşma mesajının verilmesi gibi. Askerlerin hazır ol vaziyetinde iken kesik kesik cevaplar vermeleri de yine bu yüzdendir. Bacaklara yapışık eller kişinin konuşmasını ve düşünmesini güçleştirir.

Avuçların yukarı olması ‘sana tehdit oluşturmuyorum, ellerim boş, ellerimde sana zarar verecek bir şey yok’ manasına gelir. Avuç içlerini gösteren bir kişi ‘bana güvenebilirsin’ mesajını verir.

Avuç içlerinin gizlenmesi ise kişinin bir şeyler sakladığını ya da yalan söylüyor olabileceğini gösterir. Elleri cebe sokmak, arkaya almak ise avuç içlerini gizlemenin en kolay yoludur.

Ellerin göğüs üstünde kavuşturulması ise, sıkıntının ve gerginliğin belirtisidir. Karşınızdaki kişi siz ona bir şeyler anlatırken ellerini göğsünün üzerinde kenetliyorsa, muhtemelen artık sizin konuşmanız ya da ortam onu sıkmıştır. Bu gibi durumda ortamı ya da konuşmanızı değiştirmeniz yerinde bir davranış olacaktır.

Elleri hızlı hızlı ovuşturmak bir fırsat yakalandığını gösteriyorken, ellerin yavaş ovuşturulması ise kişinin olumsuz bir düşünce içerisinde olduğunu gösterir. Karşınızdaki kişi ellerini hızlı hızlı ovuşturuyorsa “Elime geçen bu fırsatla seni mutlu edeceğim.” demek istiyordur. Fakat ellerini yavaş yavaş ovuşturuyorsa, “Elime geçen bu fırsatla seni mahvedeceğim. Artık güç bende.”mesajını veriyordur.

Yumruk şekline getirilmiş bir el ise öfke belirtisidir. “Her an sana zarar verebilirim, bana yaklaşma.” anlamını taşır. Fakat yumruk şeklinde havaya kaldırılan bir el ise mutluluğun simgesidir.

Ellerin çatı şeklinde birleştirilmesi ise kişinin konuşulan konuda uzman olduğunu gösterir. Eğer karşınızdaki kişi konuşurken iki elinin parmaklarının açık bir şekilde parmak uçlarının birbirine değerek çatı şeklinde birleştiriyorsa size “Benim söylediklerime güvenebilirsin, bu konuda uzmanım”, mesajını vermeye çalışıyordur. Yine aynı şekilde bu hareketi kullanarak siz de karşınızdaki kişinin sizin yapacağınız konuşmaya güven duymasını sağlayabilirsiniz.

El sıkışmak genellikle yabancılarla kurulan ilk temastır. Tokalaşma süresi, karşımızdaki kişi hakkında görüşlerimizi belli eder. Tokalaşma süresinin uzun oluşu, birlikte çok vakit geçirmek istendiğinin bir göstergesidir. Güçlü bir el sıkma ise, karşı tarafa üstünlük sağlama, güç göstermenin bir diğer yoludur. Genellikle tokalaşmalarda, üst makamdaki kişiler, daha önce elini uzatır. Yine aynı şekilde kadın-erkek ilişkilerinde de önce kadının elini uzatması beklenir. Eğer kadın elini uzatmıyorsa muhtemelen tokalaşmak istemiyordur.

Başparmak, rekabetin ve özgüvenin temsilcisi olarak bilinir. Bir kişi başparmağını net bir şekilde gösteriyorsa, bu onun kendisine güvendiğinin ve sizinle rekabete hazır olduğunun ifadesidir. Başparmaklar dışarıda kalacak şekilde elleri cebe sokmak ise rekabetin, asilliğin ve boyun eğmemenin göstergesi sayılmaktadır.

Karşınızdaki bir kişi sizinle işaret parmağını sallayarak konuşuyorsa, güçlü olduğunu ve otoritenin kendisinde olduğunu ispatlamaya çalışıyor demektir. İşaret parmağının havaya kaldırılması söz hakkı isteme manasını taşır ve genellikle sınıf içinde öğretmen-öğrenci ilişkilerinde kullanılır. Yetişkinler ise baş işaret parmağı yerine, el havaya kaldırarak söz hakkı isterler.

Ayak ve Bacaklar:

Beden dilinde baş, el ve kol hareketlerinde olduğu gibi ayak ve bacak hareketlerinin de çeşitli manaları vardır. Ayak ve bacak hareketlerimiz, oturuş şeklimiz duygu ve düşüncelerimizi yansıttığı gibi karşı tarafa bizim hakkımızda gizli mesajlar da verir.

Ayak uçlarınızın baktığı yön ilgilendiğiniz kişiyi gösterir. Örneğin; karşınızdaki kişi sizinle konuşurken, ayak uçları ortamda bulunan üçüncü bir kişiye dönükse, size gizlice onunla ilgileniyorum mesajını veriyordur.

Ayakların sandalye etrafında dolanması çaresizliğin göstergesidir. Karşınızdaki kişi ayaklarını sandalyeye dolamış ise kendisini muhtemelen kenara sıkışmış ve çaresiz hissediyordur. Bu davranış şekli genellikle kadınlarda daha sık görülür.

Oturulan yer de kişilik hakkında bilgi verir. Kapıya yakın oturmak özgüven eksikliği sayılmaktadır. Bir kişinin sırtını duvara dayayarak oturması ise, kendisini güvene almasıdır. Yeni girdiğiniz bir ortamda sırtınızı duvara dayayarak oturmanız, size güven verecektir, tam aksi şekilde sırtın pencereye ya da kapıya dönük olması ise kişiyi huzursuz eder.

Bir ayağın bileğini diğer bacağın dizine koyarak oturma şekli (4 oturuşu), “Ben bu bölgenin hakimiyim anlamına gelir. Sıklıkla erkeklerde görülen bu oturuş şekli, insanlar tarafından oldukça kaba bulunur.

Bir koltuğun kenarına oturmak da yine üstünlük göstergesi anlamını taşımaktadır. Koltuğun kenarı hem yüksektir, hem de serttir bu kişi ise üstün olduğunu göstermeye çalışıyordur. Genelde yüksek olma arzusu içindeki kişiler bu oturuş şeklini tercih eder.

Bacak bacak üstüne atma, toplum tarafından hoş karşılanmayan bir oturuş şekli olarak bilinse de, kimi zaman uzun süre oturan kişinin bir rahatlama biçimidir. Bu oturuş şeklinin anlamı kollarla birlikte incelenir. Rahatlamak amacıyla bacak bacak üstüne atan kişiler ise, kollarını göğüste kenetlemezler. Eğer kollar göğüste kenetlenmiş, bacak bacak üstüne atılmışsa, karşınızdaki kişi olumsuz ve savunmacı bir tutum içerisindedir. Kendisini tamamen kapatmıştır. Bu oturuş şeklindeki bir kişiye “evet”, “hayır” lı sorular yöneltilmemelidir. Olumsuz duygular içerisinde olduğu için genellikle “hayır” cevabı verecektir.
 
Top