Ayhan Deniz Tuncay'ın, İç Dökmenin Kadıncası kitabından..
NAMUS KAVRAMI
Kişilerin namusu, sadece bedende, düşüncede, davranışta olmayıp toplumun da, yaptırım gücüdür.
Erkek ve kadın evliliklerinde bedensel davranış olarak birbirlerine ait olmaya, sadık kalmaya Özen gösterir ve söz verirler.
Bu davranışlarımda, evlilikleri süresince korumak zorundadırlar.
Eşlerden biri bu amacı kötüye kullanır veya eksik olan yönlerinden dolayı koruyamazlarsa, o zaman ahlak çöküntüsü başlar. Hiç beklemediğiniz bir anda da size acılar ve üzüntüler yaşatır, içinden çıkamayacağınız bir kaosa sürükler.
Toplumda aldatma ve ahlaksızlık kötülenirken eğer bunu yapan erkekse çapkınlık adı altında top- lumca ahlaksızlık yok edilir.
Kadının ahlaksızlığı ise toplumca yok edilmez kötü kadın olarak kalır.
Her toplumda bu durum çifte standart olarak karşımıza Çıkar.
Ahlaksızlık yapan kadın ve erkek bunu başkası aracılığıyla yapmaz.
Ben bunu size ait bir elbisenin başkası tarafından kullanılmasına benzetiyorum.
Kendinize bir elbise almaya karar verirsiniz. Elbiseyi de alırken elbisenin bazı Özellikleri olmasını ve size uymasını istersiniz.
Tam istediğiniz gibi size yakışan, uyan bu elbiseyi alırsınız.
Artık sizin elbiseniz olduğuna göre sadece siz giyebileceğinizden onu çok güzel korur, yıpranmasına lekelenmesine izin vermezsiniz. Onu korumak için dolabınıza yerleştirirsiniz.
Hiç beklemediğiniz bir anda evinize bir hırsız girer. Amacı elbisenizi çalmaktır. Ya, siz kapıyı açık bırakmışsınızdır veya o kendine uygun bir yol bularak dolabınıza ulaşır. Sizin haberiniz olmadan elbisenizi dolaptan alır bir müddet giyer, kullanır sonra, dolaba tekrar bırakır. Aynı elbisenizi giymek istediğinizde bir de bakmışsınız ki elbiseniz giyilmiş ve üzerinde lekeler oluşmuş, bunu gördüğünüzde hayretler içinde kalır şoke olursunuz. Bildiğiniz için tekrar aynı elbiseyi giyebilirmisiniz.?
Ya da elbisenizi aldığını tekrar yerine bırakmadığını düşünün, elbisenizi tesadüfen başkasının üzerinde gördüğünüzde, bir zamanlar size ait olduğu için, üzerinden parçalıyarak çıkarmak ve atmak istersiniz. Çünkü tekrar bir başkasının üstünde görmeyi istemezsiniz.
jjig düşündünüzmü? Size ait bir elbise başkasının bedenine ne kadar uyar ne kadar yakışır, mutlaka bir bozukluk bir deformasyon olur. (Kıssadan hisse)
Erkeklerin evliyken bile birini bulma olasılığı fazladır. Çünkü erkek toplumdaki hoş görü nedeniyle çekinmeden arar ve birini bulur.
Kadın evliyken toplumdaki yeri gereği, birini bulma olasılığı azdır veya çekinir.
Gerçekte ise erkek namus diye diye namussuzluk peşinde koşar bunu yaparken de karısının namusunu korumaya çalışır.
Karısına; "sen benim namusumsun onu koruyacaksın."
"Kadın şaşırır."
"Sana ait bir şeyi ben ne kadar koruyabilirim."
"Ben senin namusunu beklerken, benim namusumu kim koruyacak."
O zaman erkek de kadın da anlarki namus kişilere özgü ve özeldir. Koruması da kendilerine aittir.
Erkeklerin, sevgi ve sahiplenmeleri bedenseldir. Onların düşüncesinde bedenini kullandıran kadın namussuzdur. Eğer kendi bedenlerini kullandırırlarsa adı çapkınlıktır. Her iki tarafında yaptığı hata ortak- dır. Tek taraflı olmaz önce bu düşünceyi bırakmaları gerekir. Çünkü kişilerin bedenleri, düşünceleri, sevgileri bu kadar ucuz olmamalıdır.
Bizdekl erkek anlayışına göre namussuzluk erkeğin elinin karası, kadmın alnının karasıdır. Güya yıkayınca erkeğin elinin karası gider, alın karası kalırmış.
Bazı erkeklerin alın karasının nedeninin kendileri olduğunu unutmamaları gerekir.
Alın karasını önlemek için önce elleri ve düşünceyi kirletmemek gerektiğini bilmelidirler.
Toplum hoş görüyor diye erkek ahlaksızlık yapmamalı. Kadında eşini ve çocuklarını düşünerek kendini basit ve küçük düşürmemelidir.
namus hakkında yazı
namusla ilgili alıntılar
NAMUS KAVRAMI
Kişilerin namusu, sadece bedende, düşüncede, davranışta olmayıp toplumun da, yaptırım gücüdür.
Erkek ve kadın evliliklerinde bedensel davranış olarak birbirlerine ait olmaya, sadık kalmaya Özen gösterir ve söz verirler.
Bu davranışlarımda, evlilikleri süresince korumak zorundadırlar.
Eşlerden biri bu amacı kötüye kullanır veya eksik olan yönlerinden dolayı koruyamazlarsa, o zaman ahlak çöküntüsü başlar. Hiç beklemediğiniz bir anda da size acılar ve üzüntüler yaşatır, içinden çıkamayacağınız bir kaosa sürükler.
Toplumda aldatma ve ahlaksızlık kötülenirken eğer bunu yapan erkekse çapkınlık adı altında top- lumca ahlaksızlık yok edilir.
Kadının ahlaksızlığı ise toplumca yok edilmez kötü kadın olarak kalır.
Her toplumda bu durum çifte standart olarak karşımıza Çıkar.
Ahlaksızlık yapan kadın ve erkek bunu başkası aracılığıyla yapmaz.
Ben bunu size ait bir elbisenin başkası tarafından kullanılmasına benzetiyorum.
Kendinize bir elbise almaya karar verirsiniz. Elbiseyi de alırken elbisenin bazı Özellikleri olmasını ve size uymasını istersiniz.
Tam istediğiniz gibi size yakışan, uyan bu elbiseyi alırsınız.
Artık sizin elbiseniz olduğuna göre sadece siz giyebileceğinizden onu çok güzel korur, yıpranmasına lekelenmesine izin vermezsiniz. Onu korumak için dolabınıza yerleştirirsiniz.
Hiç beklemediğiniz bir anda evinize bir hırsız girer. Amacı elbisenizi çalmaktır. Ya, siz kapıyı açık bırakmışsınızdır veya o kendine uygun bir yol bularak dolabınıza ulaşır. Sizin haberiniz olmadan elbisenizi dolaptan alır bir müddet giyer, kullanır sonra, dolaba tekrar bırakır. Aynı elbisenizi giymek istediğinizde bir de bakmışsınız ki elbiseniz giyilmiş ve üzerinde lekeler oluşmuş, bunu gördüğünüzde hayretler içinde kalır şoke olursunuz. Bildiğiniz için tekrar aynı elbiseyi giyebilirmisiniz.?
Ya da elbisenizi aldığını tekrar yerine bırakmadığını düşünün, elbisenizi tesadüfen başkasının üzerinde gördüğünüzde, bir zamanlar size ait olduğu için, üzerinden parçalıyarak çıkarmak ve atmak istersiniz. Çünkü tekrar bir başkasının üstünde görmeyi istemezsiniz.
jjig düşündünüzmü? Size ait bir elbise başkasının bedenine ne kadar uyar ne kadar yakışır, mutlaka bir bozukluk bir deformasyon olur. (Kıssadan hisse)
Erkeklerin evliyken bile birini bulma olasılığı fazladır. Çünkü erkek toplumdaki hoş görü nedeniyle çekinmeden arar ve birini bulur.
Kadın evliyken toplumdaki yeri gereği, birini bulma olasılığı azdır veya çekinir.
Gerçekte ise erkek namus diye diye namussuzluk peşinde koşar bunu yaparken de karısının namusunu korumaya çalışır.
Karısına; "sen benim namusumsun onu koruyacaksın."
"Kadın şaşırır."
"Sana ait bir şeyi ben ne kadar koruyabilirim."
"Ben senin namusunu beklerken, benim namusumu kim koruyacak."
O zaman erkek de kadın da anlarki namus kişilere özgü ve özeldir. Koruması da kendilerine aittir.
Erkeklerin, sevgi ve sahiplenmeleri bedenseldir. Onların düşüncesinde bedenini kullandıran kadın namussuzdur. Eğer kendi bedenlerini kullandırırlarsa adı çapkınlıktır. Her iki tarafında yaptığı hata ortak- dır. Tek taraflı olmaz önce bu düşünceyi bırakmaları gerekir. Çünkü kişilerin bedenleri, düşünceleri, sevgileri bu kadar ucuz olmamalıdır.
Bizdekl erkek anlayışına göre namussuzluk erkeğin elinin karası, kadmın alnının karasıdır. Güya yıkayınca erkeğin elinin karası gider, alın karası kalırmış.
Bazı erkeklerin alın karasının nedeninin kendileri olduğunu unutmamaları gerekir.
Alın karasını önlemek için önce elleri ve düşünceyi kirletmemek gerektiğini bilmelidirler.
Toplum hoş görüyor diye erkek ahlaksızlık yapmamalı. Kadında eşini ve çocuklarını düşünerek kendini basit ve küçük düşürmemelidir.
namus hakkında yazı
namusla ilgili alıntılar
