• Merhaba Ziyaretçi.
    "Minimalist Fotoğraflar" konulu fotoğraf oylaması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Oylamaya katılmanızı bekliyoruz...

Metal Fırtına 1-2-3 Kitap Özetleri

sherry

V.I.P
V.I.P
Metal Fırtına

Metal Fırtına, Orkun Uçar ve Burak Turna tarafından yazılan, Amerika Birleşik Devletleri'nin Türkiye'ye saldırmasını konu alan politik bir romandır.

Romanın Adı Yazarı: Metal Fırtına
Romanın Konusu:Savas

Metal fırtına 1 - Romanın Özeti


On iki askerden oluşan öncü gözetme timinin başındaki Üst Teğmen Alper en önde hızla aşağıya doğru koşuyordu.Çok büyük bir askeri birimin karargah merkezine bakan bir tepeden gözlem yapmışlardı.

Askerlerin sessizliğe alışmış kulakları derinden gelen sesi duymaya başladı bu bir helikopter sesiydi.

Yine helikopter sesleri gelmeye başlamıştı bu sefer sesler birden çoktu aniden irkildi Üsteğmen .Serdar G3 ünü alarak helikopterlere ateş açmaya başlamıştı üsteğmen de silahına sarılıp ateşlemeye başladı ve biraz sonra sesler kesildi ve oradan ayrıldılar.

Harekete geçen zırhlılarsa çok uzakta amerikan JSTAR(ismi sanırım bu idi) gözetleme uçakları tarafından anında tespit edilmişti.

En baştaki zırhlıda Binbaşı Haşim ERALP vardı.Telsizden emir verdi zırhlılar harekete geçti bombardıman başlamıştı siperlerin üstünden hızla geçtiler.

Daha sonra karşıdan düz bir ışık gibi görülen bomba içinde Binbaşı nın bulunduğu zırhlıya çarptı ve onu paramparça yapmıştı.

Başbakan içindeki sızıyı bastırmaya çalışarak “Binler cemi paşam Allah aşkına söyleyin” diyerek sordu.

“Zırhlı tugayımıza saldırı düzenlendi tankların neredeyse hepsi gitti” diye cevap verdi.

Günler geçmişti artık Genel Kurmay Harekat Merkezi ana baba günüydü.

ABD Savunma Başkanı “Donalt Rumsfeld” bakan la konuşmak istiyordu derken kapıda Genelkurmay Başkanı “Howord Strike” göründü.Yüzünde sert bir ifade vardı.

“Sayın Başkan; şu an itibariyle Metal Fırtına operasyonu başlamış bulunuyor” dedi.

Ve artık büyük savaş başlamışdı

Iraktan başlayarak ülkemize girmişlerdi yavaş yavaş tüm şehirlerimizi etkileri altına almışlardı başkentimiz olan Ankara’ya kadar ulaşmışlardı Anıtkabiri bombalamışlardır.

İstanbul’a kadar ulaştılar…

Ersin sıska bir çocuktu yaşı yirmi üç olmasına rağmen son dört yıldır hiç dışarı çıkmıyordu kendisinin bir karabasanın içinde olduğunu zannediyordu.Kendilerini korumak için girdikleri boduruma kadar geliyordu silah sesleri ersinin beyni patlayacakmış gibi oluyordu.Ya bir şeyler yapacaktı yada kendi kendisini yok edecek yada bir girdabın içine atacaktı kendisini.

82. hava indirme tümeni komutanı Tümgeneral Josep Reed savaş kıyafetlerini giymişti.Helikopterler çalışmıştı pervane seslerinden başka bir ses duyulmuyordu.Askerlere helikopterlere binme emrini verdi tam tamına yüz elli dört helikopter vardı komutanda kendisi için ayrılmış helikoptere binip yola çıktılar.

İstanbul’a ulaşmışlardı helikopterler boğaz köprüsünü ortadan vurarak Asya ve Avrupa’yı ayrıldılar ve sonunda İstanbullu ele geçirdiler…
 
Metal Fırtına 2 (Kayıp naaş) Kitap Özeti

Orkun Uçar | Roman / Türk Edebiyatı | Altın Kitaplar | 175 sayfa

Metal Fırtına’nın ilk kitabı Orkun Uçar ve Burak Turna tarafından kaleme alınmıştı. Metal Fırtına-2 Kayıp Naaş’ta ise yazar olarak sadece Orkun Uçar’ı görüyoruz. Metal Fırtına’nın ilk kitabını okuyanların en çok merak ettiği soru Anıtkabir’den kaybolan naaşın ne olduğuydu. İşte Metal Fırtına-2 Kayıp Naaş’ta bu sorunun cevabını bulabilirsiniz. Kitap, 2005 yılında Altın Kitaplar tarafından yayımlandı.

Amerika Birleşik Devletleri 27 Mayıs 2007 tarihinde Anıtkabir’i bombalar. Enkazı incelemeye gelen Genelkurmay Başkanı Hikmet Pars, Atatürk’ün naaşının yerinde bulunmadığını görür. Atatürk’ün naaşı kaybolmuştur. Metal Fırtına’nın ilk kitabında Türk - İsrail gizli savaşı çok kısa olarak ele alınmıştı. Metal Fırtına-2 Kayıp Naaş ise ilk romanın bittiği yerden başlıyor. Roman, sadece kurgu boyutuyla değil arka plandaki Türk - İsrail ilişkilerine ait bilgilerle de dikkati çekiyor. Serinin ilk kitabının en ilgi çekici karakteri, devlete bağlı Gri Takım adlı gizli bir teşkilatta çalışan Türk ajanı Gökhan Birdağ’dı. Gökhan Birdağ, vatan için yetiştirilmiş bir ölüm makinesidir. İlk kitapta Gökhan Birdağ, Amerika Birleşik Devletlerinin Türkiye’ye saldıracağını çok daha önceden öğrenir. Fakat devletin içine kadar sızmış olan ajanlar bu bilginin ciddiye alınmasını engeller. Bunun üzerine Gökhan Birdağ, kendisini yetiştiren Kurt adlı komutanının da yardımıyla gizlice Amerika Birleşik Devletlerine gider ve burada savaşın başlamasını bekler. Savaş başlayınca ABD birliklerinin geri çekilmesi için uyarı da bulunur ama ciddiye alınmaz. Bunun üzerine elindeki bombalardan biriyle Washington’u yok eder. İkinci bomba ile New York’ta yakalanmak üzereyken yaralı olarak kurtulmayı başarır, Alman ajanları saklanmasına yardım ederler.

İlk kitabın sonunda Gökhan Birdağ, Türkiye’ye yönelik savaş planının arkasındaki isim olan işadamı Adrian Lyman’ı kaçırıp intikam alır. İkinci kitapta Gökhan Birdağ ABD’dedir ama kısa sürede yeni görevi gereği Avrupa’ya dönecektir: Yeni görevi ise Atatürk’ün kayıp naaşını bulmaktır.


Metal Fırtına 2 (kurtuluş)

Sir Eli denilen kişinin ekonomik desteğiyle, StillsonABD’nin başkanı olmuştu. Fakat bu başkan sadece Sir Eli’nin verdiğiemirleri yerine getiren kukla, göstermelik birisiydi. Perde arkasındahükümeti yöneten asıl kişi ise Sir Eli olacaktı. Gayri meşru yollarlahükümet olan Stillson sadece onaylayan konumundaydı. Bir gün kabine ilktoplantısını New York’ ta yapmıştı. Stillson toplantıya çağırdığı SirEli’ yi kabineye tanıtıyordu. Stillson ayağa kalkıp Sir Eli’ ye yervererek kenara çekildi. Sir Eli, Stillson’ a hiç bakmadan başkanlıkkoltuğuna oturarak bütün gücün kendisinde olduğunu göstermişti.

Beyler çok önemli bir görev için buradasınız diyerek söze başlar. Emirveriyor gibiydi ve bunda ciddiydi, gerçek başkan gibi davranıyordu.Stilson ise onun yanında başıyla onaylayan kişi konumundaydı.Hedeflerini bir bir sıralamaya başladı. Bütün taşeronları ortadankaldıracağız. Gerçek imparatorluk bugün ortaya çıkmaya başlayacaktır.Bakanlardan tek isteğim amerikan ordusunun harekete geçmesi içindüğmeye basmalarıdır.Şimdiana planlarımızı uygulamaya koyabiliriz. İlk olarak Ortadoğu’yu tam birkaosun ortasına sürüklemeliyiz. Bu kaos sayesinde top yekün savaşçıkararak Müslüman dünyayı yenilgiye uğratmalıyız. Ortadoğuda taşerondevletlere ihtiyacımız kalmamalı. İsrail’ in bile bizim için bir önemiyok artık. İsrail etrafına gereken zararı verip ondan sonra ortadankaldırmalı. Yani Ortadoğu’da yakılacak ateşle beraber Amerikanpolitikalarına muhalefet edebilecek hiçbir devlet yapısı kalmamalı,oradaki Yahudiler Amerikanın kontrolüne geçmelidir. Amerikan ordusununSuudi Arabistan ve İran’ a saldırması için Amerikalılar, Amerika’dabüyük bir terör eylemi düzenleyerek bu eylemin sorumlusu olarakİranlılar ve Suudiler gösterilir. Buna karşılık olarak SuudiArabistan’daki kutsal toprakların ele geçirilmesi emri verilir.İsrail’de büyük bir patlama yapılarak İsrail bu saldırının İrantarafından yapıldığı zannedilerek İran da savaşa sokulur. Ortadoğu’datek büyük bir devlet kurulmasını sağlamak için federal bir yapıoluşturularak kontrolünün Amerikanın denetiminde olmasını sağlamaktır.

Amerika Suudi Arabistan topraklarına hava saldırısıbaşlatarak savaşı başlatmıştır. İran da Amerikan Hava Kuvvetleriuçaklarına karşı taarruz harekatı başlatmıştır. Suudi Arabistan tümMüslüman ülkelere çağrıda bulunarak cihat ilan etmiştir.

İstanbul’da ise Dolmabahçe Sarayında Türkiye’nin evsahipliğinde Rusya, Çin ve Hindistan Amerika’nın yapmış olduğusaldırıları toplantıda konuşuyordu. Gelişmeler hakkında görüşmeleryapılıyordu.

Türk Pilotları da Rusya’ ya giderek Rus uçaklarıyla ortakolarak Amerikan uçak gemilerine saldırıda bulunmuştur. Birçok Amerikanuçağı düşürülmüştür. Kısmen Türkiye’de Rusya ile birlikte savaşa dahilolmuştur.

Amerika, Türkiye’ye bir CIA Ajanı olan Michael Einckharff’ugönderir. Bu ajanın geliş sebebi ise Dışişleri Bakanı olan AbdullahGÜL’ü kaçırıp Amerika’ ya götürmektir. Bunun için gerekli tüm planlarıyapan ajan uygulamaya tam geçecekken Dışişleri Bakanı Abdullah GÜL üç –beş kişilik bir heyetle Amerika ya gider ve ajan da dönmek zorundakalır.

Abdullah GÜL’ün Amerika’yı ziyareti esnasında kaybolduğubildirilir. Fakat olay kaybolma değil kaçırılmadır. Kaçırıldıktan sonradört metrekarelik bir hücrede hapis tutuluyordu. Daha sonra AbdullahGÜL ve diğerlerini Teksas’ta Bilimsel Araştırma Merkezinde tutuyorlarve beynini yıkamaya çalışıyorlarmış. Bakanların beynini yıkayıp dahasonra da serbest bırakacak ve o sayede Türkiye Amerikanın istekleridoğrultusunda yönetilecekti.

Gri Takım Üyesi Amerika’ da Türkiye lehine çalışanajanlarından Mert, Han, Kurt, Deniz ve Amerikalı Tracy isimli hayatkadının çalışmaları ile Abdullah GÜL ve diğer bürokratlarkurtarılmıştır.

Kuzey Irak’ta Hakkari Dağ Komando Tugayında görevliyken biroperasyon esnasında Asteğmen Selçuk girdiği çatışmada Amerikanaskerlerine esir olur ve Amerika’ya götürülür. 2 yıl boyunca birAraştırma Merkezinde tutulduktan sonra Abdullah GÜL’ün de aynı yerdeolduğunu öğrenir. Yangın çıkartarak Abdullah GÜL ve diğer bürokratlarınkurtarılmasını sağlar.

Büreyde yakınları / Suudi Arabistan

Amerikan 1 nci Tank Tümeni General Smith komutasında SuudiArabistan topraklarında hızla ilerliyorlardı. Hedefleri Kutsaltoprakları olduğu bölgeyi ele geçirmekti. Amerikan askerlerinin içindenbazıları oraya gitmek istemiyorlardı içlerinden sürekli olarak kaçmakgeliyordu ama kısılıp kalmışlardı çölde.

Akşam olmak üzereydi ve etraftan Tank Tümenin öncükuvvetleri arasındaki zırhlılar üzerlerine doğru gelen RPG RoketleriTopçu Atışları, makineli tüfek atışlarıyla başlayan atışların GeneralSmith’ın sinirlerini bozmuştu. Çölün içinde ciddi büyük bir kuvvetgizliydi. Bir Amerikan askeri Gn.Smith’ e gelerek “Komutanım büyük birdirenişle karşı karşıyayız”. Çok profesyonelce Suudilerden beklenmedikşiddetli ve kararlı ateşle karşılaştık. Türkiye’den Kayseri KomandoTugayı Tuğgeneral Hasan KARA’nın komutasında dünyada eşi benzeri azbulunur bir harekatla Suudi Arabistan çöllerine girmişti. Takımlaraayrılıp Suriye bağlantısı üzerinden gizlice çölü geçmiş veAmerikalılardan habersiz HİCAZ’a yaklaşmışlardı. İki Taburuyla BÜREYDE etrafına yerleşirken iki Taburda Tank Tümenin yolunu kesmek üzere genişbir alanda yerli halkla beraber direniş hattı oluşturulmuştu.Amerikalıların bundan haberi yoktu. Tümen ilerledikçe daha fazladirenişle karşılaşacaktı.

Tabur Komutanı Binbaşı Hakan havancılara emir vermişti.Durmaksızın ateş edilecekti. Havan toplarının yerinin belirlenmesizordu. Bu gerçekleşinceye kadar Tümenin geri çekilmesi için baskıyapacaktı.

Amerikan Uçakları, Apaçi helikopterleri hava saldırılarınabaşlayınca ölüm makineleri kan kokularını almış köpek balıkları gibihedefe üşüşmek için uğraşıyordu. Uçakların geldiğini gören Bnb.HakanMetal Fırtına operasyonu nedeniyle daha önceden tecrübeliydi. Özelolarak seçilmişlerdi. Türk birlikleri hazırlıklıydı. İki Tabur askeryeterli değildi. Ama Tugayın geri kalanı daha geniş bir alanayayılmıştı. Bnb. Hakan’ın emriyle Havan Topları Amerikan askerlerineardı ardına ateşe başlamıştı. Öncü Tank birliklerinin askerleri zırhlıaracın üstündeki kapaktan dışarı çıkarak makineli tüfeklerine hedefarıyordu.

Amerikalı Generalin sinirleri aşırı derecede bozulmuştu.Telsizden hava kuvvetlerini isteyerek bu işi yapamayacaksa defolupgitsinler diye haykırıyordu. Apaçiler ve A-10 uçakları da belirmişti. Daha öncedenhazırlanmış sahte mevzileri bombalayıp gidiyorlardı. Amerikan uçakları ve helikopterleri birer birer RPG ve taşınabilir uçak savar silahları ile avlanarak tek tek düşürülüyordu. Gelişmiş Amerikan silahları hiçbirişe yaramıyordu.

Türk askerleri ve yerli gönüllülerle birlikte bedevilerin ellerinde nereden geldiği belli olmayan birkaç ton C-4 olduğunu öğrenen Bnb. Hakan bütün C- 4’leri belli bir derinliğe gömmüşler ve etrafına da binlerce 155.lık top mermisi RPG mermilerini yerleştirerek bir cephanelik oluşturulmuştu. Amerikan Tank birliklerinin üzerinden geçerken ateş edilerek patlatılmıştı.
Amerika, birliklerinin çok fazla kayıp vermesi üzerine vehava desteğini de yitirmesiyle bir toplantı yapar. Ne yapılması gerektiğini sorar fakat General Smith’ten korktukları için hiç kim secevap veremez. Yarbayın bir tanesi şöyle bir manevra şekli sunar.Komutanım; ortada bir yarma harekatı yaparak ilerleyebileceklerini düşünmektedir. Bu fikir kabul görür ve hareket başlar. Türk birlikleride bunun yapılmasını bekler. İleri gözetleyici Subayı Teğmen Alpergelişmeleri Tbk.Bnb. Hakan’a bildirerek Tank Zırhlıları ilerlemeye başlayınca daha önceden gömülen C-4 patlayıcılarının patlatılarak cephanelik şeklindeki tuzak devreye sokularak bu patlamayla bütüntanklar ve araçlar ses ve basıncın etkisiyle hepsi etkisiz hale gelmişti. General Simth’in aracıda devrilerek yaralanmıştı.

Modern tarih geride kalmıştı sanki karşısındaki insanlaröyle iyi kamufle olmuş ve o kadar hareketliydi modern savaş teknikleriişe yaramaz hale gelmişti.

General Smith etrafında yavaşça ilerlemekte olan tank vezırhlı araçların birer birer durmaya başladığını fark etmişti. Dağ gibibir kum bulutu bütün savaş alanını sarmıştı. Askerler birbirlerineyakın bir şekilde hareket ediyordu. Kum fırtınası zamanla şiddetiniarttırmış, tüm silahların namluları kumla dolmuştu. Silahlar işeyaramıyordu. Kumlar hepsini yutacak duruma gelmişti 50 metreyi bulankum bulutları her yeri dağıtıyordu. Karanlık çökmeye başlamıştı. Nefesbile almak mümkün değildi.

Bütün silahlar susmuş bir işe yaramıyordu. Amerikalılar veTürkler karşılıklı olarak tüfeklerine süngülerini takarak artıksüngülerle muharebe ediyorlardı. Tüm her yer ölü ve yaralılarla dolmuştu. Savaş neredeyse durma noktasına gelmiş hatta tamamendurmuştu. Bir süre sessizce beklediler. Komutanlar yavaş yavaş önedoğru gelmeye başladılar. General Smith ve Tuğgeneral Hasan KARA karşıkarşıya geldiler. Amerikalı askerler de yavaş yavaş öne doğru gelerekbirbirlerine yaklaştılar. Aynı hareketi Türk Askerleri ve Arap sivillerde yaparak savaş bitmiş oldu.

Sonuç olarak Arabistan çöllerinde tüm dünyaya hakim olmayaçalışan ekonomi ve teknolojinin işe yaramadığı bir savaşta Amerika’nınTürk ordusu karşısında başarısızlıkla sonuçlanan savaşın TürkSubaylarının ve askerlerini dahiyane fikirleri ve harekatı sonucuzaferle sonuçlanmış olmasıdır.
 
Metal Fırtına 3 (kızıl kurt) Kitap Özeti

Metal Fırtına 2, ilk romanın bittiği yerden başlıyordu; 2007 Mayısında Kuzey Irak’taki Türk birlikleri ABD güçleri tarafından baskına uğrar. Kimse savaşın başladığına inanmak istemez ama ABD güçleri acımasız saldırılarını sürdürür. Amerikan güçleri Suriye üzerinden Türkiye’ye girip önce Ankara’ya sonra da İstanbul’a ilerler. Ankara’ya kısmen girilir. Anıtkabir bombalanır. Bu bombalama sonucu enkaza gelenler Atatürk’ün naaşını bulamaz. Çünkü naaş kayıptır. Savaştan üç ay önce ABD’nin Türkiye’ye saldıracağını öğrenen Gökhan Birdağ adlı bir Türk ajanı, iki atom bombasını ABD’ye sokar ve Türkiye saldırıya uğrayınca birini Washington’da patlatır. Bu sırada diplomatik girişimler de başlar. ABD, Türkiye'yi geleceğin enerji teknolojisinin temelinde bulunan BOR minerali yüzünden işgal etmek istemektedir. Türkiye bu planları diğer devletlere sununca ABD’ye baskı oluşur. Washington’da yaşanan patlama sonucu darbe alan ABD, ültimatom karşısında geri adım atar. Metal Fırtına 2’de de yine bir savaş var; Türkiye yine önemli bir düşmana karşı mücadele veriyor.

Orkun Uçar Metal Fırtına 3’te Gökhan Birdağ’in politik maceralarına devam ediyor. Komutanı Kurt’un kızı ile evlenip Alanya’ya yerleşen Gökhan, yeni kimliğiyle sakin bir hayat sürmektedir. Bu güzel günler gelen bir haberle sona erer; Kurt, Orta Asya’daki bir görev sırasında Rus mafyasının eline düşmüştür. Romanlarını “politik kurgu” olarak tanımlayan Orkun Uçar, bu tür kitapları sadece roman olarak nitelendirmek imkansızdır, diyor. Metal Fırtınalar’da kurgu, açıkta veya gizlenen olaylar üzerine inşa edilmiştir ve yazara göre kitaplar, Soğuk Savaş sonrası insanları nasıl bir dünyanın beklediği konusunda aydınlatıcı bir misyona sahiptir. “Bu kitapların içindeki bilgi, araştırma kitabı şeklinde sunulsa bu kadar yaygın bir kitleye ulaşamazdı. Kurgunun gücü bu işte… Kitaplar özetle; artık eski uluslararası ittifakların kalmadığını, Türkiye’nin dikkatli ve tedbirli olması gereken bir dönemece girdiğini anlatıyor,” diyor Orkun Uçar.

Metal Fırtına 3 - Kızıl Kurt; Gökhan, MİT ajanı Eşref Kapılı’nın uyarısıyla hamile karısı ve kızıyla birlikte İstanbul’a doğru yola çıkar ama yolda saldırıya uğrarlar. Roketle vurulan arabadan sadece Gökhan tamamen yanmış bir şekilde sağ çıkar ama doktorlar sadece birkaç saat ömür biçer. Saldırıyı duyan Eşref Kapılı hastaneye geldiğinde Gökhan’ı yaşatmak için tek bir çaresi olduğunu düşünür… Bir süredir gözlem altında tuttukları bir gen şirketinde ilginç deneyler yapılmaktadır. Eşref Kapılı, Gökhan’ın tamamen yanmış bedenini bu şirkete götürür ve yeni geliştirilen bazı teknolojilerin üzerinde uygulanmasını sağlar…Gökhan birkaç hafta sonra mucizevi şekilde iyileşmiştir, hatta deneyler hesapta olmayan bazı ilginç güçler kazanmasını sağlamıştır. Şimdi intikama sıra gelmiştir… Gökhan tedavi edilirken Eşref Kapılı araştırmalarını sürdürmüştür. Gökhan’ı öldürmeye çalışan ve Kurt’u tutsak alan teşkilatın adı Opriçnina’dır ve gizemli liderleri Korkunç İvan olarak anılmaktadır.

Metal Fırtınalar neden bu kadar çok okunuyor? Orkun Uçar’a göre Metal Fırtınalar’ın bu kadar çok okunmasının tek bir nedeni var: İnsanlar kendilerinden saklanan bilgileri, gizlenen gündemi bu kitaplarda okuyabiliyorlar. Yazar sözlerine şöyle devam ediyor: “İlk kitapta ABD’nin Türkiye’ye saldırısını işliyorduk; 11 Eylül sonrası başlayan Haçlı seferi ve Süleymaniye’de 11 askerimizin başına çuval geçirilmesinden sonra bu olasılık halk arasında konuşuluyor ama yüksek sesle dile getirilemiyordu. Böylece gerçek gündem şişti şişti ve patlatan biz olduk. Kayıp Naaş’ta İsrail’in bu ülke ve bölgemiz için planları vardı. Nitekim daha yeni yeni medyada bu tehlikenin sonuçları dile getiriliyor. Üçüncü kitap yine etkileri görünen ama yüksek sesle dile getirilmeyen bir tehdit üzerine. Metal Fırtınalar insanların medyada okuyamadıkları gerçek gündemi dile getirdiği için çok okunuyor. Bir başka neden de vizyon sunması… Yani insanlar ABD ve İsrail’le mücadele ettiğimizi, PKK’nın onlar tarafından korunduğunu ve desteklendiğini biliyor. AB’nin asla gerçekleşmeyecek bir hedef olduğunu da… Ama ne okuyor veya duyuyor: ABD ile müttefikiz, AB’ye üye olacağız. Bildikleri, gördükleri hükumet açıklamaları, medyanın sunduklarıyla çelişince tek güvenecekleri kaynak Metal Fırtınalar kalıyor. İşte Metal Fırtına budur: Halkımıza gerçeği söyleyen, güvendikleri kaynak.”


Metal Fırtına 3 (Karşı saldırı)

'Gelecek öngörülebilir mi? Metal Fırtına 3 Karşı Saldırı'yı okuyun ve buna siz karar verin.'

Yazdığı Metal Fırtına kitabıyla olası bir Amerika -Türkiye savaşını öngörüp Beyaz Saray'ı bile ürküten ve dünyayı sallayan, Üçüncü Dünya Savaşı'yla Avrupa'daki göçmenlerin eylemlerini tahmin eden Burak Turna bu sefer de okuyucuyu dünyanın en sıcak çatışma bölgelerine götürerek, heyecanlı bir aksiyon kurgusunun içine sokuyor.

Kötülük baronu, bütün operasyonlarda kendisini engellediğini düşündüğü Gri Takım'dan kurtulmak için bir plan geliştirir. Afrika'nın Atlas Okyanusu'na açılan Gambiya isimli küçük ülkesinde pek az kişinin bildiği bir Türk eğitim birliği vardır. Kötülük baronu, bu birliğin subaylarını kaçırttırır ve Türk Özel kuvvetlerinin onları kurtarması için girişim başlatmasını sağlar. İlk amacı bu özel birliği pusuya düşürmektir.

Ancak esas amacı bu komployu Gri Takım'ın öğrenip engellemeye çalışmasını sağlamak ve Gri Takım'ı, savaş alanına geldiğinde yok etmektir.

Peki Gri Takım, bu büyük tuzaktan kurtulup karşı saldırıya geçebilecek mi ? Kurt, bu ölümcül mücadeleden sağ kurtulabilecek mi ? Mert ve Gökhan?ın ilişkileri nasıl bir şekil alacak ? Metal Fırtına 3'ü okumaya başladığınızda zamanın nasıl geçtiğini anlamayacak ve bir sonraki sayfayı heyecanla bekleyeceksiniz.
 
Sen nerelisin yaaa ? :)

Yok o kadar da değil ama eğer bölümlere ayrılmışsa en son bölümü okuyup eğer ilgimi çekerse önceki bölümlere doğru geliyorum.

Bu benim hobim, tarzım. Ben böyle keyif alıyorum. Rahatsız olmadın umarım :D
 
Geri
Top