Huzur Sokağı-Mahalle Baskısı

arz-ı hal

şşşşştttttttt
Özel üye
karakter-alt-yapisi-saglam-basari-garanti-3919993_4254_o.jpg



43 yılda 1 milyon adetten fazla satan ve Türkçe yazılmış ilk hidayet romanı olarak anılan "Huzur Sokağı" aynı isimle dizi haline geldi. Farklı yaşam biçimleri süren iki gencin aşkını anlatan hikâyenin başrolünde Selin Demiratar var. Canlandırdığı "Feyza" karakterinden yola çıkarak Selin Demiratar fotoğraf çekimi için iki farklı karaktere büründü ve başını örttü.

Diziden önce İslami edebiyatla aranız nasıldı?
- Daha önce İslami edebiyat türünde hiç kitap okumamıştım. Proje bana geldikten sonra 101’inci baskısını yapan ‘Huzur Sokağı’ kitabını alıp okudum. Hikâye yazıldığı 1960’ların sonunda çok ses getirmiş. Bunun sebebi sanırım roman karakterlerinin sağlam temeller üzerine oturmuş olması. İnsanlar bu karakterlerden o kadar etkilenmiş ki birçok aile çocuklarının isimlerini ‘Feyza’ ve ‘Bilal’ koymuş. Ama ATV’deki dizimiz 1960’larda değil, günümüzde geçiyor. Tabii kitabın duygusu korunuyor ama hikâyeye yeni karakterler ve açılımlar da ekleniyor.

Romanda ‘Feyza’ karakteri beş vakit namaz kılan ‘Bilal’e aşık oluyor. Siz kendinizden farklı yaşam tarzın sahip bir adama aşık olur musunuz?
- Bilemiyorum. Savaş dönemlerinde birbirine düşman milletlerin vatandaşları arasında bile aşk doğabiliyor. Hayatta ne enteresan hikâyeler var. Ben de günümü yaşayan ve bunların hesabını yapmayan biriyim. Sonuçta aşk için ne desem
yalan olur.

Peki sevgiliniz kapanmanızı istese?
- Bence herkes birbirinin inancına saygı duyup karşısındakini olduğu gibi kabul etmeli. Ben karşımdakini değiştirmeye çalışmam, aynı şekilde onun da beni değiştirmesini istemem. Bu insanın kendi vereceği bir karar, başkasının etkisiyle olmamalı.

Nasıl yani? Bu hikâyede siyaset yok mu?
- Emin ol hikâyenin öyle bir tarafı yok. Zaten politika yapabilecek biri değilim. İşim de o değil! Ayrıca çok tepki gösterilecek aykırı bir şey de ortada yok.

Sık sık gündeme gelen ‘mahalle baskısı’ laflarına inanmıyorsunuz yani?
- Benim yaşadığım mahallede yok (Gülüyor). Aslında bir şeyleri çatıştırdıkça ayrımları oluşturuyoruz. Herkes rahat bırakılsa ortada siyasi bir durum da olmayacak.
 
Top