Alman Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Dicle İnanç, hastalıkla ilgili bilgi verdi...
Tahıllarda bulunan gluten maddesinin yol açtığı çölyak hastalığının bebeklik çağında, erken teşhis edilmesi gerekiyor.
Genetik kökenli hastalığın tedavisi bulunmuyor, uygulanan yöntem ise ömür boyu gluten diyeti.
Alman Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Dicle İnanç, hastalıkla ilgili bilgi verdi:
"Çölyak, genetik kökenli bir hastalıktır. Bu hastalık buğday, arpa, yulaf ve çavdar gibi tahıllarda bulunan ve pek çok gıdada (bisküvi, reçel gibi) kıvam verici madde olarak kullanılan, gluten adlı proteine karşı ince bağırsakta gelişen ve ömür boyu süren bir alerjidir.
Ağızdan alınan tüm gıdalar ince bağırsakta bulunan villus çıkıntıları ile emilerek kana karışır. Çölyak hastalığında gluten maddesi villusları harap ettiğinden, vücut için gerekli olan besin maddeleri bağırsaktan emilemez.
Gluten alerjisi, genetik olarak belirlenmiş kişilerde hayatın herhangi bir döneminde ortaya çıkabilir. Avrupa ülkelerinde yaklaşık her bin kişiden birinde çölyak belirtileri görülmektedir. Her 200-250 kişiden biri çölyak olmasına rağmen belirti vermeyebilir."
Belirtiler ek gıdalarla ortaya çıkıyor
Dr. Dicle İnanç, bebeklik çağında genellikle glutenli yiyecekler yenilmeye başladıktan sonra özellikle altıncı ayda başlanan ek gıdalarla kusma, ishal, karın şişkinliği, karın ağrısı, iştahsızlık, huysuzluk, kilo alamama, büyümede gerilik ve boy uzamasında yavaşlama gibi tipik belirtiler görülebildiğini de anlattı:
"Bazen sadece kabızlık tek belirti olabilir. Gebelikte veya bir ameliyat sonrası, viral enfeksiyon ya da duygusal bir stres sonucunda ortaya çıkabilir. Özellikle çocukluk çağında sebebi açıklanamamış ve ağızdan alınan demir takviyesiyle düzelmeyen kansızlıkta bu hastalık mutlaka akla gelmelidir.
Teşhisi zor hastalıklardan olan çölyakta en önemli nokta, bu hastalıktan şüphelenmek ve erken yaşta tanıyı koyabilmektir. Çünkü bu hastalığın belirtileri pek çok hastalıkla karışabilmektedir.
Çölyak’ın kesin tanısı, ancak yapılacak kan tahlilleri ve ince bağırsak biyopsisi ile konabilir. Genetik bir hastalık olduğu için ailesinde çölyak vakası olanların, şikayeti olmasa da mutlaka doktora başvurmaları ve gerekli kontrolleri yaptırmaları gerekmektedir."
Tek çözüm glutensiz bir hayat
Uyulması gereken tek tedavi yöntemi ise ömür boyu glutensiz diyet uygulamak.
Dr. Dicle İnanç, diyet uygulanmaya başladıktan kısa bir süre sonra bağırsaktaki zarar görmüş villuslar yenilenip, gıda emiliminin gerçekleştiğini ve şikâyetlerin ortadan kalktığını söyledi.
İnanç, diyetle birlikte büyüme ve gelişmenin hızlandığını da anlattı:
"Bu hastaların glutenli gıdaları kesinlikle tüketmemeleri gerekir ve bu durum bir yaşam biçimi olmalıdır. Çölyaklı çocukların dışarıda satılan gıdalara özenmelerini önlemek için bu gıdalar evde hazırlamalı.
Çölyak hastaları için özel üretilmiş un, ekmek, makarna, kek, gofret ve bisküvi gibi gıdalar ülkemizde bazı marketlerde yaygın olmayarak bulunmaktadır.
Buğday, arpa, yulaf ve çavdar yerine pirinç, mısır unu, patates, nohut, mercimek, kestane, soya, fasulye, fındık gibi besinleri ve bu besinlerden elde edilen un ve nişastalar tercih edilmelidir. Etiketinde 'glutensiz' ibaresi olan tüm gıdaları çölyak hastaları yiyebilir.
Doktora danışılarak vitamin ve mineral (özellikle demir) kullanmaları gereklidir.
Glutensiz diyet uygulanmadığı taktirde, arada yapılan kaçamaklar bağırsak kanseri, kemik erimesi, diyabet, çocuklarda büyüme gelişme geriliği, ağır kansızlığa yol açabilir."
/CNN Türk
Tahıllarda bulunan gluten maddesinin yol açtığı çölyak hastalığının bebeklik çağında, erken teşhis edilmesi gerekiyor.
Genetik kökenli hastalığın tedavisi bulunmuyor, uygulanan yöntem ise ömür boyu gluten diyeti.
Alman Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Dicle İnanç, hastalıkla ilgili bilgi verdi:
"Çölyak, genetik kökenli bir hastalıktır. Bu hastalık buğday, arpa, yulaf ve çavdar gibi tahıllarda bulunan ve pek çok gıdada (bisküvi, reçel gibi) kıvam verici madde olarak kullanılan, gluten adlı proteine karşı ince bağırsakta gelişen ve ömür boyu süren bir alerjidir.
Ağızdan alınan tüm gıdalar ince bağırsakta bulunan villus çıkıntıları ile emilerek kana karışır. Çölyak hastalığında gluten maddesi villusları harap ettiğinden, vücut için gerekli olan besin maddeleri bağırsaktan emilemez.
Gluten alerjisi, genetik olarak belirlenmiş kişilerde hayatın herhangi bir döneminde ortaya çıkabilir. Avrupa ülkelerinde yaklaşık her bin kişiden birinde çölyak belirtileri görülmektedir. Her 200-250 kişiden biri çölyak olmasına rağmen belirti vermeyebilir."
Belirtiler ek gıdalarla ortaya çıkıyor
Dr. Dicle İnanç, bebeklik çağında genellikle glutenli yiyecekler yenilmeye başladıktan sonra özellikle altıncı ayda başlanan ek gıdalarla kusma, ishal, karın şişkinliği, karın ağrısı, iştahsızlık, huysuzluk, kilo alamama, büyümede gerilik ve boy uzamasında yavaşlama gibi tipik belirtiler görülebildiğini de anlattı:
"Bazen sadece kabızlık tek belirti olabilir. Gebelikte veya bir ameliyat sonrası, viral enfeksiyon ya da duygusal bir stres sonucunda ortaya çıkabilir. Özellikle çocukluk çağında sebebi açıklanamamış ve ağızdan alınan demir takviyesiyle düzelmeyen kansızlıkta bu hastalık mutlaka akla gelmelidir.
Teşhisi zor hastalıklardan olan çölyakta en önemli nokta, bu hastalıktan şüphelenmek ve erken yaşta tanıyı koyabilmektir. Çünkü bu hastalığın belirtileri pek çok hastalıkla karışabilmektedir.
Çölyak’ın kesin tanısı, ancak yapılacak kan tahlilleri ve ince bağırsak biyopsisi ile konabilir. Genetik bir hastalık olduğu için ailesinde çölyak vakası olanların, şikayeti olmasa da mutlaka doktora başvurmaları ve gerekli kontrolleri yaptırmaları gerekmektedir."
Tek çözüm glutensiz bir hayat
Uyulması gereken tek tedavi yöntemi ise ömür boyu glutensiz diyet uygulamak.
Dr. Dicle İnanç, diyet uygulanmaya başladıktan kısa bir süre sonra bağırsaktaki zarar görmüş villuslar yenilenip, gıda emiliminin gerçekleştiğini ve şikâyetlerin ortadan kalktığını söyledi.
İnanç, diyetle birlikte büyüme ve gelişmenin hızlandığını da anlattı:
"Bu hastaların glutenli gıdaları kesinlikle tüketmemeleri gerekir ve bu durum bir yaşam biçimi olmalıdır. Çölyaklı çocukların dışarıda satılan gıdalara özenmelerini önlemek için bu gıdalar evde hazırlamalı.
Çölyak hastaları için özel üretilmiş un, ekmek, makarna, kek, gofret ve bisküvi gibi gıdalar ülkemizde bazı marketlerde yaygın olmayarak bulunmaktadır.
Buğday, arpa, yulaf ve çavdar yerine pirinç, mısır unu, patates, nohut, mercimek, kestane, soya, fasulye, fındık gibi besinleri ve bu besinlerden elde edilen un ve nişastalar tercih edilmelidir. Etiketinde 'glutensiz' ibaresi olan tüm gıdaları çölyak hastaları yiyebilir.
Doktora danışılarak vitamin ve mineral (özellikle demir) kullanmaları gereklidir.
Glutensiz diyet uygulanmadığı taktirde, arada yapılan kaçamaklar bağırsak kanseri, kemik erimesi, diyabet, çocuklarda büyüme gelişme geriliği, ağır kansızlığa yol açabilir."
/CNN Türk