Aşkın Verandası

~meLek~

GalataSaray'ım
Sen, aşkın kristal verandasında billûr bakışlarınla kurulurken. Ben , yelyepelek yılkıların yelesinde, anı geleceğe tebdil eden zamanın kuytularında seni düşünürüm. Kâh rüzgârın söylediği visal şarkısını, kâh ayrılığın hicran bestesini dinlerim.

Meveradan beklediğim gül soluklu süvarinin gelmesi geçiktikçe, zamanı kum saatinin sinesinde elerim.

Ben böyle canhıraş uğraşırken, elif duruşunla, gül misal tebessümünle sen çıka gelirsin muhayyel peri…

Peşin sıra dizili hüthütler güvercinler… Ben, birden telaşlanırım. Seni, kuşlardan kıskanırım…
Zaman bir güvercin gerdanlığı senin boynunda, ay gümüş bir sini koynunda. Dem aşk demi.
Maşuk bahtiyar, âşık gam yükü kervanının ilk ve son yolcusu… katar katar gam yüreğinde…

Minarelerin kandilleri muştu olurken yüreklere, mavera kokusu getirir esen yeller.

Bu demde, bir muhayyel iklime yolculuğum başlar benim. Senin muhayyel gülşenine vasıl olmaktan maada bir niyet arama bu yolculukta…


Ve bekle elif duruşunla beni. Bir gün vavın teslimiyetinde eşiğinde bulursan şaşırma.
İftar zamanı, kurumuş dudakların suyu beklediği gibi bekle. Bir katrenin özünde geleceğim sana .
Visalin ne olduğunu anlatacağım bire bir…


Kesretin zorlu yokuşları geride kalacak. Vahdetin hoş ikliminde neşvü nema bulabilmek için birlikte el açacağız kutsal saatlerde…


Yine zamanı düreceksin avuçlarında. Bembeyaz zambaklar açacak vadinde. Benim muhayyel ülkemin muhayyel perisi… bekle bekle…

İbrahim Kilik
 

Top