8 Kasım: Zonguldak'ın Karaelmas'a Kavuştuğu Gün

wien06

V.I.P
V.I.P
Kdz. Ereğli ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü AR-GE Formatörü Tarihçi Gürdal Özçakır'ın göndermiş olduğu Tarık Dakal'ın araştırması şu şekilde:

Tarihi birçok gün vardır; resmi literatürde yer alsa da tarihçiler arasında hala daha tartışılmaktadır. Örneğin; tarihte ilk kanunları Hammurabi'nin koyması; Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gazinin kuruluş ile ilgili rüya görmesi; Fatih'in İstanbul'un fethi sırasında gemileri karadan yürütmesi gibi. Tarihte bunlar gibi birçok olay vardır. Bunlardan bir tanesi de Uzun Mehmet adlı Türk gencinin 8 Kasım 1829'da kömürü bulma hikayesidir. Bu hikayeye göre kömürün bulunması şu şekildedir:

"Osmanlı'da kömür dışarıdan ihraç ediliyordu ve ihtiyaç gittikçe artmaktaydı. İhraç için dışarıya çok fazla para akmaktaydı. Bu yüzden askerlere kömür numuneleri gösterilmiş ve memleketlerine döndüklerinde kömür aramaları nasihat edilmişti. Bahriyede 7 yıl askerlik yapmış olan Uzun Mehmet adlı gençte bunlar arasındaydı. Uzun Mehmet Ereğli'nin Neyren köyündendir.

Köyde iken 8 Kasım 1829'da Köseağzı değirmenine gittiğinde sırada fazla kişi olmasından dolayı sıra kendine gelene kadar Neyren deresi civarında dolaşmaya başlamıştı. O sırada askerde kendisine gösterilen taşlara benzer taşlar toplamış ve değirmene geldiğinde taşları kimseye fark ettirmeden ocağa atmıştı. Taşların yandığını görünce bunların kömür olduğunu anlamıştı. Kimseye bir şey söylememişti. Mevsim kış ve hava şartları kötü olduğundan baharı beklemişti İstanbul'a gitmek için. Bahar ayı geldiğinde 1830 yılında taşlardan bir kısmını yanına alarak İstanbul'a saraya gitmişti. Padişah II. Mahmut tarafından kendisine 5000 kuruş verilmiş ve hayat boyu olmak üzere aylık 600 kuruş maaş bağlanmıştı. Padişah tarafından verilen emirle, görevli birkaç kişi Ereğli'ye gidecek ve kömürün yerini tespit edecekti.

Bütün bunları duyan Ereğli Beyi Hacı İsmail Ağa kendisine haber verilmeden Padişaha intikal eden bu olay karşısında sinirlenmiş ve Uzun Mehmet'i öldürtmek için adamlarını İstanbul'a göndermişti. Hacı İsmail Ağa'nın iki adamı İstanbul'da Leblebici hanında Uzun Mehmet'i boğarak öldürmüştü. Kömürün yeri henüz tespit edilememişti. Bundan yaklaşık 10 yıl sonra 1838'de Padişah Abdülmecit, Kapıcıbaşılarından Ahmet Nazif ile Hasan Halife'yi Ereğli'ye kömürü aramaya göndermişti. Bir süre sonra bulunan kömür 1848 yılında da işletilmeye başlanmıştı. Dönem dönem el değiştiren kömür ocakları 1940 yılına kadar yabancıların elinde kalmıştı."

6589929461.jpg

Cumhuriyet, 16 Teşrinisani 1932, Çarşamba, Sayfa 5

Bu, tarihçiler arasında tartışıla gelen bir hikayedir. Kimine göre Uzun Mehmet'ten önce bölge halkı kömürü biliyordu, kimine göre ise Uzun Mehmet hikayesi 1930'lu yıllarda milliyetçiliğin etkisiyle ortaya atılmış bir efsaneydi. Her ne kadar doğruluğu, kesinliği tartışılan bir konu olsa da Uzun Mehmet hikayesi ve Uzun Mehmet, Zonguldak Halkevi sayesinde hafızalara kazınmıştı. Zonguldak'ta bir çok yerde Uzun Mehmet ismini taşıyan dükkan adına, sokak adına, park adına sık sık rastlanılmaktadır.

24 Haziran 1932'de kurulan Zonguldak Halkevi, tarih çalışmaları kapsamında bölge tarihine ışık tutması amacıyla üç kişilik bir heyet oluşturmuştu. Bu heyette
Zonguldak Gazetesi'nin sahibi olan Tahir Akın Karaoğuz; Zonguldak ticaret odası başkanı Hüseyin Fehmi İmer ve halkevi yayım komitesi temsilcisi Ahmet Naim Çıladır bulunuyordu. Heyetin yapmış olduğu araştırmaya göre kömür, 8 Kasım 1829 tarihinde Uzun Mehmet adlı bir genç tarafından bulunmuştu. Halkevinin katkılarıyla 8 Kasım, "Kömür Günü" ilan edilerek başta Zonguldak'ta daha sonrada tüm yurtta bayram olarak kutlanılmıştı. Zonguldak Halkevinin 1932 yılındaki ilk kutlamasında "Uzun Mehmet Bahçesi"nin ve "Uzun Mehmet Caddesi"nin açılışları yapılmıştı; ayrıca Uzun Mehmet'in resmi olmadığından onun anısına bir "Uzun Mehmet Anıtı" da dikilmişti.

4165002704.jpg


Osmanlı Devleti, Uzun Mehmet'e hayat boyu olmak üzere aylık 600 kuruş maaş bağlamıştı; fakat Uzun Mehmet ilk aylığını dahi alamadan kömürün ilk şehidi olmuştu. Devlet katilleri cezalandırmıştı ama Uzun Mehmet'in ailesine bir yardımda bulunmamıştı. Yıllar sonra Zonguldak Halkevi Uzun Mehmet'in ailesini araştırınca ailenin maddi durumun kötü olduğunu öğrenmişti. Madencilerin aile için toplamış olduğu 68 Liraya biraz daha katkı yaparak 452 Lira 95 Kuruş yardımda bulunmuştu.

1936 yılındaki Kömür Günü kutlamalarına Başbakan İsmet İnönü ve Celal Bayar'da katılmıştı. Kasım 1949'da Ankara'da Türk Büyüklerini Anma ve Yaşatma Derneği tarafından düzenlenen törende; Uzun Mehmet'in Türkiye'de taş kömürünü ilk olarak buluşunun 120. yıl dönümü de kutlanmıştı. Törene İçişleri Bakanı Emin Erişirgil, Büyük Millet Meclisi Başkan Vekilleri Feridun Fikrî Düşünsel ve Cevdet Kerim İncedayı ve Zonguldak Milletvekilleriyle bazı Milletvekilleri katılmıştı.

8 Kasım Kömür Günü ve 21 Haziran Zonguldak'ın kurtuluş günü altı yedi yıldır Zonguldak Belediyesi tarafından birlikte kutlanılmaktadır. Bunun nedeni olarak; 8 Kasım günü Uzun Mehmet Anıtının bulunduğu alanın soğuk olması söylenmektedir. Bazı belediyeler ise bu kutlamayı yine ayrı ayrı yapmaktadır. 21 Haziran 2009 tarihinde Vali Vekili Fethi Özdemir, CHP Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Garnizon Komutan Vekil Güven Şağban, Zonguldak Belediye Başkan İsmail Eşref, TTK Genel Müdürü Rıfat Dağdelen, GMİS Genel Başkanı Ramis Muslu, MMO
Zonguldak Şube Başkanı Erdoğan Kaymakçı ve Amele Birliği Başkanı Muzaffer Kalaycıoğlu 180. yıl
kutlamalarına katılanlar arasında bulunuyordu.

1445733905.jpg

Açıksöz, 9 İkinciteşrin 1936, Pazartesi, Sayfa 3

Uğruna kutlamalar düzenlenen kömüre bir mücevher değeri vererek ona ilk defa "Karaelmas" adını veren kişi Tahir Akın Karauğuz'du. Böylece taş kömürü, işlenmesi en ağır fakat ağırlığı en ucuz olan mücevher olma özelliğine de kavuşmuştu. Kömürü ilk defa Türk hikayelerine konu yapan da Ahmet Naim Çıladır'dı. Yazarın dediği gibi;

"Önce Allah'ı severim,
Zonguldak'ı yarattığı için;
Sonra Zonguldak'ı severim,
Kömürü var ettiği için…"


Kaynakça:
Dergi ve Gazeteler: Açıksöz Gazetesi, Cumhuriyet Gazetesi, Demokrat Gazetesi, Devrek Postası Gazetesi, Doğu (Büyük Ülkü Gazetesi), Dünya ve Türkiye Dergisi, Hakimiyet-i Milliye Gazetesi (Ulus), Kebikeç Dergisi, Tarih ve Toplum Dergisi, Toplumsal Tarih Dergisi, Vakit Gazetesi, ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi.
 
Top