• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu yarışma düzenlendi. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada katilmanizi bekliyoruz...

3-9 Kasım Organ Nakli Haftası

cırcırböcee

V.I.P
V.I.P
Sağlık Bakanı Recep Akdağ: “Organ bağışı, tedavileri süren hastalarımız için yaşam umududur. Tüm vatandaşlarımı ‘organ bağışı’ konusunda duyarlı olmaya davet ediyorum”

Tedavisi sadece organ ve doku nakli ile mümkün olan hastalıklar, tüm dünyanın olduğu gibi, ülkemizin de en önemli sağlık sorunlarının başında yer alıyor. Türkiye’de, organ ve doku nakli bekleyen hastaların sayısı her geçen gün artıyor. Özellikle kalp ve karaciğer nakli bekleyen hastalar, uygun organ bulunamaması nedeniyle hayatlarını kısa süre içinde kaybediyor.

Türkiye’de, yaklaşık 30 bin kronik böbrek yetmezliği hastası, haftanın 3 günü diyaliz cihazına bağlı olarak ‘böbrek nakli olabilmek umuduyla’ yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Ancak, bu hastaların yılda sadece 600’ü bu olanağa kavuşuyor.

Ülkemizde, 211’i Sağlık Bakanlığı’na bağlı toplam 480 diyaliz merkezinde, kronik böbrek hastalarına diyaliz hizmeti veriliyor. Ancak diyaliz hizmetleri, böbrek hastaları için geçici bir tedavi şekli iken, bu hastalar için nihai iyileşme, böbrek nakliyle sağlanabiliyor.

Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, Türkiye’de yeterli sayıda ‘Organ Nakli Merkezi’ ve deneyimli bilim adamı olmasına rağmen, nakil sayılarının henüz istenilen düzeye ulaşamadığını belirterek, “Organ bağışı, tedavileri süren hastalar için yaşam umududur. Tüm vatandaşlarımı organ bağışı yapmaya ve hayatını kaybeden yakınlarının organlarını bağışlamaya davet ediyorum” diye konuştu.

“TOPLUMUMUZ ORGAN BAĞIŞI KONUSUNDA YETERİNCE DUYARLI DEĞİL”

Akdağ, Bakanlığı’nca, Türkiye genelinde organ bağışında bulunan kişilerin temel özelliklerinin belirlenmesi ve organ bağışçılarının illere göre dağılımının tespiti amacıyla bir araştırma yapıldığını belirterek:
“yapılan araştırmanın sonuçları, toplumumuzun organ bağışı konusunda, yeterince duyarlı olmadığını gösteriyor.Vatandaşlarımızın organ bağışı konusunda duyarlı olmaları, hayat kurtarmaya vesile olacaktır” dedi.

Akdağ, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ‘Organ bağışı konusunda, İslam dini açısından hiçbir sakınca olmadığı, hayat kurtarmaya vesile olunmasının çok önemli bir insani görev olduğu’ yönünde yayımladığı fetvanın konuya dini yönden önemli bir açıklık getirdiğini kaydetti.

Türkiye’de, 12 kalp, 17 karaciğer, 21 kemik iliği, 25 böbrek nakli merkezi ile 11 göz bankasının faaliyet gösterdiğini dile getiren Akdağ, Bakanlığı’nca organ bağışının artırılması ve organ nakli hizmetlerinin hedeflenen düzeye çıkarılması amacıyla geniş kapsamlı çalışmalar yapıldığını bildirdi.

Organ ve doku nakli hizmetlerinde yaşanan en önemli sorunun, organ ve doku bağışının temini olduğunu vurgulayan Akdağ,

“ Ülkemizde, organ nakli bekleyen vatandaşlarımızın 6501’i böbrek, 3635’i kornea, 351’i karaciğer, 191’i kalp, 64’ü kalp kapağı, 65’i pankreas, 277’si kemik iliği hastasıdır. Tüm vatandaşlarımızın ‘organ ve doku nakli’ konusunda çok duyarlı olması gerekmektedir. Bu konu tüm Türkiye’yi yakından ilgilendiren çok önemli bir sağlık sorunudur. Bu konuda basın yayın kuruluşlarımıza da önemli görevler düşmektedir” diye konuştu.

‘Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Sistemi’nin, organ nakli çalışmalarında, verimliliği artırmak, adaletli organ ve doku dağıtımını sağlamak amacıyla kurulduğunu ifade eden Bakan Akdağ, şu görüşleri kaydetti:


“Bakanlığımızın koordinasyon ve denetiminde, üniversitelerin, kamu ve özel sağlık kuruluşlarının da katılımıyla yürütülen sistemin amaçları; ülke genelinde organ ve doku nakli hizmetleri alanında çalışan kurum ve kuruluşlar arasında gerekli koordinasyonu sağlamak, sınırlı sayıda temin edilebilen organ ve dokuları, bilimsel kurallara, tıbbi etik anlayışına uygun olarak, adaletli bir dağıtımla, en uygun hastalara, en kısa süre içerisinde naklini sağlamaktır.

Sistemin yürütülmesi amacıyla, Bakanlığımıza bağlı, ‘Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Merkezi Ankara ilinde, Bölge Koordinasyon Merkezleri de; İstanbul, İzmir, Antalya, Adana ve Kayseri illerinde faaliyetlerini sürdürüyor.

Ülke genelinde ‘kadavra donör’ (verici) tespit edildiğinde, görevli organ nakli koordinatörleri bu bilgiyi ‘Ulusal Koordinasyon Merkezi’ne bildirmektedir. Bu merkez, ilgili mevzuata uygun olarak organların nakil merkezlerine dağıtımını sağlamaktadır.”

“ORGAN NAKLİ HASTALARIN YAŞAM KALİTESİNİ ARTIRIR”

Kronik böbrek hastalığı dolayısıyla, diyaliz programına alınmış bir hastanın, ülke ekonomisine yıllık maliyetinin yaklaşık olarak 23 bin dolar olduğuna dikkat çeken Bakan Akdağ, şu görüşleri kaydetti:

“Ülkemizde halen 30 bin kronik böbrek yetmezliği hastası, haftanın 3 günü diyaliz cihazına bağlı olarak yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Bu hastalar için, cihaz yatırımı hariç, yılda yaklaşık 600 milyon dolarlık bir kaynak gerekiyor. Oysa organ nakli yapılmış bir böbrek hastasının ilk yıl maliyeti diyalizle neredeyse aynı düzeyde gerçekleşmekte, ancak bundan sonraki yıllık tedavi maliyeti 10 bin dolara düşmektedir.


Hastaların, diyaliz cihazı bağımlılığından kurtularak ulaşmış oldukları yaşam kalitesindeki artışı değerlendirebilmek ise imkansızdır. Benzer bir maliyet ve yaşam kalitesi farkı, diğer organ nakilleri için de söz konusudur. Karaciğer yada kalp yetmezliği hastası için organ nakli öncesi ve sonrası arasında dramatik bir fark mevcuttur. Organ nakliyle, kaybedilmesi kaçınılmaz olan hastalar ikinci bir yaşam şansı yakalamakta ve aileleri dahil pek çok insanın yaşam kalitesi yükselmektedir”.

Türkiye’de halen yürürlükte olan “Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında 2238 Sayılı Kanun” doğrultusunda, 18 yaşını dolduran kişilerin, ölümlerinden sonra kullanılmak üzere organ ve dokularını bağışlamak istediklerinde, sağlık kurum ve kuruluşlarında bulunan organ bağış bürolarına başvurmalarının yeterli olduğunu bildiren Akdağ, organ bağış senetlerini imzalayan bağışçılarının bu isteklerini gerçekleştirebildiklerini sözlerine ekledi.
 
Geri
Top