Yemek ve mizah

zemheri

Usta
Yemek ve mizah

Edebiyatımızda ve yemek kültürümüzde Kaygusuz Abdal'ın "Kaz" şiiriyle başlayan ve günümüze kadar gelen, mizaha dayalı pek çok yazı, şiir, fıkra vb. vardır.
Geçen haftalarda yazdığım "Muzip Yemeklerimiz" adlı yazıda da bunlardan bazı örnekler vermiştim. Beli kırık, ağzı yumuk, karnıyarık, imambayıldı vb. Bu hafta ise size sunacağım şiir bence yemek üzerine yazılmış en güzel mizahi şiir olma özelliğini taşımakta... Değerli şair Rasim Köroğlu 1993'te yayımladığı "Körün Taşı" adlı kitabından "sosyete sofrası" şiirini vermek için iznini istediğimde, başka bir şiiri de olduğunu söyleyerek ikisini birden yayınlamam için gönderdi. İki şiiri de kendisine teşekkür ederek sizlere sunuyorum... Bu hafta, Âşık Rasim'in üzülmeden kolayca yiyeceği güzel bir enginar yapalım ve ağız tadıyla kalalım.

SOSYETE SOFRASI

Kurulmuş masalar sosyete işi,
Her gelen oturdu binbir poz ile,
Olsaydı ortada anamın aşı,
Doyardı şu karnım belki haz ile.

Bir sohbet başladı şubattan, marttan,
Konçerto dinledik Bach'dan, Mozart'tan,
Hiç haberim yoktu böyle bir şarttan,
Yenirmiş yemekler meğer caz ile.

Bıçaklar sağ ele, çatallar sola,
İcat edenlerin gözü kör ola,
Her lokmadan sonra bir saat mola,
Kimsenin işi yok burda hız ile.

Çatalın ucuyla aldı tabaktan,
Silmedi boyayı pembe dudaktan,
Değmeden geçirdi dilden, damaktan,
Hap yutuyor sanki hanım doz ile.

Boğazım yandı da dilim küçüldü,
Sinirler gerildi, damar açıldı,
Gözlerimden sanki ateş saçıldı,
Yutunca viskiyi birden buz ile.

Keser iken kucak kucak odunu,
Kesemedim burda tavuk budunu,
Dalga geçti erkek ile kadını,
Dürtüp birbirine şöyle diz ile.

Rasim der ki, beni kimler getirdi,
Ben yemedim, yemek beni bitirdi,
Bütün kazancımı aldı götürdü,
Ödenmezmiş hesap burda az ile.

Rasim KÖROĞLU

***

AŞÇI

Neler neler geçti bu garip baştan,
Dul kalınca yüzüm gülmedi gitti,
Kesildim ekmekten, kesildim aştan,
Karnım tıka basa dolmadı gitti.

Kap kacak aradım durdum mutfakta,
Menemen pişirdim çinko tabakta,
Yumurta yapıştı, biber ayakta,
Domates suyunu salmadı gitti.

Kompir aldım şöyle koca tas gibi,
İnce ince kıydım onu süs gibi,
Patates yağınan sanki küs gibi,
İkisi yan yana gelmedi gitti.
Vurunca tokmağı kırdım havanı,
Fırladı sarımsak deldi tavanı,
Cücüklettim iki çuval soğanı,
Evde sebze meyve kalmadı gitti.

Sever idim canlı balık işini,
Tava elde bekler iken leşini,
Oynattı kuyruğu dikti başını,
İnat etti hınzır ölmedi gitti.

Aşure pişirmek aklıma esti,
İki kaşık yiyen bir hafta kustu,
Verdiğim komşular selamı kesti,
Kimseler kapımı çalmadı gitti.

Yiyince hormonu değişti huyu,
Bir çilek doyurdu koskoca köyü,
Dolapta uzadı hıyarın boyu,
Bu işleri aklım almadı gitti.

Ateşte durdukça imambayıldı,
Patlıcan toplandı kıyma yayıldı,
Rasim'im dünyada namım duyuldu,
Üzerime aşçı gelmedi gitti.

Rasim KÖROĞLU

Zeytinyağlı enginar
6 kişilik

Enginarları bekletme suyu

5 su bardağı su

1 yemek kaşığı un

½ limon suyu

6 iri enginar, 2 patates, 12 arpacık soğan veya 2 soğan (yemeklik kıyılmış), 3 havuç, 1 su bardağı bezelye, 1 su bardağı zeytinyağı, ½ limon suyu, 1 tatlı kaşığı toz şeker, 5 su bardağı su, yeterince tuz

Süslemek için: Dereotu

Beraberinde: Limon suyu

Yapılışı: Enginarları ayıkla, unlu limonlu suya at. Sebzeleri ayıkla, kuşbaşı büyüklüğünde doğra, yıka, arpacık soğanları da ayıkla, hepsini enginarların bulunduğu suya at.

Tencereye enginarları diz. Etrafına sebzeleri sudan çıkar yerleştir. Zeytinyağı, şeker, tuz, limon suyu, 5 bardak suyu ilave et. Kapak ört, enginarlar yumuşayıncaya kadar pişir. Pişmeden suyunu çekerse sıcak su ilave et. Ateşten alınca üzerine 2 kaşık zeytinyağı gezdir, kapak ört, soğuyuncaya kadar beklet.

Not: Arpacık soğan yerine kıyılmış soğan da kullanabilirsiniz
.
Nevin Halıcı
 
Top