Asp'ye Giriş

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Cookie (Çerez)


Daha önce ne kadar çok olursa olsun tek-tek Web sayfalarından oluşan siteler yaptıysanız bile, Cookie (Çerez) ile ilginiz olmamış olabilir. Ya da sadece Internet ziyaretçisi olarak başkalarının size gönderdiiği Cookie’lere sinirlenmekle yetinmiş olabilirsiniz. Fakat şimdi ASP ile Web Programı oluşturmaya hazırlanan kişi olarak Cookie’lerle daha yakından ilgilenmeniz gerekiyor. Çünkü artık siz de başkalarına çerez göndereceksiniz!


Tabiî bunun için önce “Cookie neden gereklidir?” sorusunu yanıtlamak gerekir. HTTP ile yapılan iletişim, belirgin olmayan durum bağlantısına dayanır: yani ne istemci sunucunun, ne de sunucu istemcinin o anda hatta (on-line) olduğunu bilmek zorunda değildir; birbirlerinden istedikleri ve gönderdikleri şeyleri karşı tarafından almaya hazır olduğunu bilmeden gönderirler. Oysa sözgelimi elektronik alışveriş gibi ziyaretçinin bir yerlere birşeyler kaydettiği, geçici değişkenler oluşturduğu durumlarda sitemizde kimin ne yaptığıını bilmek zorundayız. Ziyeretçinin bir sayfada yaptığı tercihler diğer sayfalarda ona sunacağımız içeriği etkileyebilir, belirleyebilir. Oysa aynı ziyaretçi bir sayfadan diğerine geçerken Server ile ilişkisini kaybedebilir. Bunun için ziyaretçinin Internet’ten kopması gerekmez; sadece TCP/IP protokolü gereği bizimle bağlantısı kesilebilir. Bunu ziyaretçi farketmeyebilir; ama Server etmek zorundadır. Heryeni ilişkiye yeni bir “application” (uygulama programı) başlatamayız; ziyaretçinin bir önceki sayfada yaptığı tercihlerin devam etmesi gerekir. Bu devamlılığı ziyaretçiyi işaretleyerek yaparız; bu işareti de Cookie sağlar.


ASP tekniğiyle tasarladığımız sitede, ziyaretçilerimize Cookie göndermek zorunluktur diyebiliriz. ASP açısından Cookie’ler bir nesne oluştururlar. Aslında, Cookie’ler ASP için iki ayrı grup Cookie nesnesi oluştururlar: verilenler, ve hakkında bilgi alınan varolan Cookie’ler. Birinci grup Request (talep) nesneleri, ikinci grup ise Response (karşılık) neslereni içinde ele alınabilir. Cookie konusunun devamını Response nesnelerine değindiğimiz yere bırakalım.


Sertifika Nesnesi


Sertifika, HTTP bağlantısında “Ben filancayım!” diyen istemcinin, gerçekten filanca olup olmadığını gösterir. Bir yazılımdan ibaret olan sertifikaları yetkili bir kurum veya şirket verir; bir seri numarası olur. Şifreleme teknikleri gelişmiş olduğu için taklit edilmesi zordur. Sertifika uygulaması için Web Server’ın Secure Socket Layers denen güvenli HTTP protokolünü kullanması gerekir. Bu durumda Server’ın URL’i, http:// diye değil https:// diye yazılır.


ASP açısından sertifika ile ilgili her türlü bilgi ClientCertificate kolleksiyonunda durur. Sözgelimi, bir ziyaretçinin gerçekten sitenize girmeye yetkili olup olmadığını anlamak için:


<%SertifikaNo = Request.ClientCertificate(******Number) %>


gibi bir kodla istemcinin Sertifika seri numarasını SertifikaNo değişkenine atayabilir ve daha sonra bu değişkenin değerini elinizdeki bir liste ile karşılaştırabilirsiniz.


Karşılık (Response) Nesnesi


Ve geldik Web Server’in Çıktı (Output) sağladığı istemciye giden karşılıkların oluşturduğu nesneye. Server’dan Browser’a giden herşey karşılıktır. Bu bir ASP veya HTML sayfası olabilir, sayfanın içindeki GIF, JPG veya PNG grafiği, bir Flash, video veya ses dosyası olabilir. Böylesine zengin içeriği olmakla birlikte Response nesnesinin sadece bir kolleksiyonu vardır: Cookie’ler. Buna karşılık Response nesnesinin kullanabileceğimiz çok sayıda özelliği ve metodu bulunur. Önce Cookie kolleksiyonunu ele alalım; sonra önemli Response nesnesi özellikleri ve metodları üzerinde duralım.


Cookie’ler


Request nesnesinin Cookie kolleksiyonuna değinirken, ziyaretçilerimizi Browser’larına Cookie göndererek tabir yerinde ise işaretleriz, demiştik. Bu işaretleme, söz gelimi, ziyaretçinin bir Form’a yazdığı adı ve soyadı ile elektronik posta adresini Cookie olarak onun bilgisayarına kaydetmek şeklinde olur. Bir kişi sayfamızı talep ettiği anda, ASP programımız bu kişinin bilgisayarında daha önce koyduğumuz Cookie’yi arar ve bulur; Cookie’den bu kişinin adını öğrenir ve mesela sayfamız “Sayın Filanca, sitemize hoş geldiniz!” başlığını görüntüler.


Cookie’ler sadece böyle fiyaka amaçlı olarak kullanılmaz; ziyaretçinin daha önce sitemizde ziyaret ettiği sayfaları veya elektronik ticaret sitemizden satın aldığı kitap türlerini Cookie’ye kaydedebiliriz. Ziyaretçinin ikinci ziyaretinde ona önce bu sayfaların veya kitapların köprülerini sunabiliriz.


Bir Cookie’nin adı ve anahtarları (key) ile bu anahtarlara karşılık değerler olur. Örneğin:


<% Response.Cookie(“Bizim_Cerez”)(“Adi_Soyadi”)= “Necip Fazıl” %>


Bu, ziyaretçinin Browser’ına (yani sabit diskine) “Bizim_Cerez” isimli bir Cookie gönderir; bu Cookie’nin “Adi_Soyadi” adlı bir anahtarı vardır; bu anahtarın değeri ise “Necip Fazıl” olur.


Cookie kolleksiyonunun iki özelliği bulunur:


Expires (zaman aşamı süresi): Bir cookie’nin artık geçersiz olduğu tarihi gösterir.:


<% Response.Cookie(“Bizim_Cerez”).CookieExpires = “August 7, 2000” %>


Bu Cookie, 7 Ağustos 2000 tarihinden sonra kullanılmaz olacak demektir.


HasKeys: Cookie’nin String mi içerdiği yoksa anahtarları ve değerleri mi bulunduğunu belirtir, “HasKeys = False” birinci, ““HasKeys = True” ise ikinci durumu belirtir. Bir Cookie’de birden fazla anahtar ve değer bulunuyorsa, tümünü bir ASP kodu içinde yazmak, Cookie’nin gönderilmesini kolaylaştırır


Metodlar


Response nesnesinin bir çok metodu vardır; bunlardan .Write’ı yukarıdaki örneklerde sık sık kulandık:


<%


DIM Adi_Soyadi


Adi_Soyadi = “Necip Fazıl Dayanır”


Response.Write(“Merhaba, benim adım, “ & Adi_Soyadi)


%>


örneği, ziyaretçinini Browser penceresine: “Merhaba, benim adım Necip Fazıl Dayanır” yazdırır. Fakat VBScript, size bir kolaylık sağlar; buna bazı ASP tasarımcıları “eşittir metodu” adını verir:


<%


DIM Adi_Soyadi


Adi_Soyadi = “Necip Fazıl Dayanır”


%>


<%= “Merhaba, benim adım, “ & Adi_Soyadi %>


Özellikler

Response nesnesinin bir çok özelliğini kullanarak ziyaretçimize göndereceğimiz sayfaları ve diğer unsurları yönetiriz:


Buffer (Tampon) : True (doğru) olarak ayarlandığında ziyaretçiye gönderilecek sayfanın bütün unsurları bir tampon bölgede toplanır, Script’in çalışması bitinceye kadar beklenir ve HTML sayfa toptan gönderilir. Kimi zaman ASP kodumuz sonuna kadar çalıştığında ziyaretçiyi başka bir sayfaya ve siteye yönlendirebilir. Bu gibi sebeplerle, özellikle çok işlem gerektiren ASP sayfalarının baştarafına bunu sağlayan kodu koymakta yarar olabilir:


<%


Option Explicit


Response.Buffer = TRUE


%>


Flush (hemen gönder): Buffer metodu sayfanın tümünün Script’in icrası bitmeden gönderilmesini önlerken, Flush bunun tam tersini yapar. ASP, Response nesnesinin Flush metodu kullandığımızı gördüğü anda, o ana kadar icra edilmiş kodun sonucu olan HTML’i Browser’a gönderir:


<%


Option Explicit


Response.Flush


%>


Clear (Boşalt): Buffer metodu ile Script’in sonunu beklerken geçici bir alanda tutulmakta olan HTML, Clear metodu ile temizlenir, yok edilir. Flush metodunda tampondaki HTML Browser’a gönderilir; ancak Clear metodu tampon bölgedeki herşeyi yok eder. Böyle “tehlikeli” bir metod neden vardır, ve nerede kullanılabilir? Bir çok yerde: ziyaretçinin sözgelimi elektronik alışveriş sitemizde alışverişten vazgeçtiğini belirtmesi üzerine tampon bölgede tutmakta olduğumuz ve alınan mallar listesini içeren HTML’i bu yöntemle temizleriz:


<%


Option Explicit


Response.Clear


%>


Expires (Süresi dolar): Kullanıcı tersine bir ayar yapmadıysa, Browser genellikle görüntülediği sayfaları Geçici Internet Dosyaları dizinine (cache) kaydeder ve tekrar aynı sayfayı görüntülemek istediğinizde sayfayı Internet’ten edinmek yerine kendi sabit diskinden alır. Oysa özellikle haber gibi süreli bilgilerin sunulduğu Web sitelerinde bu sitenin itibarını sarsar. ASP tekniğiyle bunu önleyebiliriz. ASP sayfamızda bu sayfanın gözgelimi 60 dakikadan fazla cach dizinde tutulmamasını sağlayacak Expires metodunu kullanabiliriz:


<%


Option Explicit


Response.Expires = 60


%>


Burada yazdığımız rakamı değiştirerek, sayfanın cach’de tutulacağı dakikayı değiştirebiliriz. “Expires = 0” sayfanın hiç saklanmamasını sağlar.


End (Son): Response nesnesinin o anda icra edilmekte olan Script’i durdurarak, o ana kadar ne elde edilmişse hepsini Browser’a göndermesini sağlayan metodu olan End, aynı zamanda Buffer metoduyla tutulan HTML’in de gönderilmesine yol açar. Bu metoddan sonraki HTML veya ASP kodları icra edilmez:


<%


Option Explicit


Response.End


%>


Response nesnesinin ASP sayfasının çıktı kontrolünü sağlayan bu metodlarını aşağıdaki eğlenceli Script’le sınayabilirsiniz (ASP ile eğlence de bundan daha fazla olamaz!). Burada Browser’a gitmesi ümidiyle üç cümle var. Programı çalıştırın ve bakalım hangisi ekranda kalacak? Bu kadar eğlendiğinize göre şu soruyu da yanıtlayabilirsiniz: Neden?


<% @LANGUAGE = VBScript %>


<%


Option Explicit


Response.Buffer = True


Response.Expires = 60


%>


<HTML>


<BODY>


Bu 1 Numaralı mesajı mı Browser’a gidecek?


<%


Response.Clear


Response.Expires = 0


%>


<HTML>


<BODY>


Bu 2 numaralı mesaj mı Browser'a gidecek)


<%


Response.Flush


%>


</BODY>


</HTML>


<%


Response.End


%>


Bu 3 numaralı mesaj mı Browser’a gidecek?


</BODY>


</HTML>
 

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Uygulama (Application) ve Oturum (Session) Nesnesi

ASP’nin varlık sebebi, standart CGI’ın yetersiz kaldığı noktalardan biri olan Web Server’ın her bir Web ziyaretçiyi oturumunun başından sonuna izleyebilmesi içindir, dersek durumu abartmış olmayız. ASP açısından, bir site “uygulama programı” (Application) sayılır. Her ziyaretçi de bir “oturum” (Session) sayılır. Bir takım ASP ve HTML sayfalarından oluşan bildiğimiz Site’ye application, her hangi bir ziyarete de session denmesinin sebebi nedir? Bunu her iki nesnenin işlevleri ile açıklayabiliriz.


Application nesnesi, sitenin tümüyle ilgili bilgileri (değişkenleri, nesneleri ve metodları) tutar; Session nesnesi ziyaretçinin sitemize girmesinden itibaren izini sürer. Diyelim ki bir borsa sitesi yaptınız; ziyaretçileriniz gelerek, satışa sunulan hisse senetlerinin değerlendirmelerini okuyacak ve size “Şu, şu hisse senetleri al!” diye talimat bırakacak. Bütün ziyaretçilerinizin erişeceği sadece bir veritabanınız var; buna karşılık her bir ziyaretçinin yapacağı farklı tercihler, vereceği farklı kararlar olacaktır. Application nesnesi, sitenizle (artık site yerine Web Uygulama Programı desek de ağzımız alışmaya başlasa!) veritabanına erişmekten tutun, alışverişlerie kadar sitede yapılacak bütün işlerin bütün kurallarını bilecek ve uygulayacak; Session nesnesi ise sözgelimi benim alışverişlerimi, tercihlerimi bilecektir.


HTML ve Javascript ile biraz oynadıysanız, bilirsiniz ki bir sayfadan ötekine değişken değeri aktarmak, imkansıza yakın derecede zordur. Değişkenlerin ömrü, fonksiyonla sınırlıdır. Bir ASP sayfasında herhangi bir değişkeni fonksiyon dışında tanımlamakla ve değer atamakla onu bütün fonksiyonlar için geçerli hale getirebiliriz. Fakat kimi zaman isteriz ki, bir fonksiyonun değeri bütün sayfalarda aynı olsun; ziyaretçinin sayfa değiştirmesi ile değişkenin değeri değişmesin. Bunu ASP’de yapmak çok kolaydır. ASP’de bu zorluğu yenebilmek için değişkenlerimizi Session nesnesi için oluşturabiliriz; ve bu değer ziyaretçinin oturumu boyunca devam eder; bütün ASP sayfalarındaki bütün Fonksiyonlar tarafından bilinebilir. Örneğin:


Session (“Tupras”) = 44500


bütün Session için geçerli bir Tupras değişkeni oluşturur ve ona “44500” değerini atar. Kimi zaman, değişkenin çok daha geniş kapsamlı olmasını, yani ömrünün Session ile değil bütün Application boyunca belirli olmasını isteyebiliriz. O zaman bu değişkeni Application düzeyinde tanımlayabiliriz:


Application (“Tupras”) = 44500


Bu durumda Tupras değişkeni bütün ziyaretçiler için aynı değere sahip olacakatır.


Session nesnesinin oluşabilmesi için, ziyaretçiye mutlaka bir Cookie göndererek, sitemizde (hani “Uygulama Programı” diyecektik?) bir işaret vermemiz gerekir. Daha önce, HTTP ile kurduğumuz bağlantı, belirsiz durum bağlantısıdır demiştik. Bu, Server’ın bir ziyaretçiye arzu ettiği sayfayı gönderdikten sonra, onu alıp almadığını, o sayfada ne tercihler yaptığını bilmemesi demektir. Oysa, ziyaretçiye sitemize bağlandığı anda bir Session kimliği verirsek ve her yeni sayfa talebinde bu kimliği kontrol edersek, kimin hangi oturumunu sürdürdüğünü biliriz. ASP–uyumlu bir Web Server, ziyaretçi yeni bir tercih yapmadığı taktirde her Session nesnesini 20 dakika açık tutar; sonra siler. Bu süreyi Session nesnesinin Timeout özelliği yoluyla değiştirebilirsiniz. Session belirleyen Cookie ASP-uyumlu Web Server tarafından otomatik olarak gönderilir ve takip edilir; tasarımcı olarak bizim bu konuda bir şey yapmamız gerekmez.


Bir Web programınıza aynı anda kaç kişi ulaşırsa (yani sayfalarınızı kaç kişi talep ederse), o kadar Session nesnesi oluşur; fakat siteniz bir adet olduğuna göre bir adet Application nesnesi vardır. Bu nesnenin bütün Session’lar için sitemizin ihtiyaçlarına uygun ve aynı uygulama kurallarına sahip olmasını sağlayan bir dosya vardır: Global.asa. Bu dosya PWS veya IIS kurulurken oluşturulur. ASP ile Web programlarınızı, örneğin MS Visual Studio ile oluşturuyorsanız, program sizin için seçtiğiniz dizinde bir Global.asa dosyası oluşturacaktır. Bu dosyada, çoğu zaman, sitemize ilk ziyaretçinin gelmesiyle oluşan Application_OnStart ve son ziyaretçinin çıkmasıyla oluşan Application_OnEnd ile herhangi bir ziyaretçinin bir sayfaya erişmesiyle oluşan Session_OnStart ve ziyaretçinin sitemizden çıkması ile oluşan Session_OnEnd olayları halinde ne yapılacağı yazılıdır. Bu dosyanın içeriği standart bir ASP dosyasına benzemekle birlikte adındaki uzatmanın .asp değil de .asa olmasının sebebi, dosyanın Active Server Application dosyası olmasıdır. ASP-uyumlu bir Web Server programı sitemize ulaşan ilk ziyaretçiyi gördüğü anda Global.asa dosyasını çalıştırır.


Application ve Session nesnelerin kendi başlarına en çok kullanıldığı yer, sitemize gelen ziyaretçilerin sayısını (sitemizin aldığı Hit sayısını) tutmasını sağlamaktır. Bu genellikle Global.asa pogramına bir sayaç yerleştirilerek yapılır.
 

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
ActiveX Veri Erişim (ADO) Nesneleri


ASP’nin diğer CGI tekniklerine göre kolay olmasının (peki, kabul, “kolay görünmesi” diyelim!) belki de sadece veri erişimini adeta çocuk oyuncağı haline getirmesidir. ADO, gerçekte bir ASP nesnesi olmaktan çok Server Component’i (sunucu bileşeni) sayılır. Bu bileşene biz ASP içinden bir ActiveX nesnesi ile ulaşırız.


Veritabanı, günümüzde giderek Web Programlarının temelini oluşturuyor. Sayfaların unsurları veritabanı dosyasından alınıyor; ziyaretçilerin verdikleri bilgiler veritabanına yazılıyor. Bu gelişimin başlıca sebebi, veritabanının site güncelleştirme işlerini kolaylaştırmasıdır. Söz gelimi bir sayfadaki seçenekleriniz, bir veritabanından alınıyorsa, bu seçenekleri alan VBScript kodu hiç değişmeden kalacak ve siz sadece veritabanı dosyanızda ilgili verinin alındığı alana yeni değerler girerek, sayfanızı sürekli güncel tutmuş olacaksınız. Bir diğer sebep ise veritabanı dosyalarının idaresinin kolay olmasıdır. Sözgelimi ziyaretçilerinizden aldığınız bilgileri daha sonra muhasebe kayıtlarınıza veya adres defterinize, müşteri kütüğüne ya da başka suretle kayda geçirmek istiyorsunuz. Ziyaretçilerimizin form yoluyla bize ilettiği bilgileri düzyazı dosyasına işlemenin yollarını Dosya sistemi Nesnesi’ni (FileSystem) görürken, ele aldık. Bunu yapabiliriz kolayca. Ama daha sonra düz yazı dosyasının idaresi, veritabanının idaresi kadar kolay olamaz. ASP sayfalarınız Access, Excel, Paradox, FilePro, SQL Server ve Oracle veritabanlarına ve spreadsheet dosyalarına erişebilir; bu dosyalardan veri okur ve bu dosyalara veri yazabilir. Özetle, ASP programlarımızla, SQL-uyumlu veya Windows ve diğer sistemler için yazılmış ODBC (Open Database Connectivity/Açık Veritabanı Bağlantısı) ile uyumlu her türlü dosyaya, ADO nesnesi aracılığıyla ulaşabiliriz.





ODBC ve OLE-DB


Bu yazimizin baştarafında, ASP dosyalarınızı geliştirmeye başlamadan önce bilgisayarınızda ODBC (Open Database Connectivity/Açık Veritabanı Bağlantısı) sürücülerinin kurulu olması gerektiğini belirtmiştik. ODBC, ADO’nun kullandığı tek sistem değildir; ve Microsoft firması, ODBC’nin yerine hızla OLE-DB adını verdiği yeni bir teknolojinin alması için yoğun çaba içinde. OLE-DB, ODBC’nin Web’de sağladığı başarının üzerine bina edilen yeni bir teknoloji. ODBC, ilişkilendirilmiş (relational) veritabanlarına erişmek üzere tasarlandığı halde OLE-DB her türlü veritabanına erişebilir. OLE-DB, ASP programlarımıza yeni nesneler kazandırabilir; kullanılmaya hazır elektronik ticaret bileşenlerini kullanmaya imkan verir. Bu konuda geniş bilgiyi, Microsoft’tan edirebilirsiniz.


ASP sayfalarımızda kullanacağımız ADO nesneleri ilerde de ODBC sürücülerine erişme imkanını koruyacağı için, şimdilik sadece ODBC tekniği ile çalışmakta ve bu tekniği öğrenmekte sakınca yok. OLE-DB, ODBC’nin yerini almayacak; fakat içinde ODBC’yi de bulunduracak. Bu da şu anda oluşturacağımız ASP uygulamalarının ilerde OLE-DB tekniği ile çalışan sunucularda işleyeceği anlamına geliyor.





Şimdi ADO ile aşağıda yapacağımız küçük örnekler için bilgisayarınızda kurulu bir veritabanı programı varsa onu kullanarak bir veritabanı dosyasında uyeler adıyla şu tabloyu oluşturabilirsiniz:


Alan Adı:__________________ Veri türü


uyeNo______________________ AutoNumber (Birincil Anahtar/Primary Key)


uyeAdi ____________- metin


uyeSoyadi.................... metin


email.............................metin


mesaj .......................memo

Daha sonra da renkler adıyla şu tabloyu yapın:


Alan Adı: Veri türü


renkID AutoNumber (Birincil Anahtar/Primary Key)


renk metin


Bu tablolardan birincisine bir kaç isim ve diğer bilgileri; ikincisine ise dört-beş renk adı girin. Bilgisayarınızda veritabanı oluşturma programı yoksa bu Yazimizin kodları arasında bulunan uyeler.mdb adlı MS-Access dosyasını kullanabilirsiniz. Bu dosyayı, kişisel Web Server’ınızın kök dizinine kopyalayın. Sonra, Denetim Masası’nı açın ve adı ODBC, ODBC 32 Bit, ya da ODBC Data Source olan simgeyi çalıştırın; ikinci sekme olan System DSN’i tıklayın.





Açılacak kutuda Add/Ekle düğmesini tıklayarak, yeni veri kaynağı oluşturmak için ilk adım olan veriyi okumakta kullanacağımız sürücüyü seçebileceğimiz kutunun açılmasını sağlayın. Burada, yukarıda oluşturduğunuz veri dosyasına uygun sürücüyü seçin. Örnek uyeler.mdb’yi kullanıyorsanız, birinci seçenek olan Microsoft Access Driver’ı seçmeniz gerekir. Son düğmesini tıklayın ve Access dosyasının kurulumunu yapmaya başlayalım. Buradaki Data Source Name (DSN, Veri Kaynak Adı), biraz sonra ADO nesnesiyle ilgili metodları ve deyimleri yazarken kullanacağımız veri adıdır; buraya “uyeler” yazın; çünkü örneklerde bu veriye “uyeler” adıyla gönderme yapacağız. İsterseniz, Description/Açıklama bölümüne veritabanının niteliğini belirten bir kaç kelime yazabilirsiniz. Sonra, Select/Seç düğmesini tıklayarak ve açılıcak diyalog kutusu yardımıyla veritabanı dosyasını kopyaladığınız yerde bulun; OK/Tamam’ı tıklayarak, veritabanı seçme işlemini tamamlayın.





DSN oluşturma kutularını sırasıyla OK/Tamam düğmelerini tıklayarak kapatın; “uyeler” verisi, şu andan itibaren bütün Web uygulamalarımızın hizmetine girmiş demektir.


Internet sitenize koyacağınız ve veritabanına erişmesi gereken sayfalarınız için bu işlemi gerçek Internet ortamında da yapmak zorundasınız. Veritabanı dosyanızı Internet sitenizde kök dizinine veya bir diğer dizine kopyaladıktan sonra sistem yöneticisine ya elektronik mektupla, ya da evsahibi firmanın yönetim ve teknik destek yardımı sağlayan sayfasında veritabanınızın dosya adını, yolunu, ve DSN olarak kullanmak istedeğiniz ismi bildirerek, bizim burada yaptığımız işi Server yöneticisinin yapmasını sağlamamız gerekir.


ADO’nun bize sağladığı imkanlardan yararlanabilmek için onun nesnelerini kullanılırız. Bu bölümde ADO’nun nesneleri ve metodlarını ele alacağız.
 

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Connection (Veritabanına bağlantı)

ADO’dan yararlanabilmek için kullanacağımız ilk nesne Connection’dır. Bu nesne ile veritabanı ile bağlantı sağlarız, yol açarız:

<%

Dim Veriyolu

Set Veriyolu = Server.CreateObject(“ADODB.Connection”)

Veriyolu.Open “Veri_adi”

%>

Burada, Server’ın CreateObject metodu ile ADOBD.Connection nesnesini olusturuyoruz.

Olusturduğumuz bağlantıya istediğimiz değisken adını verebiliriz. Bu örnekte veriye kurduğumuz bu bağlantı Veriyolu adıyla biliyor. Bu yolla sağlayacağımız veriler, ASP programı boyunca bir isimle bilinmelidir. Veriyolunun açacağı veri kümesinin ismini buradaki “Veri_adi” kelimelerinin yerine yazarız. Bu isim, bağlantının .Open metodu ile açacağı verinin adıdır.
Bu, kullanacağımız veritabanı dosyasının adı değildir. Bu isim ile söz konusu veritabanı dosyasını isletim sisteminin ODBC aracına tanıtırken kullandığınız isim aynı olmalıdır. Bir veritabanı dosyasını ODBC aracını kullanarak sisteme tanıtma (DSN-Data Source Name) ayarının nasıl yapıldığını daha önce ele aldık. Bu üç satırla, ASP programı, Server’dan ADO aracılığıyla, sistemin “Veri_adi” kelimelerinin yerine yazacağınız isimli veriye yol açacaktır. Örneğin yukarıdaki kutuda olusturduğumuz ODBC veri kaynağını kullanacağımız zaman, buraya “uyeler” kelimesini yazacağız,


Recordset (Kayıt dizisi)

Veritabanına bağlantıyı olusturduktan sonra, buradaki tabir yerindeyse ham verileri, kullanılır kayıtlar haline getirmemiz gerekir. Bunu ise ADO’nun Recordset nesnesi sağlar. Kurduğumuz veriyolundan programımıza bilgi gelmesi için .Execute (icra et) metodunu kullanırız; ancak bu komuta icra edeceği bir komut vermemiz gerekir.

Bastan beri ADO ile kullanabileceğimiz veritabanının SQL (sequyel okunur; Structured Query Language/Yapısal Sorgu Dili) uyumlu olması gerektiğini söylüyoruz. Bu dil, verilerin sabit diske yazılması ve okunmasını düzenleyen bir çok veritabanı dilinden sadece biri, fakat en yaygınıdır. Bir veritabanından veri okumak, veri değistirmek veya eklemek için komutlarımızı bu dille vermek zorundayız.
ASP amacıyla SQL komutlarından çok az kısmını kullanırız; bu bakımdan ASP Tasarımcısı olmak için sınırlı da olsa SQL öğrenmek gerekir.

Hızlı SQL Kursu: Select


ASP amaçlı olarak kullanacağımız komut gerçekte sadece SELECT’tir. Fakat hatırlamamız gereken veritabanı ilkeleri var. Bir veritabanı kabaca alanlar (sütunlar) ve bunların içinde yazılı değerler (satırlar) halinde olur; her satır bir elemanın değerleridir; ve Kayıt adını alır.

SELECT Bir veritabanından veri seçmeye yarar. SQL Sorgusu da denir. Dört bölümü vardır. Tipik bir SELECT komutu söyle yazılır:


SELECT alan1, alan2.. FROM tablo WHERE ko&thorn;ul = değer ORDER BY alan1


Seçilecek alanların adı SELECT komutunun ilk bölümünü olu&thorn;turur. Bir veritabanında birden fazla tablo bulunabilir; seçimin hangi tabloda yapılacağı FROM bölümünde gösterilir. Kimi zaman bir tablodaki alanda bulunan bütün kayıtları seçmek isteyebiliriz; fakat çoğu zaman seçimin sınırlarını daraltmak için sözgelimi bir alandaki değerlerin vereceğimiz bir ko&thorn;ula uymasını isteyebiliriz. Bu durumda “ko&thorn;ul = değer” testini WHERE bölümünde yaparız. Seçilen değerlerin hangi alandaki kayıtlara göre sıralanmasını istiyorsak, ORDER BY bölümünde bunu belirtelibiliriz. Örnek:


SELECT Adi, Soyadi, TelNo FROM Telefonlar WHERE Alankodu = 0535 ORDER BY Adi


Bu komutla veritabanının Telefonlar isimli tablosundan Adi, soyadi ve TelNo adlı sütunlarındaki kayıtlardan Alankodu sütunundaki değeri “0535” olanları seçmi&thorn; oluruz. Bir tablodaki bütün alanların bütün değerlerini seçmek için SELECT komutunu &thorn;öyle yazarız:


SELECT * FROM Veri_adi


Buradaki “Veri_adi” kelimelerinin yerine DSN’e verdiğiniz adı (orneğin yukarıdaki örnekte olduğu gibi, “uyeler” kelimesini) yazacaksınız.


SQL’in INSERT, UPDATE ve DELETE komutlarının nasıl kullanıldığını öğrenirseniz, ADO nesnesinin bunlara denk gelen ve a&thorn;ağıda nasıl kullanıldıklarını göreceğimiz yeni kayıt ekleme, kayıtları güncelleme ve silme metodları yerine kendi SQL komutlarınızı yazabilirsiniz.







Sağladığımız veri bağlantısını kullanarak, yararlanabileceğimiz bir veri grubu oluşturmak için, yukarıda .Connection metodunu kullanırken yazdığımız kodu şöyle geliştirmemiz gerekir:


<%


Dim Veriyolu, Kayitdizisi


Set Veriyolu = Server.CreateObject(“ADODB.Connection”)


Veriyolu.Open “Veri_adi”


Set Kayitdizisi = Veriyolu.Execute(“SELECT * FROM Veri_adi”)


%>


Buradaki .Execute metodu, DSN’ini verdiğiniz kaynaktaki veritabanından verileri fiilen alıp getirmeye ve bir Recordset (Kayıt dizisi) oluşturmaya yarar. Kayıtları tek tek okuması için Kayitdizisi’ne bir sonraki kayda gitmesini bildirmemiz gerekir. Bunu .MoveNext (bir sonrakine git) metodu ile yaparız. Okunan her kayıt Kayitdizi adlı değişkenin içindedir. Bu nesnenin elemanlarını herhangi bir döngü yöntemiyle ziyaretçinin Browser penceresinde görüntüleyebiliriz; bir HTML etikenin içeriği yapabiliriz; veya başka bir şekilde kullanabiliriz. Aynı döngü, .MoveNext ile bir sonraki kaydın okunmasını da sağlayacaktır. Bunun bir örneğini daha sonra göreceğiz.


Recordset.Open

Veritabanına dayanan Web uygulamalarımızda sorun buradaki gibi sadece veriyi okumakla bitmeyebilir; veriyi güncelleştirmek veya silmek isteyebiliriz. Bunun için doğruca ADO’nun .Recordset metodundan yararlanmamız gerekir. .Recordset metodu ne yapar? Tıpkı ekranınızdaki bir yazının içinde duran imleç (cursor) gibi hayalî bir imleci götürür verilerinizin en başına koyar. Bu hayali imleci veritabanı üzerinde dolaştırmak ve gittiği yerdeki değeri okutmak bizim işimizdir.


.Recordset metodu, ile bir veritabanını okuyacak imleci üç şekilde ayarlayabilirsiniz:


Static (Duragan) SELECT komutu icra edilir ve okunan kayıt arzu ettiğiniz değişkene yazılır. (ADO Sabit Değerleri dosyasınıdan yararlanıyorsak, adOpenStatic)


Forward only (Sadece ilerle) İmleç veritabanı içinde sadece ileri doğru gider ve her seferinde bir kayıt okunur. (Varsayılan imleç türü budur.) (ADO Sabit Değerleri dosyasınıdan yararlanıyorsak, adOpenForwardonly)


Dynamic (Dinamik) Veritabanına ulaşan ve değişiklik yapan başka bir kullanıcı varsa, bu değişiklik size anında yansıtılır. (ADO Sabit Değerleri dosyasınıdan yararlanıyorsak, adOpenDynamic)


Bu yöntemlerden birini seçmekle veriyi belirli bir okuma tarzında açmış olursunuz. Bu yöntemlerden hangisini seçtiğinizi .Recordset metodunu kullanacak olan .Open komutunun argümanı olarak açıkça belirtmeniz gerekir. ADO, bunun için sizden sayılar halinde argümanlar ister.
 
Top