• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu yarışma düzenlendi. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada katilmanizi bekliyoruz...

Yorum Sizin

Resme baktım montaj hocam bu resim. Buraya büyük boyutunu atıyorum zaten renk uyuşmazlığı ve ekleme yerleri belli oluyor. Daha büyütüldüğünde daha açık ve net görünüyor.
 
ANAVATAN lideri Erkan Mumcu, Hükümeti dış politika konusunda uyararak, ''Ya Başbakan sussun, ya Dışişleri Bakanı. çünkü idare ettiğiniz şey, babanızdan kalan dükkan değil. İdare ettiğiniz memleket, millet'' dedi. Partisinin grup toplantısında konuşan Mumcu, Avrupa Parlamentosu'nun Güneydoğu Anadolu'daki yerel yönetimlerle ilgili değerlendirmelerini eleştirdi. Türkiye'deki yerel yönetimlerin aynı hak ve sorumluluk içinde olduğunu dile getiren Mumcu, şunları söyledi: ''Ne demek Türkiye'nin Güneydoğu'daki yerel yönetimlerle bir muhataplık ilişkisi içinde olması? Avrupa Parlamentosunda konuşanlar, 'Buradaki suların, petrolün gelirleri verilsin' diyor. O alışverişten karlı çıkmayacakları kesin, ama mesele ekonomik değil, mesele hukuki ve siyasal. 'Dağda silah atacağına gelsin, düz ovada siyaset yapsın' sözü, ne kadar iyi niyetle söylenmiş olsa da, gördünüz mü düz ovaya gelince ne söylüyorlar? Bu adamlar, 'Bütün millet kardeşiz, yaşasın Türkiye' diyor mu? Diyen varsa, ellerinden, ağızlarından öperim. Asıl tehlike şu; burası demokratik ve hukuk devleti. Türkü de, Kürdü de eşit vatandaşlık haklarından yararlanır. Hiç kimse, PKK ve onun kölesi haline gelmiş, belediye başkanına, Kürtlerin sözcüsü olma hakkını ve imtiyazını vermedi. Herkes haddini bilecek.'' Hükümetin, Kürt kökenli vatandaşların kendisine gösterdiği güvenin farkına varması gerektiğini ifade eden Mumcu, bölge halkının her anlamda adalet ve fırsat eşitliği istediğini bildirdi.
ANAVATAN lideri Mumcu, bunun zor bir şey olmadığını vurgulayarak, bunun için sistemin adil işleyen bir sistem haline getirilmesi gerektiğini kaydetti. Türkiye'de vatandaşları ''Şunlar, bunlar'' diye ayıranlara verilecek cevabın belli olduğunu dile getiren Mumcu, ''Bu millet, bin yıl içindeki kardeşlik kültürünü, günü birlik siyasi ihtirasla, kardeşlikten uzaklaştırmaya çalışanlara fırsat vermeyecektir'' dedi.
''PKK'NIN SİLAH BIRAKMASI''
PKK'nın silah bırakmasının, Türkiye'nin olduğu kadar Kuzey Irak ve ABD'nin de çıkarına olduğunu vurgulayan Erkan Mumcu, şöyle devam etti:
''Ama bunu kimse bize, mesela Musul ve Kerkük'teki itirazlarımızı geri çekmek için bir lütufmuş gibi sunmaya kalkmasın. Hükümet, uyuyor olabilir. Hükümet kendi günü birlik emelleri için müstemlilerin emellerine boyun eğecek olabilir, ama Türkiye'de Türk milletinin çıkarlarını koruyacak siyasetçi ve siyaset var. Kimse bizi yok yerine koymaya çalışmasanız. Su kaynakları önemli bir stratejik güçtür, farkına varınız, gözünüzü açınız. Ülkeyi yönetmek, camdan metin okumak değil. Gözünüzü açın. Sadece sınır kapılarının yerlerinin değiştirilmesinin, siyasi bir araç olarak ne işe yarayacağının farkına varınız. Bu kadar teslimiyetçi olmayınız.''
Mumcu, Kerkük'te bir referanduma doğru gidildiğini, bu referandumun inanılacak sonuçlar çıkarmayacağına dikkati çekerek, ''Türkiye, bu süreçteki iradesini açık bir şekilde ortaya koymalıdır. Türkiye hiç olmazsa bir defa asla geri adım atmayacağı kırmızı çizgileri ilan etmelidir. Aksi halde Türkiye, ne yazık ki kimsesiz, bir şamar oğlanı muamelesine maruz kalacaktır'' diye konuştu.
DIŞ POLİTİKA
ANAVATAN Genel Başkanı Mumcu, hükümetin dış politika konusunda da artık bir karar vermesi gerektiğini ifade ederek, ''Ya Başbakan sussun, ya Dışişleri Bakanı...'' dedi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Brüksel'den 301. maddenin değişeceğini söylediğini, Türkiye'de ise Başbakan'ın bununla ilgili ''hayır'' dediğini anlatan Mumcu, aynı şeyin Kıbrıs konusunda da yaşandığını anlattı.
Dışişleri Bakanı'nın Kıbrıs konusunda Finlandiya'nın çözüm önerisine olumlu yaklaştığını savunan Mumcu, ''Birinizden biriniz susun, ya da en azından ağız birliği içinde konuşun. çünkü idare ettiğiniz şey, babanızdan kalan dükkan değil. İdare ettiğiniz şey, memleket, idare ettiğiniz şey millet, üstünde konuştuğunuz milletin hak ve hukuku, milletin istikbali. Kimseyi kandırmaya çalışmayın'' şeklinde konuştu. Türkiye'nin Kürt, Ortadoğu, İran ve Karadeniz Politikasının bulunmadığını dile getiren Mumcu, daha önce var olan bu politikaların 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümü ile bilerek yok edildiğini savundu.
TÜSİAD, AB SEVDALISI!
Ateşli AB savunucularının, Kıbrıs'ı Türkiye'nin üzerine yük olarak gördüğünü öne süren Mumcu, birtakım tavizler verilse de Türkiye'nin AB'ye alınmayacağını savundu. Mumcu, Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) üyelerini de bu konuda ham hayalcilikle suçladı. Mumcu, şunları kaydetti:
''Boşuna hayal kuruyorsunuz. Eğer bu ülkenin siyaseti milli politikasına uymayacaksa, sizin için de bir gelecek yoktur. Kendiniz için tasarlayacağınız yegane şey, işinize yarayacak fiyatlardan elinizde bulundurduklarınızı yabancıya satmaktan öteye geçemez. Unutmayın ki, bu ülkede yıllarca her mahallede bir milyoner politikası uygulandı. Unutmayın ki istihkaklı dövizler, yüksek gümrük duvarlarıyla biz bu sermayeyi biriktirdik. Kendi günü birlik emel ve hedefleriyle, ülkenin milli hedeflerinden sapsın, vazgeçsin diye değil.'' Bu sözlerinin ardından gözleri dolan ve kısa bir süre konuşmasına ara veren ANAVATAN Genel Başkanı Mumcu, sözlerini şöyle tamamladı:
''Unutmayınız ki, tam bağımsızlık dışında milli hedefler gözeten politikaların hiçbiri ne sizi ne de bu ülkeyi bir yere götüremez. Onun için herkes aklını başına toplamalıdır. Mandacılığın hiç kimseyi götüreceği bir yer yoktur.''


AA
 
simdiki kadinlarin kalbi Kırık kalbini ellerinin arasında tutan kadınlar
kalp.jpg
Bir kadinin kalbi sirlarla kapli okyanus gibidir
 
Geri
Top