YDS’de En Çok Çıkan İngilizce Kelimeler

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
  • Accept Kabul etmek, razı olmak.

  • Access Erişmek, ulaşmak.

  • Accessible to Ulaşılabilir, erişilebilir.

  • Addition İlave, ek.

  • Accommodate Misafir, konuk ağırlamak (put up).

  • Accompany Eşlik etmek, arkadaşlık etmek (Escort) Beraber bulunmak ya da bir arada gözükmek.

  • Accomplish Başarmak (Achieve)

  • Accumulate Birikmek, çoğaltmak / biriktirmek, yığmak.

  • Accuracy Doğruluk, kesinlik.

  • Abundance Bolluk, bereket.

  • Accurately Doğru, hatasız, eksiksiz bir şekilde (precisely, correCTLy).

  • Accuse Birini bir şeyle suçlamak, itham etmek.

  • Achieve Başarmak, yerine getirmek.

  • Acknowledge as Kabul etmek, olarak tanımak / Mektup, mesaj vb aldığını gönderen kişiye bildirmek.

  • Acquainted with Aşina olmak, haberdar olmak (familiar with).

  • Abandon Birini terk etmek (leave) / Bir şeyden vazgeçmek (give up).

  • Abbreviate Kısaltmak, özetlemek / matematikte sadeleştirmek.

  • Abolish Toplumdaki tabuları yıkmak, sona erdirmek (do away with).

  • Abstain from Alkol, ilaç vb sakınmak/ uzak durmak (avoid from)
  • Abundant Bol, bereketli.

  • Acquisition Edinim.

  • Activity Faaliyet, aktivite / Activist Bir fikrin aktif destekçisi (supporter).

  • Adapt Bir şeye uyarlamak, uydurmak (adjust).


  • Addict Bağımlı, tiryaki / drug addict eroin bağımlısı.

  • Addiction to Bağımlılık, tiryakilik.

  • Additionally Ayrıca, bunun yanı sıra, buna ilaveten (furthermore, moreover).

  • Adequately Yeterli bir şekilde (sufficiently).

  • Adjust Uyarlamak (adapt) / alışmak (get used to).

  • Adjustment Düzeltme, intibak, uyma

  • Administer İdare etmek, yönetmek / (damardan ilaç vb vermek, sağlamak.

  • Admire Hayran olmak.

  • Admit Kabullenmek, itiraf etmek.

  • Adopt Evlat edinmek (take up) / önlem, tedbir vb almak (adopt measure) / başkasına ait bir şeyi benimsemek (dil, din vb)

  • Adore Çok sevmek, tapmak

  • Adverse Zıt, kötü

  • Advocate Savunmak (= defend) (2) desteklemek (= support)

  • Affect Etkilemek (= influence)

  • Aggravate Gittikçe kötüye gitmek, fenalaşmak (= deteriorate, worsen)

  • Aggressive Saldırgan

  • Aid Yardım etmek (help)

  • Alien (to) Yabancı

  • Alongside Yanında, bitişiğinde.

  • Alter Değiştirmek (= change)

  • Alteration Değişiklik

  • Amazing Şaşırtıcı, hayran bırakıcı (= astonishing)

  • Amend Değişiklik yapmak (kanunda düzenleme yapmak anlamındaki gibi)
  • Amendment Değişiklik, (kanun vb) üzerinde değişiklik yapmak (= alteration)
  • Amusing Eğlenceli, zevkli

  • Announce Anons etmek, ilan etmek (= give out, declare)

  • Anticipate Ummak, beklemek

  • Apologize Özür dilemek (apologize to someone for something)

  • Appalling Korkunç (= dreadful, horrendous)

  • Appointment Atama, tayin / randevu (rendezvous)

  • Appreciate Takdir etmek, değerini bilmek / anlamak, farkına varmak
  • Approach Zaman/ mesafe bakımından birine/bir şeye yaklaşmak / (bankaya/yüksek bir mevkiye vb) müracaatta bulunmak, ricada bulunmak

  • Appropriately Uygun olarak (suitably)
  • Approve of Onaylamak, uygun bulmak, tasvip etmek

  • Arrange Düzenlemek, ayarlamak (toplantı, randevu vb)
  • Artefact İnsan eliyle yapılmış (sanat)
  • Ascend Yukarı çıkmak, yükselmek, tırmanmak (go up / climb up)
  • Ask for Ricada bulunmak, bir şey istemek

  • Aspire Şiddetle arzu etmek, çok istemek (* I’ve always aspired to be a singer)

  • Assemble Bir araya getirmek, toplamak (gather) / monte etmek

  • Assess Değerlendirmek (evaluate).

  • Assign Atamak, tayin etmek, görevlendirmek (appoint).
  • Assist somebody in something Birine bir konuda yardım etmek.
  • Associate Zihninde insanlar/eşyalar arasında) çağrışım yapmak.
  • Assume Elinde delil olmadan bir şeyin doğru olduğunu düşünmek veya kabul etmek, farz etmek.
  • Assure Birine teminat vermek, emin kılmak, garanti vermek.

  • Astonishment Şaşırtmak, şaşırmak (amazement, bewilderment)

  • Attach İliştirmek, eklemek (enclose)

  • Attack Saldırmak, saldırı.

  • Attain Elde etmek, erişmek (gain, obtain).

  • Attainment Ulaşmak, erişmek.

  • Attend İştirak etmek, katılmak.

  • Attribute Bir sebebe/nedene dayandırmak (base on/upon).

  • Auditorium Dinlenme/izleme salonu, seyircilerin oturduğu bölüm.

  • Available Mevcut, var olan.

  • Avert Olmasını önlemek / başka yöne çevirmek (trafik akışını vb),

  • Avoidable Kaçınılabilir, engellenebilir.

  • Award Ödül.
  • Backward Geri kalmış̧, geriye doğru
  • Badly in need of Bir şeye/birine çok muhtaç̧ olmak

  • Barely Hemen hemen hiç, neredeyse hiç / güçlükle (hardly, scarcely)
  • Bargain Pazarlık, anlaşma / pazarlık etmek / kelepir, ucuz eşya
  • Barren Kurak, verimsiz (infertile, arid)
  • Basic Temel (essential, fundamental)
  • Bazaar Pazar (alışveriş yeri)
  • Behave Davranmak

  • Believe İnanmak

  • Belongings Birinin kişisel eşyaları (possessions)

  • Beloved Sevgili (hazret)

  • Bitingly satirical Aşırı alaycı (insafsızca eleştirme)
  • Bizarre Tuhaf
  • Blanket Battaniye

  • Blaze Ateş, (alev), yangın parlamak

  • Bolt Fırlayıp kaçmak, tabanları yağlamak

  • Branch Dal, branş

  • Break off (Nişan, nikah vb) bozmak, ayrılmak

  • Breed Hayvan için (doğurmak, yavrulamak), (hayvan yetiştirmek)
  • Bribery Rüşvet, (offer bribes-rüşvet teklif etmek)
 
Top