yağmurun toprağa olan aşkı...

sorumsuz

Forum Onuru




hani toprağı özlüyorsun, o yakıcı sıcakta, kışın buz tutan ayazda bir salıverselerde kavuşsam diyorsun en minik noktasına kadar içiçe gecsem...
toprak alsa beni hiç bırakmasa ısındığında ısıtsa, üşüdüğünde üşüsem...

işte yağmur senin aşkın hep hüsran hep bekleyiş...


sabırla bekleyişin, direnişin,ızdırplanıp kararman,bi anda patlayan sinir damarların, rüzgarlar ile kavgaların, güneşle olan inatlaşman ...

işte yağmur senin aşkın hep hüsran hep bekleyiş...

sonbahar geliyor bak deliyorsun toprağın bağrını hani incitmezdin hani kıyamazdın
her damlan ateşten kor düştüğü yerleri yakmak deyilya deliyor tek tek...

işte yağmur senin aşkında sevginde hep hüsran hep bekleyiş...

kırdın bak hırçınlığınla, parcalara ayırdın darmadağın dağıttın önüne kattın dağdan dağa, ovadan ovaya sürekleyip ağlattın...

işte yağmur senin aşkın hep hüsran hep bekleyiş...

inliyor göklere, sızlıyor ağaçlara yakarıyor rüzgaraal savur yağmuru al kurut zerrelerini... düştüğün yerlerde artık hırçınlığın dahada katı dahada keskin.Bilmiyor senin sevgini canına can katıyor bilmiyor her zerren kat kat aşık bilmiyor... sadece yalvarıyor güneşe doğ doğ artık üstüme yeter bu ızdırap artık yeşereyim artık cıvıldayayım bu yağmur canıma yetti her damlası buz bağrımı deliyor dağıttı savurdu beni açıkta kalan çıplaklığım üşüyor yeter doğ artık ulu güneş ısıt üşüyen tenimi...

işte yağmur senin aşkın hep hüsran hep bekleyiş.

üzüldünmü ey yağmur yoksun ne zamandır yordumu toprağın ızdırapları kırdımı umutlarını?
kuru ayaz oldu bakk toprak hepten yorgun hepten kırgın işlemişin iliklerine derinden inliyor stem bile etmiyor yok dermanı tek dileği bahar tek umudu güneş...

işte yağmur senin aşkın hep hüsran hep bekleyiş...

güneş dayanamaz toprağın yorgun solgun yüzüne gülümser içten içten
eser rüzgar ılık ılık toprak keyiflenir cıvıldar dahada heybetlenir yeşeren yüzü pembelere, kırmızılara,allara,morlara dönmeye başlar...

işte yağmur senin aşkın hep hüsran hep bekleyiş...

yağmur korkar incitmekten ürker küstürmekten ara ara yoklar toprağı
toprağın kibiri artmış sevdası güneşe ılık esen rüzgara dönmüş
yağmur hepten kırılmış bu duruma ara ara gelen yağmur terk eder toprağı alır başını gider ufuklara aşılmaz yüksek tepelere bilinmeyen diyarlara belkide yoldaşı sırdaşı olan denize...

işte yağmur senin aşkın hep hüsran hep bekleyiş...

güneşin aşkı yeşillere bürünen toprağa derin volkanlar kızgın lavlar olur her dokunduğun da toprağın alını yeşilini soldurur iliklerine işleyen her yağmur damlasını kurutur kavrur rüzgarla savurur...

bak kurumuş toprağın alı moru rüzgar kıskançlığından her dala savurmuş...
yanar olmuş toprağın bağrı zerrelerle dolan damarları artık boş artık çorak
ne yeşili ne moru kalmış
güneş gece ayazlara gündüz ateşlere vermiş
soldurmuş toprağı...

işte yağmur senin aşkın hep hüsran hep bekleyiş...

özler olmuş yağmuru özler olmuş küçük zerreleri
bak oda terk edilmiş kalmamış alı moru yeşili artık çorak artık yorgun biçare

işte yağmur senin aşkında sevginde hep hüsran hep bekleyiş hep terk ediliş...
 

Top