Ve Sen Kuş Olur Gidersin - Tarık Tufan

_nehir_

Schrödinger'in Kedisi ♕
Özel üye
Aile içi geçimsizlik, babasının evi terk edişiyle birlikte annesi ve kız kardeşiyle kalan bir çocuk ve bu olayların yarattığı travmalar.. Aslında öyküyle ilgili çok fazla bir şey yazmak istemiyorum, açıkçası hikaye beni pek cezbetmedi. Abartılmış duygular vardı sanki, gerçekçi gelmedi. Ama yine de okunası bir kitaptı bence, bu adam bunu nasıl başarıyor bilmiyorum :)


Arka Kapak:
"Önceden söyleyebilecek bir sözüm yok... Söylenmesi gereken ne varsa söylemeye çalıştım. Bu benim gibi biri için çok kolay değil. Bir çırpıda anlatmaya çalıştım her şeyi. Durup düşünürsem anlatmaktan vazgeçebilirdim.
Bazı şeyleri, anlatmaktan ötürü de pişman olacağımın farkındayım.
İnsan, duygularının apaçık bir biçimde başkalarınca bilinmesini istemez sonuçta.
Bir öykü kahramanı olmanın rahatlığına bırakıyorum kendimi...
Samimi bir dille yazılan ve ruhlarınızı okşayacak "Ve Sen Kuş Olur Gidersin" kusursuz bir eser."


Kitaptan Alıntılar:


İnsanlara bir şeyler anlatmaya çalışmak buharlı bir cama yazı yazmaya benziyor. Özenle yazıyorsun, apaçık belli oluyor anlattıkların. Sonra silinip gidiyor.


Fark ediyorum ki insanın kurguladığı hayat hep yarım kalıyor. Yerli yerine oturmayan, iğreti duran çok şey var.
Anlıyorum ki hayat hep beklenmedik şeylerdir.
Kural böyle…
Sen yürüyeceksin ve beklenmedik şeylere hazır olmanın çarelerini arayacaksın.


“Param yarına yeter.”
“O zaman öbür gün kullanırsın. Nasıl olsa biter. Nedir bu tavrın, sana kötülük mü ediyorum Allah aşkına?”
“Onu da öbür gün düşünürüz.”
Doğru duyduğuma emin olduğum halde tekrarlamasını istedim.
“Ne dedin?”
“Onu da öbür gün düşünürüz. Biriktirmenin ne anlamı var? Deli gibi didinip durmanın faydası yok. Ölüm var, ölüm! Bana bak bazıları ölmeyi istese de beceremezler, sakın unutma bunu.”


Her şeyini kaybetmiş bir adam, buna rağmen insanın en güçlü güdülerinden olan biriktirmek düşüncesine karşı çıkıyor. Oysa kentliler çoğu zaman sonuçsuz kalsa da biriktirebilmek için yaşarlar. Sahip olma arzusunu yoğunlukla taşıdıkları mutlaka bir şeyler vardır ve ona ulaşmak için biriktirmek tek yoldur.


Kadın benim olmasa da mutlaka bir erkeğin olmalıydı. Evet bir erkeğin. Sıradan herhangi birinin değil. Sıradan insanlar zaten birbirini buluyordu hayatın içinde. Oysa kadınlar ve erkekler yalnızca birbirine aitlerdir. Kadınlar ve erkekler…


Oldukça değiştiğimi fark ediyordum. Gözlerime yuva yapan kırlangıçlar uzun zaman önce uçup bir daha geri dönmemişlerdi. Onların kanatları olmayınca, gözlerim ölü evinin sessizliğine bürünüyordu.


Ateş nasihat değil, cezadır.


Bak bilmiyorum. Bir çeşit metafizik bağlantı bu. Seninle çoğu kez aynı şeyleri hissediyoruz ama buna aşk denemez. Başka türlü bir ilişki.


Titreyen bir sesle “beni çok kırdın” dedi.
Hepsi o kadar.
Beni çok kırdın…
Ne yaparsa yapsın beni bu sözleri kadar etkileyemezdi.


Onun yaptığı kafeslerde yaşayan kuşların diğerlerine göre daha mutlu olacağını düşünüyordu. Bunu hiç anlamıyordum. Kafes farklı olsa da kafes işte. Kuşun mutluluğuna etkisi ne olabilir? Sanırım yaşlı adam kendisine mutlu olabilecek sebep arıyordu.


Kuşların kaçabilecekleri bir aralık olsun diye.
Tıpkı kendi hayatındaki gibi.
Her kafesten kurtulabilmenin bir yolu olsun diye…
 

Top