Türkiye - Irak Sınırı

-araz-

EYVALLAH...
V.I.P
Türkiye - iran sınırının bitim noktasından başlar. Genellikle doğu batı yönünde uzanır ve Türkiye-Suriye -Irak sınırının kesişme noktası olan Habur-Dicle (Hezil) çayı kavşağında son bulur. 331 km uzunluğunda olan Türkiye-lrak sınırı çok dağlık bir sınırdır. Türkiye-lrak sınırının 107 km lik bir bölümü akarsuların vadilerinden geri kalan bölümü ise çok sarp ve engebeli bir araziden geçmektedir.
Lozon barış görüşmelerinde Türkiye, bölge nüfusunun çoğunun Türk olması nedeniyle Musul ve dolaylarının Türkiye'de kalması gerektiği tezini ileri sürmüştü, ingilizler kendi çıkarlarına uymayan bu teze karşı çıkmıştır, ingiltere ile Türkiye arasındaki uzun görüşmeler sonucu 1926'da imzalanan Ankara Anlaşmasıyla yukarıda belirtilen Türkiye-lrak sınırı çizilmiştir.
Türkiye-lrak sınırının Türkiye kesimi ile Irak kesimi arasında doğal, beşerî ve ekonomik dengesizlikler vardır. Sınırın Türkiye kesimi, büyük çoğunlukla Hakkâri ili sınırları içindedir. Bu arazi; Buzul Dağları ve Hakkâri Dağları gibi, doruk noktaları 3600 ile 4000 m yi bulan, çok engebeli, sarp ve dik yüzeylerden oluşmuştur. Buna karşılık Irak kesimi, yükseltileri 1500-2000 m.yi geçmeyen daha alçak yörelerden oluşur. Bu nedenlerle, sınırın Türkiye kesimi seyrek nüfuslu ve ekonomik açıdan geri bir bölge, Irak kesimi ise petrol üretim nedeniyle zengin bir bölgedir. Sınırlarımıza 130 km kadar uzaklıkta yer alan Musul'un nüfusu 600 bine yaklaşırken Türkiye kesiminin en büyük il merkezi olan Hakkâri, 1990'da 30 000 nüfuslu, kasaba görünümlü bir yerleşmedir.
Sınırın İrak tarafında bulunan Musul, Kerkük (1990'da 250 bin) ve Er-bil (1990'da 334 bin) ile dolaylarında, bugün bile, 700-800 bin dolayında Türk nüfus yaşamaktadır. Bu kalabalık nüfus kitlesi, Irak'ta zaman zaman baskı ve zülüm görmektedir. Olayın temelde gerçek sorumlusu ise, hiç kuşkusuz çıkarcı ingiliz politikasıdır. Çünkü, öncelikle çıkarlarını düşünen bu ülke, Musul-Kerkük ve Erbil dolaylarını, zorla ve oldu bitliye getirerek ülkemizden koparmıştır.
Türkiye-ırak sınırı üzerindeki karşılıklı geçişler, hemen tümüyle Ciz-re-Silopi-Zaho doğrultusunda yoğunlaşmıştır. Milletlerarası E-26 devlet karayolunun bir devamı olan bu güzergâh, istanbul-Bağdat arasında işleyen Musul-Bağdat yolunu, Türkiye üzerinden Avrupa'ya bağlayan, çok işlek bir yoldur. Özellikle 1960'lardan itibaren yoğun bir TIR taşımacılığına sahne olmaktadır. Burada Türkiye'nin en işlek sınır kapılarından biri olan Habur gümrük kapısı bulunmaktadır.
Sınır üzerindeki diğer geçiş noktaları, patika yollarla her iki ülkeye bağlı olup genellikle sınır ticareti ve kaçakçılık olayları bu yollardan yapılır. Irak'ta otorite boşluğu doğması sonucu, terörizm hareketleri meydana gelmiştir. Türkiye düşmanı bölücü eşkıya grupları, bu bölgede eğitim kampları kurarak, cinayet şebeke timlerini yurdumuza sokmuş ve pek çok katliam yaptırmıştır. Türkiye zaman zaman askeri güç kullanarak, bu bölgeye hava saldırıları 've kara harekâtı yapmak zorunda kalmıştır. Kuzey Irak'ta yaşayan Kürt grupların örgütlenmiş olmalarına rağmen, 1 milyon dolayındaki Türkün herhangi bir örgüte sahip olmaması düşündürücüdür.
 
Top