“Ey insanlar! Doğrusu Biz sizleri bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi milletler ve kabileler haline koyduk ki birbirinizi kolayca tanıyasınız. Şüphesiz, Allah katında en değerliniz, O’na karşı gelmekten en çok sakınanızdır. Allah bilendir, haberdardır.” (49 Hucurat suresi-Ayet 13)”
Dünya’da, Soğuk Savaş dönemi bittikten sonra Ülkemiz’de milli birliği ve milli kimliği sarsıcı bir sorgulama başlamıştır. Bu sorgulama genelde demokratikleşme başlığı altında yapılır görünümünde gelişmiştir… Son 20 yılda yürütülen bölücülük ve ayrıştırıcılık propagandalarının bana göre en önemli sorusu: “Türk müsün, Müslüman mı?” olmuştur!
Bu soruya, birkaç kere muhatap olmuş ve gereken cevabı da vermiştim… Bu öyle bir soru ki; Sanki insanların kafir olup olmadığını sorgularmış gibi bir yönü var!!!
Aslında bu sorunun kuruluşu o kadar yanlış ki! Yani böyle bir soru olamaz… Olmamalı! Ama, oldurmuşlar… Kavram ve zihin kargaşası yaratarak Oldurulan bu fitne soru ile de birçok insanımızın milli kimliğini öldürüyorlar.
“Türklük” bir soy gerçeğidir. Her insanın bir soyu vardır. Soysuz insan yoktur. Doğum da soy tercihi yapma gibi bir hak da yoktur. Ancak insan soyunu sevmeyebilir. Fakat, bu sevmeme duygusu, o insanın soy gerçeğini yok etmez…
Din ise; İmandır, teslimiyettir, kabuldür, yaşamaktır. İnsanlar din tercihi yapabilir. Dini, kabul etmeyebilir de…
“Türk müsün, Müslüman mı?” sorusunun amacını anlayabilmek için, doğru soruyu açıklamak gerekir:
— “Türk müsün, Arap mı?” veya diğer milletlerden biri.
— “Müslüman mısın, Hıristiyan mı?” veya diğer dinlerden biri.
Buna göre; bu fitneyi yapanlara şunu sormak gerekiyor:
“Türklük” bir din midir ki, Müslümanlığın alternatifiymiş gibi göstermeye çalışıyorsunuz. Başka bir deyişle, “Müslümanlık” bir soy mudur ki, insanların soylarını araştırıyorsunuz?
Eğer bu soru ile, Atatürk’ün “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözüne bir gönderme yapılıyorsa, bu da yanlıştır!
Burada “Ne mutlu Türk Olana” denmemiştir. “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözü, bir gönül bağlılığını ifade eder. Yani hangi soydan olursan ol, kendini Türk vatandaşı olarak görmenden başka birşey değildir. Ortak yaşam paydamız Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı olup, “Türk’üm” diyebilmektedir…
Şimdi denilebilir ki; “Müslüman, müslümanın kardeşidir. O halde müslümanlık ortak paydamız değil midir?”
Amenna ve Saddakne. Elbette imani hayat tarzımız İslamdır. Ancak, İslamiyet evrenseldir. Belirli bir coğrafyaya ve topluma hitap etmez. Tüm İnsanlığa tebliğ edilmiştir.
Her ülkenin de, bir kültürel birliği vardır. Yönetimlerde bunlara göre tespit edilir.
Bir Alman’a, bir Çinli’ye, bir Fransız’a, bir İngiliz’e v.s. “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözünü söyletemezsin ve söylemez. Ama ”Elhamdüllilah Müslümanım” diyebilir. Ancak bu kişiler milliyet aidiyeti hususunda “Ben Almanım, ben Çinliyim, ben Fransızım, ben İngilizim…” diyeceklerdir.
Anlaşılan şu ki; “Türk’üm” diyenler bu soruyu yönlendirenler tarafından “Müslüman” olarak görülmüyor!
Acaba bu kişiler buna benzer bir soruyu “Kürt müsün, Müslüman mı?” veya “Arap mısın, Müslüman mı” diye sorabildiler mi?
2006 yılında ABD PEW Araştırma Şirketi, ülkemizde bir anket çalışması yapmış ve şu soruyu özellikle sormuştu:
“Öncelikle Türk müsün, Müslüman mı?”
Türkiye de Cennet emlakçılığı yapanlarla, Amerikalıların da aynı soruyu imanlı Türk İnsanına yöneltmesi ilginç değil mi?
YILMAZ KARAHAN
