Hamid ve Hamit Latin harflerinin kabulüyle birlikte isminin "Hamit" diye yazılmasına müthiş tepki gösteren şair Abdülhak Hamid`in:
"Ömrümün sonunda ismimin sonuna bir de `it` taktılar" dediğini. . .
Bayezid Cem Kardeşler Fatih Sultan Mehmed Han`ın aniden vefat etmesi üzerine, Osmanlı tahtına oturan II. Bayezid`in hükümdarlığını kabullenemeyerek isyan bayrağını açan kardeşi Cem Sultan`ın, ağabeyine :
"Sen bister-i gülde yatasun şevk ile handan
Ben kül döşenem külhan-r mihnette sebeb ne?” diye sitem dolu bir beyit yazması üzerine ağabeyi Sultan II. Bayezid`in de:
"Çün ruz-ı ezel kısmet olunmuş bize devlet Takdire rıza virmiyesün böyle sebeb ne?
Haccül-Harameynüm diye ben da`vi kılursun
Bu saltanat-ı dünyeviye bunca talep ne? " diye hikmetli bir cevap verdiğini...
Ufuk Farkı 1877`de İstanbul`a gelen Avusturya-Macaristan büyükelçisi Viktor Graf Dubsky`nin önce Bab-ı Ali`deki hükümet erkanı ile görüşüp ardından da Sultan II. Abdülhamid ile görüştüğünü ve bu görüşmelerden sonra Abdülhamid Han hakkındaki düşüncelerini:
"Hayret verici bir şey ama doğruydu. Devlet erkanı sadece kısa mesafede ileri görebiliyordu Geniş zaviyeli bir ihata kabiliyetleri yoktu. Abdülhamid`in ise aksine fazla ihata niteliği vardı. Bu zıtlık telafi edilemezdi. Edilemeyince de devlet idaresinde başlayan aksaklıklar ileride daha vahim sonuçlar verecekti. Biz bunları iyi kullanmalıydık" diye hatıralarında yazdığını...
Osmanlı` da Fikir Hürriyeti Osmanlı medreselerinde öğretimini tamamladıktan sonra icazetini yani diplomasını alan yeni müderrislerin, hocalarının elini öptükten sonra isterlerse biraz evvel saygıda kusur etmedikleri hocalarının düşüncelerinden farklı fikirleri müdafaa edebildiklerini...
Onları bu eğitim ve fikir hürriyetinden mahrum edebilecek hiçbir makamın olmadığını...
Osmanlı Devleti ile Ticaret Yapmanın İmtiyazı
Osmanlı Devleti`nin, kurmuş olduğu muhteşem devlet sistemini, tekke-medrese-kışla sacayağı üzerine sağlam bir şekilde oturtup, doğruluk ve adalet üzerine cihana ışık saçtığını...
Osmanlı tesirinin dört bir yanda hissedildiği bu günlerin birinde Hollanda Ticaret Odasında bir karar alınırken, oyların eşit çıkması halinde, ticaret odası başkanının karar verebilmek için: "İçinizde Türklerle alış veriş eden var mı?" diye sorduğunu ve herhangi birinden "evet" cevabı alınca da onun oyunu iki oy yerine kabul edip kararı neticelendirdiğini...
Mazi ile Alakasını Kesenler Hamdullah Suphi Tanrıöver`in tek parti hükümetinin Maarif Vekilliği`ni yaptığı yıllarda, yabancı bir heyete Süleymaniye Camii`ni gezdirdikten sonra misafirlerin Kanuni Sultan Süleyman`ın türbesini ziyaret etmek istediklerini...
Memleketteki bütün türbeler 30.11.1925 tarih ve 677 sayılı kanunla kapatıldığı için, Hamdullah Suphi`nin bu yabancı misafirlere kaçamak cevaplar verdiğini, fakat sonunda: "Bir müddet mazi ile alakamızı kesmek istedik. Onun için türbeleri kapattık" diyerek gerçeği açıklamak zorunda kaldığını...
Misafirlerin "Ciddi mi söylüyorsunuz?" diye hayretler içinde kalıp, ardından da oldukça ibretli bir şekilde:
"Tarihi olmayan milletler tarih huzurunda esatir ve efsane, uydurarak kendilerini tatmin ederler. Sizin ise büyük bir tarihiniz var. Bu tarihi yapanların türbelerini nasıl kapatıyorsunuz?" diyerek Hamdullah Suphi`yi yerin dibine batırdıklarını...
Picasso ve İslam İslam dininin pek çok hikmete mebni olarak resme cevaz vermemesi neticesinde, Osmanlı`da daha çok hat sanatı, tezhip gibi, bugün dünyanın nonfigüratif dediği sanatların geliştiğini...
Avrupa ressamlarına bizim hat sanatı örneklerimiz gösterildiğinde, İspanyolların son büyük ressamı Pablo Picasso`nun(1881-1973): "Varmayı düşündüğüm hedefe Müslümanlar beş yüz sene önce ulaşmış" diyerek hayranlığını ifade ettiğini...
Kıyas Onuncu Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman (1495-1566) döneminde Sivas vilayetimizin bütçesinin 2 milyon altın olduğunu...
Buna karşılık yine aynı dönemde Fransa Birleşik Krallığı`nın bütçesinin 4 milyon altın ve Birleşik İngiltere Krallığı`nın bütçesinin de 3,5 milyon altın olduğunu...
Veli Sultan
Yavuz Sultan Selim Han Gazi`nin, İslamiyet`i tek bir bayrak altında toplamak gayesi ile çıkmış olduğu Mısır seferi sırasında, daha önceleri Cengiz ve Timur`un geçemeyip yüz geri döndükleri korkunç Tih çölünü mucizevî bir şekilde on üç günde geçtiğini...
Bu geçiş esnasında askerinin önünde yaya vaziyette mütevazı bir şekilde iki büklüm olarak yürüyen Koca Yavuz`a vezirlerin: "Hünkarım atınıza binseniz" demelerine karşılık, Büyük Sultan`ın gözyaşları içinde "Nasıl binerim... Görmüyor musunuz? Resulullah Efendimiz (sav) önümüzde bize yol gösteriyor" diyerek velayetinin ayan beyan ortaya çıktığını...
"Ömrümün sonunda ismimin sonuna bir de `it` taktılar" dediğini. . .
Bayezid Cem Kardeşler Fatih Sultan Mehmed Han`ın aniden vefat etmesi üzerine, Osmanlı tahtına oturan II. Bayezid`in hükümdarlığını kabullenemeyerek isyan bayrağını açan kardeşi Cem Sultan`ın, ağabeyine :
"Sen bister-i gülde yatasun şevk ile handan
Ben kül döşenem külhan-r mihnette sebeb ne?” diye sitem dolu bir beyit yazması üzerine ağabeyi Sultan II. Bayezid`in de:
"Çün ruz-ı ezel kısmet olunmuş bize devlet Takdire rıza virmiyesün böyle sebeb ne?
Haccül-Harameynüm diye ben da`vi kılursun
Bu saltanat-ı dünyeviye bunca talep ne? " diye hikmetli bir cevap verdiğini...
Ufuk Farkı 1877`de İstanbul`a gelen Avusturya-Macaristan büyükelçisi Viktor Graf Dubsky`nin önce Bab-ı Ali`deki hükümet erkanı ile görüşüp ardından da Sultan II. Abdülhamid ile görüştüğünü ve bu görüşmelerden sonra Abdülhamid Han hakkındaki düşüncelerini:
"Hayret verici bir şey ama doğruydu. Devlet erkanı sadece kısa mesafede ileri görebiliyordu Geniş zaviyeli bir ihata kabiliyetleri yoktu. Abdülhamid`in ise aksine fazla ihata niteliği vardı. Bu zıtlık telafi edilemezdi. Edilemeyince de devlet idaresinde başlayan aksaklıklar ileride daha vahim sonuçlar verecekti. Biz bunları iyi kullanmalıydık" diye hatıralarında yazdığını...
Osmanlı` da Fikir Hürriyeti Osmanlı medreselerinde öğretimini tamamladıktan sonra icazetini yani diplomasını alan yeni müderrislerin, hocalarının elini öptükten sonra isterlerse biraz evvel saygıda kusur etmedikleri hocalarının düşüncelerinden farklı fikirleri müdafaa edebildiklerini...
Onları bu eğitim ve fikir hürriyetinden mahrum edebilecek hiçbir makamın olmadığını...
Osmanlı Devleti ile Ticaret Yapmanın İmtiyazı
Osmanlı Devleti`nin, kurmuş olduğu muhteşem devlet sistemini, tekke-medrese-kışla sacayağı üzerine sağlam bir şekilde oturtup, doğruluk ve adalet üzerine cihana ışık saçtığını...
Osmanlı tesirinin dört bir yanda hissedildiği bu günlerin birinde Hollanda Ticaret Odasında bir karar alınırken, oyların eşit çıkması halinde, ticaret odası başkanının karar verebilmek için: "İçinizde Türklerle alış veriş eden var mı?" diye sorduğunu ve herhangi birinden "evet" cevabı alınca da onun oyunu iki oy yerine kabul edip kararı neticelendirdiğini...
Mazi ile Alakasını Kesenler Hamdullah Suphi Tanrıöver`in tek parti hükümetinin Maarif Vekilliği`ni yaptığı yıllarda, yabancı bir heyete Süleymaniye Camii`ni gezdirdikten sonra misafirlerin Kanuni Sultan Süleyman`ın türbesini ziyaret etmek istediklerini...
Memleketteki bütün türbeler 30.11.1925 tarih ve 677 sayılı kanunla kapatıldığı için, Hamdullah Suphi`nin bu yabancı misafirlere kaçamak cevaplar verdiğini, fakat sonunda: "Bir müddet mazi ile alakamızı kesmek istedik. Onun için türbeleri kapattık" diyerek gerçeği açıklamak zorunda kaldığını...
Misafirlerin "Ciddi mi söylüyorsunuz?" diye hayretler içinde kalıp, ardından da oldukça ibretli bir şekilde:
"Tarihi olmayan milletler tarih huzurunda esatir ve efsane, uydurarak kendilerini tatmin ederler. Sizin ise büyük bir tarihiniz var. Bu tarihi yapanların türbelerini nasıl kapatıyorsunuz?" diyerek Hamdullah Suphi`yi yerin dibine batırdıklarını...
Picasso ve İslam İslam dininin pek çok hikmete mebni olarak resme cevaz vermemesi neticesinde, Osmanlı`da daha çok hat sanatı, tezhip gibi, bugün dünyanın nonfigüratif dediği sanatların geliştiğini...
Avrupa ressamlarına bizim hat sanatı örneklerimiz gösterildiğinde, İspanyolların son büyük ressamı Pablo Picasso`nun(1881-1973): "Varmayı düşündüğüm hedefe Müslümanlar beş yüz sene önce ulaşmış" diyerek hayranlığını ifade ettiğini...
Kıyas Onuncu Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman (1495-1566) döneminde Sivas vilayetimizin bütçesinin 2 milyon altın olduğunu...
Buna karşılık yine aynı dönemde Fransa Birleşik Krallığı`nın bütçesinin 4 milyon altın ve Birleşik İngiltere Krallığı`nın bütçesinin de 3,5 milyon altın olduğunu...
Veli Sultan
Yavuz Sultan Selim Han Gazi`nin, İslamiyet`i tek bir bayrak altında toplamak gayesi ile çıkmış olduğu Mısır seferi sırasında, daha önceleri Cengiz ve Timur`un geçemeyip yüz geri döndükleri korkunç Tih çölünü mucizevî bir şekilde on üç günde geçtiğini...
Bu geçiş esnasında askerinin önünde yaya vaziyette mütevazı bir şekilde iki büklüm olarak yürüyen Koca Yavuz`a vezirlerin: "Hünkarım atınıza binseniz" demelerine karşılık, Büyük Sultan`ın gözyaşları içinde "Nasıl binerim... Görmüyor musunuz? Resulullah Efendimiz (sav) önümüzde bize yol gösteriyor" diyerek velayetinin ayan beyan ortaya çıktığını...