Tabii ve Deneysel Gerekircilik

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
TABİİ VE DENEYSEL GEREKİRCİLİK

Kısacası, gerekircilik iki ayrı düzeyde ortaya çıkar:

1. Evren Ölçüsünde (Süreç Gerekirciliği Veya Tabii Gerekircilik)

[Bu düzeyde, gerekirciliği tüm olarak kavrayamayız];

2. Deneyimsel Ölçüde (İlinti Gerekirciliği)

«Bizim deneyimsel gerekirciliklerimiz, genel bir gerekircilik üzerinde kabataslak çentikler gibidir ve bu genel gerekirciliğin serbest hayata serpiştirilmiş gerçekleşmelerinde, bizimkilere kıyasla, sürmek gibi baha biçilmez bir üstünlükleri vardır» (Eugene Bataillon).

Bu tanım, evrensel (kozmik) veya tabii gerekircilik ile deneyimsel gerekircilik arasındaki farkı iyice ortaya koymaktadır. Ayrıca, deneyimsel gerekircilik, astronomi bilgini, filozof, tarihçi, eğitimci, yargıç, tüccar, sporcu, zanaatkar, işçi, köylü, işadamı ve sokaktaki adam için de geçerlidir.

Siyasette olduğu gibi, iktisatta da oynadığı sosyal rol çok önemlidir. Sanatçılara da etkili olur. Nitekim, Marcel Proust, Le Temps Retrouve'de (Yeniden Bulunmuş Zaman), yaşanmış tecrübelerini, ustalık ve incelikle çözümlemeden geçirmektedir; çaya batırılmış bir gevrek parçasının lezzeti, Proust'a, hatıralarını canlandırıp yazı gücünün bilincine varmasını sağlamakta ve yazarlığa girişmesine önayak olmaktadır.

Gerekircilik, 1927'ye kadar, Laplace tarafından benimsenmiş olan mutlak ve klasik anlamını muhafaza etti. Ama bu anlam, gerekirciliğe karşı olan, fizikçiler tarafından reddedildi. Bunların ardından da, bitmez tükenmez tartışmalara dalan ve en sonunda bir çıkmaza giden birçok bilgin ve filozof ortaya çıktı.
 
Top