• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Suskunlar- İhsan Oktay Anar

_nehir_

Schrödinger'in Kedisi ♕
Özel üye
Arka Kapak

Eflâtun rengi hayaller kuran bir "suskun"un sözleridir, bu roman. İşittiğini gören, gördüğünü dinleyen, dinlediğini sessizliğin büyüsüyle sırlayan ve tüm bunların görkemini hikâye eden bir adamın alçakgönüllü dünyasına misafir olacaksınız, satırlar akıp giderken. O ise, muzip bir tebessümle size eşlik edecek, sessizce... Sayfaları birer birer tüketirken, benzersiz erguvanî düşlerin "gerçekliği"nde semâ edeceksiniz ve bu düşlerden âdeta başınız dönecek. Hayat kadar gerçek, düş kadar inanılmaz bu dünyanın tüm kahramanlarının seslerini duyacak, nefeslerini hissedeceksiniz. Çünkü Suskunlar, sessizliğin olduğu kadar, seslerin ve sözlerin, yani musikînin romanıdır. Sonsuzluğun derin sessizliğinin "nefesini üfleyen" ve ona "can veren" bir adamın hayallerinin ete kemiğe bürünmüş kahramanları, en az sizler kadar gerçektir; ya da siz, en az onlar kadar bir düş ürünü... Bağdasar, Kirkor, Dâvut, Kalın Musa, İbrahim Dede Efendi, Rafael, Tağut, Veysel Bey ve diğerleri... Onlar, sessizliğin evreninden İhsan Oktay Anarın düş dünyasına duhûl ederek suskunluklarını bozmuşlardır. Bir meczûp aşkı tattı, bir âşıksa aşkına şarkılar yazıp ruhunu maviyle bezedi; diğeri, kaybolduğu dünyada bir sesin peşine düşerek kendini buldu. Nevâ, belki de, herkesin âşık olduğu bir kadının pür hayâliydi. Hayâlet avcısı, kendi ruhunu yakalamaya çalıştı. Zâhir ve Bâtın ise, zıtlıkların muhteşem birliğinde denge bulan iki ayrı gücün cisimleşmiş hâliydi. Suskunları okuduktan sonra aynaya bakmak, yansıyan aksinizde gerçeği görmek, gördüğünüzü işitmek ve duyduklarınızla sağırlaşıp susmak isteyeceksiniz. Sayfalar tükenip bittiğinde, kim bilir, belki de "suskunlar"dan biri olacaksınız…

Alıntılar:

"Kusur benim imzamdır. Bir ismim olduğu sürece bir kusrum da olacak ve olmalı."

"Hayat denilen şu kısacık yolculukta, ama canlı ama cansız, ama güzel ama çirkin, ama dost ama düşman, kendilerine refakat eden her şeyi sevip koruyan bu..."

"Ne var ki, her şeyi bilmek için, belki hiçbir şey bilmemek gerektiğinden, ademoğullarından bazıları, bildikleri her şeyi unutmaya hayatını adadı. Çünkü onlara göre, ancak hiçbir şey bilmeyen bir masum, gördüğü anda O’nu tanıyabilirdi. Bunun için belki de, ölmeden önce ölmek gerekiyordu. Ölmek aslında, içindeki şarabı tamamen döküp billur kadehi boşaltmak gibi, her şeyi ebediyen unutmak ve artık hiçbir şey bilmemek demekti. Nasıl ki ancak boş bir kadeh İsa’nın kanıyla doluyorsa, aynı şekilde sadece her şeyi unutan bir gönül ilahi esintiyle dolardı."

"…mükemmellikle güzellik aynı şey değildir.", "… Çirkin bir şeyi güzel yapmak mümkündür ama mükemmel bir şeyi güzel kılmak çok daha zahmetli bir iştir."

"…aşk insanı kanatlandırıp uçurur. Peygamberimiz’in miracını hatırla. İçinde o sevgi olmasaydı, hiç bu kadar yükselir miydi?"

"…gözün vazifesi sadece “görmek” değil, Hakikat’i görmektir. Hakikat’i gören bir göz, artık başka bir şeyi göremez. Çünkü artık o, başka bir vazife ile mükellef değildir ve başka bir gayesi de yoktur."

"Rüzgar nasıl ki uğuldar, su şarıldar, gök gürler ve yapraklar hışırdarsa, arslan nasıl ki kükrer, güvercin guruldar, bülbül çiler ve serçe cıvıldarsa, insan da şarkı söyler."

"Her musiki, sesin değil de aslında sessizliğin taklidi."

"Musiki sessizliğe ne kadar yakınsa, o kadar mükemmel olur."

"İnsanın alçaldıkça yükseleceğine veya yükseldikçe alçalacağına inanmıyorum."

"Belki de susmak, gerçeği anlatmanın tek yoluydu."
 
Top