Gece ışıl ışıldı gökyüzü, önce her yıldıza senin adını verdim yetmedi. Hiçbiri senin gözlerin gibi değildi. Ben yalnız senin gözlerini yıldız bildim.Herkes altında sarhoş olacağı yıldızları ararken, ben senin gözlerinde bitirdim içki kadehlerini...Herşey siyah beyazken, ben mavi bir düşte gizlendim. Konuk oldum uykularına, gördüğün her rüyanın içindeydim.Gördüğün deniz miydi, ben o denizin martısıydım Bir ormanda mı yürüyordun , en ulu ağacıydım. Sen bir dağın tepesinde görürken kendini ben dorukların beyazlığıydım. Sonsuz hasret ateşiydim ben, her gece kapında yanan sen bile söndüremezdin beni. Çünkü,hasretim sen varken bile dinmeyenindendi... Kolaydı sevmeler, ben İMKANSIZ ı seçtim Ne kadar yakınsan o kadar uzaktın bana. Elini uzatsan tutabilirdim, ama bir o kadarda ulaşılamazdın... Kaçanlardan değildim ben, kaçmadım. Ne zaman vazgeçmeye kalksam, yüreğim o kocaman haliyle dikilirdi karşıma... Ben yüreğimin sesini dinledim ve yüreğim aslında SEN din...Her sözcüğü denedim seni anlatmak için. Her sözcüğün, üzerinde durup bin kere düşündüm. Ya onlar anlatamadı seni ya sen onlara yetmedin. Ben ki konuşmayı bu kadar seven , böylesine laf cambazı, bir tek seni tarif edemedim. Sözcükler yetmedi ya, renklere sarıldım bende.. Bir tek MAVİ anlattı seni. Maviye yakışan yalnız sendin. Ne kendimi sakladım nede sözlerimi. Duygularım içtendi. Seni kendimi sever gibi sevdim. Tutkuyla bağlıydım sana. Ama sevdam senin tutsağın değildi... Ben özgürlüğüme düşkündüm ve özgürlüğüm de sendin. Dinle ey yar, sana bağımlı olmadan büyüttüm ben bu sevdayı içimde. Sen olsanda büyümeye devam edecek olmasan da. Sevmişim bir kere seni kurtuluşun yok. Seni özlemeyi en çok ben bilirim. Hiç yakınmadım seni özlemekten. Üstelik kavuşamama ihtimali işlenmemiş soğuk bir taş gibi önümde dikilip dururken, sana dokunamamak yüreğimi, böylesine acıtırken. Yinede bil ey yar.... bil ki, ben yüreğimi kanatan bu acıya inat dokunmadan tenine, saatlerce sevişebilirim seninle.......