• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu yarışma düzenlendi. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada katilmanizi bekliyoruz...

Siz hiç hayatının mutsuz kesitlerini sosyal medyasında paylaşan birisine rastladınız mı?

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri

Sosyal Medya’da … Mış Gibi Göstermek : Ördek Sendromu​

Sosyal medya kullanımının popüler hale gelmesiyle birlikte kullanıcı sayısı her geçen gün artmaktadır. İnsanlar İnstagram, Facebook, Twitter ve Tiktok gibi mecralarda zamanının büyük bir bölümünü başkalarını takip ederek ya da kendi hayatlarından kesitler paylaşarak geçirmektedir. Bu platformlarda insanlar en doğal istekleri olan beğenilme ve takdir edilme duygularına karşılık aramaktadır.

İşte bu noktadaki asıl problem, bu tür istekler karşılanırken “idealize edilen benlik ile gerçek benlik birbiriyle uyumlu mu yoksa arada kocaman bir uçurum mu var” sorularını akla getirmektedir. Bu yazımızda insanların gerçek yaşamları ve sosyal medyada mükemmelmiş gibi paylaştıkları yaşamları arasındaki farkın psikolojik etkilerini açıklayacağız.

Psikolojide bu kavram, Standford Üniversitesi araştırmacıları tarafından “ördek sendromu” olarak tanımlanmıştır. Adını suda yüzen ördeklerden esinlenerek oluşturulan bu kavram, dışarıdan gözlemlendiğinde ideal benlik algısıyla gerçek benlik algısı arasındaki farklılıkları açıklamaktadır. Tıpkı suda sakince, kolaylıkla yüzüyormuş gibi görünen ördeklerin aslında suyun altında perdeli bacaklarını hızlıca çırparak verdiği sualtı mücadelesinden esinlenerek adlandırılmıştır. Yani yüzeyde görünen sakinlik sadece görünen kısımdır, asıl gözükmeyen çaba suyun altında başlamaktadır. Bu nedenle araştırmacılar, sosyal medyada yaşanılan hayatların, duyguların ve kazanılan başarıların dışarıdan bakıldığında zahmet çekilmeden elde edilmiş gibi, mükemmel bir yaşam yanılsaması yaratılarak gösterilmesini “ördek sendromu” olarak tanımlamıştır.

Siz hiç hayatının mutsuz kesitlerini sosyal medyasında paylaşan birisine rastladınız mı? Muhtemelen yanıtınız hayırdır. Çünkü araştırmacılara göre kimse başarısız ve kötü hissettiği şeyleri başkalarıyla paylaşmak istemez. Sosyal medyada yapılan paylaşımlar “anlardan” ibaret olduğu için kişi sadece mutlu, güzel ve başarılı olduğu zamanları paylaşmaktadır. Çeşitli uygulamalarla yapılan filtreler ve photoshoplarla kendini en güzel, en iyi bulduğu ve başkalarının da mükemmel zannettiği o içerikleri sosyal medya aracılığıyla takipçilerine sunmaktadır.

Buradaki en büyük amaç fazla beğeni/like almaktır. Kişi beğeni/like aldığı zaman kendini iyi hisseder. O anda yaşanılan diğer sorunlar ise suyun görünmeyen kısmında kalır. Bu durum kişinin gerçekte olanı gizleyerek maske takmasına yol açmaktadır. Ördek sendromundan muzdarip olan bir kişi, yaşamında her şey mükemmelmiş gibi davranır, başkalarının kendi hayatıyla ilgili ne düşündüğüyle çok ilgilidir. Çocukluk döneminde aşırı korumacı ve başarı odaklı, takıntılı bir aile ortamında yetişmiş olma ihtimali yüksektir.

Yapılan çalışmalarda benlik sunumu olarak değerlendirilen paylaşımların özgüveni arttırdığının yanı sıra özgüveni zedeleyici de olabileceğine değinilmiştir. Sosyal medya sizlere çift yönlü etkileşim sunmaktadır. Sizi takip edenleri etkilediğiniz gibi, takip ettikleriniz de sizi etkileyebilir. Sosyal medyada gezinirken “onun hayatı mükemmel, eşiyle ne güzel bir ilişkisi var, kusursuz bir fiziği var, o iki çocukla neler yapıyor da benim ne eksiğim var“ gibi düşüncelerle kendi hayatınızı kıyaslama içine girebilirsiniz. Başkalarının sizden daha iyi olduğunu düşünerek yetersizlik duygusu hissedebilirsiniz.

Oysa dışarıdan bakıldığında sosyal medyada hayatı mükemmelmiş gibi görünen kişilerin aslında …mış gibi yaparak size sunduğunu, ördek sendromu açıklamaktadır. Yani kişinin gerçek hayatıyla sosyal medyadaki davranışlarının farkını göstermektedir. Örneğin, siz arkadaşınızın sadece tatile gittiğini yaptığı o müthiş, filtreli paylaşımlardan takip edebilirsiniz fakat o tatile gidebilmek için ne kadar emek verdiğini gecesini gündüzüne katarak çalıştığını belki de borca girdiğini bilmezsiniz. Bu nedenle siz sosyal medyada çabasız elde edilmiş mükemmel bir tatilmiş gibi görürsünüz o paylaşımları.

Ya da sosyal medyada çok sevilen, çok takipçisi olan ve mutlu olarak gördüğünüz bir kişinin aslında gerçek yaşantısında stresli, üzgün ve yalnız hisseden biri olduğunu bilmezsiniz. Bir başka örnek, telefonda eşiyle ilgili problemlerini anlatan arkadaşınızın akşam sosyal medyasında aşk fotoğrafları paylaşarak mükemmel bir çift algısı yaratması.

İşte tüm bu örneklerde olduğu gibi kişi, kendini sosyal medyada nasıl göstermek istiyorsa o kadar paylaşımlar yapıyor ve siz sadece onu görüyorsunuz. Yaptığınız paylaşımlarla mükemmel olmayı istediğimiz ya da başkalarının mükemmel olduğunu düşündüğümüz içerikler içinde kalıyoruz. Bu noktada idealize edilen benlik ile gerçek benlik arasındaki fark ne kadar belirgin ise psikolojik problemler ortaya çıkmaya başlıyor. Yapılan çalışmalar sosyal medyanın yanıltıcı yönü olduğunu bütün kullanıcıların bilmesine rağmen zaman zaman yapılan paylaşımlardan negatif yönde etkilendiklerini de ortaya koymaktadır.

Özetle, günümüzde sosyal medya kullanımının artmasıyla birlikte insanlar mükemmel olma yarışı içinde hayatlarını mükemmel gösterebilmek, daha çok beğeni ve takdir kazanabilmek için çok fazla çaba sarf etmektedirler. Her şeyin çabasız, mücadelesiz elde edilebildiği izlemini verebilmek için sosyal medya uygun bir platformdur. Diğer insanlara bakarak kendinizi yetersiz hissetmenizin nedeni buradaki filtrelemelerdir. Kendi yaşamınızı olduğu gibi kabul edebilmek ve bilinçli kullanıcı olmak önemlidir. Sosyal medyada kendi yaptığınız paylaşımlarınızdan yola çıkarak hayatın tümüyle mükemmel olmadığını, zaman zaman inişlerin ve çıkışların buna eşlik ettiğini bilerek farkındalık kazanmak psikolojik sorunlarla baş edebilmenize yardımcı olacaktır.
 
Geri
Top