Sinem Gürleyük / Bir başına mutlu

Papatya

V.I.P
V.I.P

Yoğun iş hayatı, sevgilinin ailesine vakit ayırmak, sevgiliyle baş başa zaman yaratma çabaları, evi, işi, arkadaşları en iyi şekilde idare etmek için canını dişine takmak ve elbette zamansızlıktan çıldırmak! Peki, zamanınızın büyük bir kısmını kaplayan adam bir anda hayatınızdan çıktığında ne olacak?
Artık canınız sıkıldığında telefonda her saniye konuşabileceğiniz, sinemaya gidebileceğiniz ya da her akşam birlikte yemek yiyebileceğiniz bir sevgiliniz yok. Olsun her şey için bolca vaktiniz var!
Sakin olun ve yeni hayatınızı kabullenin.
Korkmayın yalnızlıktan ve sevin onu.


Sarılın arkadaşlarınıza

Eski, yeni, uzak, yakın özlediğiniz kim varsa arayın. Vakitsizlikten ihmal ettiğiniz ne kadar eşiniz dostunuz varsa sıkı sıkı sarılın. Kaçırdığınız hayatlarını dinleyin.
Evlerine gidin, yemek masalarına oturun, sinema keyfi yapın, tatile çıkın.
Aramaktan çekinmeyin.
Kaçırmamanız gereken önemli nokta, sürekli eski sevgilinizi anlatıp, dert yanacaksanız bir süre sonra etrafınızda kimse kalmayabilir.
Elbette onlar sizin dostlarınız ve sizi sabırla dinleyeceklerine şüphe yok lakin her sabrın bir sınırı olduğunu unutmayın.
Sadece içki masalarında dertleşmek için değil, eğlenceli programlar yapmak için de onları arayın ve karşınızdaki insanları dinleyin.

Evde geçen yalnız günler

Eğer birlikte yaşadığınız sevgilinizden ayrıldıysanız ve yeni bir eve çıktıysanız epey şanslısınızdır demektir.
Yeni evinizi tadını çıkartarak dekore edin.
Hangi perdeyle hangi yastığın uyumlu olacağını günlerce düşünün.
Ikea’da saatlerinizi harcayın.
Satın aldığınız küçük parçaların kurulumunu siz yapmaya çalışın.
Evinize son halini verdikten sonra da başlayın evde misafir ağırlamaya.
Partiler, film geceleri, oyun akşamları…
Tüm bu süreç bittikten sonra depresyon günlerinizi atlattığınız için yalnız vakit geçirmeye alışma süreciniz de hızlanacak. Tabii birkaç küçük pürüz yaşayabilirsiniz. Mesela tek başınıza gülmenin tadı pek olmayabilir. Eve aldığınız ekmek genellikle bayatlar, bitmez.
Kapı çalmaz ve siz kapıyı hep ilkyardım kutusu gibi taşıdığınız devasa çantanızın içinde arayıp, bulamadığınız için sinirden kudurduğunuz anahtarınızla açmak zorundasınız.
Ayrıca o anahtarı kaybetme lüksünüz de yok.
Tüm faturalar ve ev işleriyle tek başınıza ilgilenmek zorunda kalırsınız.
İyi taraflarına gelirsek kendi ayaklarınız üzerinde durdukça kendinize güveniniz artar. Kendinize yettiğinizi gördükçe mutlu olursunuz. Rahatlığın, özgürlüğün dibine vurabilirsiniz.
Sonsuz kere aynı şarkıyı dinleyip, müziğin sesini siz ayarlarsınız.
Akşam ne yemek istediğinize kendiniz karar verir, bir tepsiyle televizyonun karşısında bütün geceyi geçirebilirsiniz.
Evde vakit geçirirken kendinizi DVD’siz, müziksiz, kitapsız bırakmayın.
Her an iyi gelecek bir şeyler bulamayabilirsiniz.

 
Top