Defne
Usta
Kaplıca sularla yapılan bir tedavi şeklidir. Elbette bu suyun normal sulardan farklı özellikleri olması gerekir. Suyun tedavi edici etkisi olması için belli bir sıcaklığın üzerinde olması ve bileşiminde bazı mineraller iyonlar ve birtakım kimyasal maddeler olmasıdır. Şifalı sularda ayrıca radyoaktivite özelliği bulunması önemli bir tedavi edici özelliktir.
Arşimet bir gün hamamda yıkanırken hamam tasının bir türlü suya batmadığını fark eder. Bunun nedenini uzun süre ortaya koyamaz. Fakat olayın gizemini anladığı ilk an yarı çıplak dışarı koşar. Bir yandan da heyecanla bağırmaktadır. Euroka, euroka. Evet, Arşimet o gün fizik kanunlarından biri olan “suyun kaldırma kuvveti” diye bir kavramı bulmuştur.
İşte burada anlatıldığı gibi su, içine giren cisimleri kaldırıcı özelliktedir. Bu nedenle çeşitli nedenlerle zor yapılan hatta hiç yapılamayan bazı hareketlerin su içerisinde rahatça yapılabilmesi olanağı vardır.
Kaplıcaların birçok hastalıkta tedavi edici, rahatlatıcı yararları vardır. Bunları başlıklar halinde verecek olursak,
1-Romatizmal Hastalıklar
2-Cilt Hastalıkları
3-Kadın hastalıklar
4-Sindirim Sistemi Hastalıkları
5-Ürolojik Hastalıkları
6-Psikiyatrik Hastalıklar
7-Estetik rahatsızlıklar
8-Dolaşım yetmezliği
9-Akciğer hastalıkları
10-Yaşlanmanın geciktirilmesi
Kaplıcalara tedavi amacıyla giden çok sayıda Türk insanı ağrıları dinmiş rahatlamış olarak geriye dönebildiği gibi bazıları da ağrıları daha da artmış ve her yeri tutulmuş olarak hemen hastaneye başvurmaktadırlar. Bunların nedenlerini tartışmalıyız. Gerçekten bazı hastalar için hastalığın her döneminde kaplıca tamamen zararlıdır bazıları için ise belli alevlenmelerin olduğu dönemlerde kaplıca yasaklanmalıdır. O halde buna kim karar verecek?
Elbette bu kararı konunun uzmanı olan hekiminiz verecek. Bazı hastalıklarda, hastalığının alevlenip alevlenmediği ancak kan tahlilleri ile ortaya konabilmektedir. Zira erken dönemde hastalar bile bu alevlenmeyi kendi kendilerine anlayamazlar. Bu nedenle her kaplıca döneminde bu gidişin onaylanması gerekmektedir.
Ülkemizde bu konunun uzmanları Hidro-klimatoloji ve fiziksel tıp ve rehabilitasyon bilim dalı mensuplarıdır. Fakat günlük pratikte bırakın bu branş uzmanlarını, pratisyen hekimlerin bile kontrolünden geçmeden bu tedaviye karar veren çok sayıda insan vardır. Kaplıcada kalış süresi ortalama 21 seans. Yani hergün 20-40 dakikayı aşmamak şartıyla toplam 21 gün. Bunu zaman darlığı olanlarda bir hafta kısaltmak mümkündür. Fakat ilk hafta günde birden olmak şartıyla 7 seans yapılabilir. İkinci hafta günde iki defa olmak kaydıyla buna 14 seans daha eklenir. Böylece toplam 21 seans olur. Bundan fazla uygulama mantıklı değildir. Sadece birkaç gün kalarak yapılan kaplıca tedavileri ise yetersizdir.
Burada verilecek mesaj kaplıca tedavisi ciddi bir tedavidir ve hekim kontrolünde yapılmadığı taktirde bazı sorunlara yol açma olasılığı oldukça fazladır.
Sindirim sistemi rahatsızlıklarında kaplıca ya içmece şeklinde ya da hassas barsak sendromu ve kabızlıklarda olduğu gibi alttan lavman şeklinde uygulanmaktadır.
Akciğer hastalıklarından astım e kronik bronşitlerde alerjik bazı üst solunum yolu hastalıklarında bu kez kaplıcanın buharının solunması bir tedavi şekli oluşturmaktadır. Böbrek hastalıkları ve taşlarında bu kez kaplıca suları içmece şeklinde buna karşılık müzmin prostatitlerde ise oturma banyoları halinde uygulama yapılmaktadır. Bazı cilt hastalıklarında hem kaplıca banyolarına girme hem de sorunu bölgelere şifalı çamur banyoları yapılması söz konusudur. Kronik yumurtalık iltihabı olan kadınlarda kaplıcalar olumlu sonuç verirler. Aynı şekilde sancılı adetleri olan cinsel birleşmeleri ağrılı olan kişilerde kaplıcalar oldukça yararlıdır. Tüm dünyada gerek fiziksel gerekse ruhsal bir rahatlama için spa olarak isimlendirilen su tedavileri uygulanmaktadır. Gerçi bu işlemleri yapan yerlerin bir kısmında sular şifalı değildir. Isıtılan suyun içine girmek, girdap banyoları veya basınçlı duşlar şeklinde kullanmak suretiyle olumlu sonuçlar alınabilmektedir. Bunun yanı sra işlemin yapıldığı ortamın mistik atmosferi, çeşitli koku ve müziklerle psikolojik rahatlatmayı ön plana çıkarılmaktadır.
Kaplıcaların en yaygın kullanımı neredeyse onunla özdeş olanı romatizmal hastalıkların tedavisidir. Bilindiği gibi çeşitli romatizmal hastalıklardan bazılarına kaplıca tedavisi önerilmekte bazılarını da ön kontroller yapıldıktan sonra ancak bu gidişin vizesi verilmektedir. En sıklıkla önerdiğimiz romatizmal hastalık yumuşak doku romatizmalarıdır. Fibromiyalji (FM) adıyla bilinen ve tepeden tırnağa kadar her yeri ağrıyan bu hastalara kaplıca oldukça iyi gelmektedir. Kaplıcaya gittiği yaz aylarından sonra başlayan kapalı bulanık ve soğuk havalarda sıcak kaplıcaların ve güneşli günlerin özlemini aşıyan çok sayıda FM hastası vardır. Bir diğer kaplıca gereksinimi olan romatizma hastalığı omurgayı tutan ve onu tıpkı bir bambu gibi öne doğru bükmesinden dolayı “ Bambu Hastalığı” adını alan Ankilozan spondilit hastalığıdır. Hastalığın omurgada meydana getirdiği tahribatın olumsuzluklarını ortadan kaldırmada ilaç, fizik tedavi ve egzersizlerle beraber kaplıcaların büyük yararı vardır. Dünyanın en yaygın hastalığı olan kireçlenme romatizmalarında (artroz) kaplıcalardaki şifalı suların rahatlatıcı etkileri olduğunu yüzyıllardır bilmeyen kalmamıştır. Yalnız bu hastalıkta zaman zaman olan alevlenme dönemlerinde kaplıca yarardan ziyade zararları olacağını bilmek gerekir. O halde kaplıca tedavisinin sakıncalı olduğu durumları da belirterek yazımızı sonlandırmak istiyorum.
1- Aktif enfeksiyonlar, ateşli hastalıklar
2-Kanamalı hastalıklar
3-Kontrol edilmesi güçleşmiş kalp, böbrek ve karaciğer hastalıkları
4-Akıl hastalıkları
5-Vücutta lokal his kusurları
6-Akut iltihaplı romatizmalar
7-Kireçlenme ve romatizmaların alevlenme dönemleri
8-Aktif tümör ve kanser vakaları
9-Bacaklarda dolaşım bozukluğu belirgin olan atar ve toplar damar hastalıkları
Sağlık ve esenlikler dilerim.
Arşimet bir gün hamamda yıkanırken hamam tasının bir türlü suya batmadığını fark eder. Bunun nedenini uzun süre ortaya koyamaz. Fakat olayın gizemini anladığı ilk an yarı çıplak dışarı koşar. Bir yandan da heyecanla bağırmaktadır. Euroka, euroka. Evet, Arşimet o gün fizik kanunlarından biri olan “suyun kaldırma kuvveti” diye bir kavramı bulmuştur.
İşte burada anlatıldığı gibi su, içine giren cisimleri kaldırıcı özelliktedir. Bu nedenle çeşitli nedenlerle zor yapılan hatta hiç yapılamayan bazı hareketlerin su içerisinde rahatça yapılabilmesi olanağı vardır.
Kaplıcaların birçok hastalıkta tedavi edici, rahatlatıcı yararları vardır. Bunları başlıklar halinde verecek olursak,
1-Romatizmal Hastalıklar
2-Cilt Hastalıkları
3-Kadın hastalıklar
4-Sindirim Sistemi Hastalıkları
5-Ürolojik Hastalıkları
6-Psikiyatrik Hastalıklar
7-Estetik rahatsızlıklar
8-Dolaşım yetmezliği
9-Akciğer hastalıkları
10-Yaşlanmanın geciktirilmesi
Kaplıcalara tedavi amacıyla giden çok sayıda Türk insanı ağrıları dinmiş rahatlamış olarak geriye dönebildiği gibi bazıları da ağrıları daha da artmış ve her yeri tutulmuş olarak hemen hastaneye başvurmaktadırlar. Bunların nedenlerini tartışmalıyız. Gerçekten bazı hastalar için hastalığın her döneminde kaplıca tamamen zararlıdır bazıları için ise belli alevlenmelerin olduğu dönemlerde kaplıca yasaklanmalıdır. O halde buna kim karar verecek?
Elbette bu kararı konunun uzmanı olan hekiminiz verecek. Bazı hastalıklarda, hastalığının alevlenip alevlenmediği ancak kan tahlilleri ile ortaya konabilmektedir. Zira erken dönemde hastalar bile bu alevlenmeyi kendi kendilerine anlayamazlar. Bu nedenle her kaplıca döneminde bu gidişin onaylanması gerekmektedir.
Ülkemizde bu konunun uzmanları Hidro-klimatoloji ve fiziksel tıp ve rehabilitasyon bilim dalı mensuplarıdır. Fakat günlük pratikte bırakın bu branş uzmanlarını, pratisyen hekimlerin bile kontrolünden geçmeden bu tedaviye karar veren çok sayıda insan vardır. Kaplıcada kalış süresi ortalama 21 seans. Yani hergün 20-40 dakikayı aşmamak şartıyla toplam 21 gün. Bunu zaman darlığı olanlarda bir hafta kısaltmak mümkündür. Fakat ilk hafta günde birden olmak şartıyla 7 seans yapılabilir. İkinci hafta günde iki defa olmak kaydıyla buna 14 seans daha eklenir. Böylece toplam 21 seans olur. Bundan fazla uygulama mantıklı değildir. Sadece birkaç gün kalarak yapılan kaplıca tedavileri ise yetersizdir.
Burada verilecek mesaj kaplıca tedavisi ciddi bir tedavidir ve hekim kontrolünde yapılmadığı taktirde bazı sorunlara yol açma olasılığı oldukça fazladır.
Sindirim sistemi rahatsızlıklarında kaplıca ya içmece şeklinde ya da hassas barsak sendromu ve kabızlıklarda olduğu gibi alttan lavman şeklinde uygulanmaktadır.
Akciğer hastalıklarından astım e kronik bronşitlerde alerjik bazı üst solunum yolu hastalıklarında bu kez kaplıcanın buharının solunması bir tedavi şekli oluşturmaktadır. Böbrek hastalıkları ve taşlarında bu kez kaplıca suları içmece şeklinde buna karşılık müzmin prostatitlerde ise oturma banyoları halinde uygulama yapılmaktadır. Bazı cilt hastalıklarında hem kaplıca banyolarına girme hem de sorunu bölgelere şifalı çamur banyoları yapılması söz konusudur. Kronik yumurtalık iltihabı olan kadınlarda kaplıcalar olumlu sonuç verirler. Aynı şekilde sancılı adetleri olan cinsel birleşmeleri ağrılı olan kişilerde kaplıcalar oldukça yararlıdır. Tüm dünyada gerek fiziksel gerekse ruhsal bir rahatlama için spa olarak isimlendirilen su tedavileri uygulanmaktadır. Gerçi bu işlemleri yapan yerlerin bir kısmında sular şifalı değildir. Isıtılan suyun içine girmek, girdap banyoları veya basınçlı duşlar şeklinde kullanmak suretiyle olumlu sonuçlar alınabilmektedir. Bunun yanı sra işlemin yapıldığı ortamın mistik atmosferi, çeşitli koku ve müziklerle psikolojik rahatlatmayı ön plana çıkarılmaktadır.
Kaplıcaların en yaygın kullanımı neredeyse onunla özdeş olanı romatizmal hastalıkların tedavisidir. Bilindiği gibi çeşitli romatizmal hastalıklardan bazılarına kaplıca tedavisi önerilmekte bazılarını da ön kontroller yapıldıktan sonra ancak bu gidişin vizesi verilmektedir. En sıklıkla önerdiğimiz romatizmal hastalık yumuşak doku romatizmalarıdır. Fibromiyalji (FM) adıyla bilinen ve tepeden tırnağa kadar her yeri ağrıyan bu hastalara kaplıca oldukça iyi gelmektedir. Kaplıcaya gittiği yaz aylarından sonra başlayan kapalı bulanık ve soğuk havalarda sıcak kaplıcaların ve güneşli günlerin özlemini aşıyan çok sayıda FM hastası vardır. Bir diğer kaplıca gereksinimi olan romatizma hastalığı omurgayı tutan ve onu tıpkı bir bambu gibi öne doğru bükmesinden dolayı “ Bambu Hastalığı” adını alan Ankilozan spondilit hastalığıdır. Hastalığın omurgada meydana getirdiği tahribatın olumsuzluklarını ortadan kaldırmada ilaç, fizik tedavi ve egzersizlerle beraber kaplıcaların büyük yararı vardır. Dünyanın en yaygın hastalığı olan kireçlenme romatizmalarında (artroz) kaplıcalardaki şifalı suların rahatlatıcı etkileri olduğunu yüzyıllardır bilmeyen kalmamıştır. Yalnız bu hastalıkta zaman zaman olan alevlenme dönemlerinde kaplıca yarardan ziyade zararları olacağını bilmek gerekir. O halde kaplıca tedavisinin sakıncalı olduğu durumları da belirterek yazımızı sonlandırmak istiyorum.
1- Aktif enfeksiyonlar, ateşli hastalıklar
2-Kanamalı hastalıklar
3-Kontrol edilmesi güçleşmiş kalp, böbrek ve karaciğer hastalıkları
4-Akıl hastalıkları
5-Vücutta lokal his kusurları
6-Akut iltihaplı romatizmalar
7-Kireçlenme ve romatizmaların alevlenme dönemleri
8-Aktif tümör ve kanser vakaları
9-Bacaklarda dolaşım bozukluğu belirgin olan atar ve toplar damar hastalıkları
Sağlık ve esenlikler dilerim.