Sessiz ve Dilsiz Dostlardı Kaldırımlar...

Çirkin Kral

Forum Tutkunu
Karanlık bir gecenin mum ışığında yazıyorum sana kırmızı. Tüm keyiflerimi soyundum, kendimi izliyorum bu gece. Her şeyinden soyunmuş bir beden ve çökmüş morarmış gözler. Şehirde kaç ruh kalmış zaten iskeletini terk eden? Gidişlere çıra olmuş, kaç mor kalmış gözü yaşlı? Hiç akla gelmeyen ayrılıklara gebe gecelerden, kaçı hala üzgün ve kaçı pişman saat üçü beş gece?

Şehirde bir garipti zaten bu gece, Bakkal Ramazan erken kapatıp gitmişti ve buzun koynuna girmişti tüm yollar. Deli bir yangın çıkarmak istedim, tüm günahları yakan, bütün ayrılıkları solduran, yerlerdeki buzları eriten, gökyüzüne kadar ulaşacak, alacakaranlığa kırmızıyı anlatacak bir yangın… Ya düşmeliydim, ya da çıkmalıydım artık bu dipsiz kuyudan. Ne yazık ki kuyunun üstü çoktan örtülmüştü ve karanlıkta sularla kalmıştım. Tüm gücümle bağırdım, gelip kurtarmanı istedim. Ama ben yanlışı çoktan yapmıştım, dönülmeyecek tüm yollardan dönmüş gelmiş, ters yön yazan tabelaya rağmen seni kanıma işlercesine sevmiştim...

Mehtaba küfrederek yürümeye devam ettim, bir daha asla peşinden ters yönlere girmeyecektim. Her gözlerimi kapatışımda ve her yüreğimi dinleyişimde hata etmiştim zaten, kırılan tüm prangaların hatırına bir sigara daha yaktım. Hızla geri dönüp, geldiğim yollardan geçtim. Bir delilik göstergesi olarak, kaldırım çizgilerine basmadan yürüyor, başımı yerden hiç kaldırmıyordum. Sessiz ve dilsiz dostlardı kaldırımlar, takatsiz kaldığım her gece çıkarlardı kınlarından ve imdadıma yetişirlerdi hiç soluklanmadan...

Aniden sokakta seni gördüm sanki. Üzerinde kırmızı gömleğin, altında beyaz pantolonun, köşeyi dönüverdin hızlıca. Bekleyemeden koştu adımlarım, köşeyi dönüp sana yetişmeye çalıştım. Bir başka daha köşe dönmüştün ve yine ardında kalmıştım. Var gücümle koşmaya başladım, seni mutlaka yakalayacaktım. Hayal bile olsan, dudaklarına dokunduğumda, yavaş yavaş yok oluşunu izleyecektim. Siyahlıklara karışmış kırmızılığına gitgide daha çok yaklaşıyordum, yaklaştıkça ürperiyor, bedenimi geceye sarıyordum. Salya sümük yakaladım seni, kolundan tutup yüzünü çevirdim. Olduğum yere çöktüm, sigaranın etkilerini bir kez daha hissettim. Başımı yavaşça kaldırıp son bir umutla baktım. Garip bakışlar altında ezilirken, " ben deli değilim, sadece benzettim " bile diyememiştim...
 
Top