Ser vermesen, renkten renge girsen de suçlusun!

MustafaCİLASUN

Özel Üye
Özel üye
Sebep olduğum halin
Telafisi için her ne yaptımsa durulmadım
İhmalkârlığın ne kadar bizar bıraktığını geçte olsa,
Derinden hissederek anlamıştım

Sinemin
Tarumarlığına hiç aldırmadım,
Çünkü sebebi hakikatin bağrında bizzat vardım

Çaresiz fevkalade
Bir hicran içinde sancılarla baş
Başa kaldım ve hüzünle ağladım

Kuytu mekânları
Zihnimde yoklayarak,
Bir nebze stresten sıyrılmak istedim

Her ağacın dallarından
Süzülen yaprakları kokladım,
Neden böyle bir garabet yaşamıştım

İçimde ki dürtüyle
Şimdi baş başa kalmıştım,
Vicdanım için ıstırabı acıyla yudumladım


Kim vardı içimde,
Neden ben odaklı bir halin
Sofrasında sabahladım diye hayıflandım

Hani fikretmek ve bu minval
Üzere hali serdetmek kul için kamalattı
Ne olmuştu da yanılgılar bir bir kalbimi
Harap etmek için sıralanmış ve yanıltmıştı

Artık nedamet içinde nefeslenmek,
Ne kadar bir izzeti nefesti, edep kim içindi
Şimdi dirlik izanımı terk etti, ülfet bağrımı
Dağlayıp hıçkırıklar eşliğinde ağlatmıştı

Anladım ki sonbaharın
Bizi daldırdığı rüya geçici bir hevesmiş
Renklerin sesi ne kadar duyulsa da, şevksiz
Bir ahu serzenişmiş, yürekten azade değilmiş

Hissettiğin kadar,
Fikretliğin aşikâr olmayınca
Duygusallık salıncağı sabahlara denk
Sallasın hali melalini ne çıkacak düşün edebi ruha

Ellerin bom boş kalınca, yalnızlık
Vurgunu kalbine haşyetiyle şöyle bir dokununca
Gözler ne kadar ağlasa, söz yüreğin tınısında
Hakikatle buluşmayınca, çırpınarak uyukla

Ne gördüğün düşlerin
İnhisarından serdedilen anlamı,
Halin için bir geçit asla sanma
Aklın yolu birdir, muhtaç olduğu tek şey ilimdir,
Hakikattir, selimlik tefekkürle elde edilir



Mustafa CİLASUN
 
Top