SALAT GETİRMEK
Salât getirmeye tasliye denir. Tasliye, dua anlamındaki salât kelimesinden türemiş olup, lügat anlamıyla dua etmek demektir. Kur'an terimi olarak iki temel anlamı vardır: Namaz kılmak, Hz. Peygamber'e salât ve selam getirmek.
Salât edene musallı denir.
Tasliye faaliyeti Allah ile kul ve Hz. Peygamberle ümmet arasında karşılıklı bir diyalog oluşturur. Bu faaliyete, gerek Allah'tan ve Hz. Peygamber'den bize inişinde, gerekse bizden Allah'a ve Hz. Peygamber'e yükselişinde meleklerin de katıldığını Kur'an bize haber veriyor (bk. Ahzab, 43, 56). Buna göre musallı sıfatı aynı anda hem Allah'ın, hem meleklerin, hem de insanlarındır. Bu demektir ki, dua faaliyeti, Yaradan'la yaratılanların her kategorisi arasında bir kucaklaşma ve aşk ilişkisi vücuda getirir.
Hz.Peygamber'e salât ve selam getirmek, Kur'an-ı Kerim tarafından ontolojik ve kozmik değeri olan bir faaliyet olarak verilmektedir. Çünkü Hz.Peygamber varlık ve oluşun yaratılmış en büyük ruhu ve şuurudur. Ve O, Allah'ın Hayy (sürekli diri) isminin kesiksiz tecellisine muhatap olduğu için her an insanlık dünyasıyla da temastadır. O halde ona salât ve selam getirmek onunla sürekli diyalogda olmak ve o büyük ruh tarafından kesiksiz hatırlanmak anlamına gelecektir. Bu noktaya temas eden 10 civarında hadis vardır. Bu hadislerin dayandığı yaradılış prensibini Kur'an-ı Kerim şu şekilde vermektedir: "Allah ve onun melekleri o Peygamber'e sürekli salât ederler. Ey inananlar! Siz de ona salât ve selam edin." (Ahzab, 56)
Hz.Peygamber'e salât ve selamın en kısa şekli şudur:
Allahümme sallı ala Muhammedin ve ala âli Muhammed:
(Allah'ım! Hz. Muhammed'e ve onun Ehlibeyt'ine salât ve selâm et.)
Doğaldır ki, her insan bu salât ve selam cümlesini istediği eklerle zenginleştirebilir. Nitekim tarih içinde bu yapılmış ve Hz.Peygamber'e salât ve selam tertipleyen birçok kitap vücuda getirilmiştir.
