Kediler Aslanlar Kaplanlar

Mc_ÖRGE

Kaptan
Özel üye
SEVİLMEK İSTEYEN YARAMAZ KEDİLER
Kediler, yalnız yaşayan, bağımsız olmaktan hoşlanan hayvanlardır. Evcil köpekler gibi sahiplerinin isteklerine hiçbir zaman boyun eğmezler. Sizin de bildiğiniz gibi kediler aç kaldıklarında miyavlar, sevilmek istediklerinde sürtünür, tüyleri okşandığında aldıkları zevkten ötürü mırıldanır ve daha bunlara benzer pek çok hareketle istedikleri mesajı verirler.

Evet, bu tüy yumaklarının görmesi için azıcık ışık yeterlidir. Çünkü kedilerin gözleri bizim gözlerimizden farklı yaratılmıştır. Onların gözbebekleri karanlıkta, olabildiğince çok ışık alabilmek için büyüyerek yuvarlaklaşır. Bu da onların karanlıkta rahatça görebilmelerini sağlar.

Ayrıca, kedilerin gözlerinde insanların gözlerinde bulunmayan bir tabaka vardır. Bu tabaka, retina tabakasının hemen arkasındadır. Retinadan geçip buraya gelen ışık tekrar retinaya doğru yansır. İşte, bu tabaka ışığı geri yansıtabildiği için retinadan iki kere ışık geçmiş olur. Bu sayede kediler çok az ışıkta, hatta insan gözünün göremeyeceği kadar karanlık ortamlarda bile gayet iyi görür.

- Peki Hiç Düşündünüz mü Gözleri Geceleri Neden Parlar? Bu parlama, kedinin gözlerindeki biraz önce bahsettiğimiz tabaka ile ilgilidir. Artık sizin de bildiğiniz gibi, bu tabaka gelen ışığı ayna gibi geri yansıtır. İşte, onların gözlerini daha parlak gösteren, gözlerindeki aynadan yansıyan ışıktır.

- Pençelerinin Özelliğini Biliyor musunuz?

Bu sevimlilerin minik patileri, tehlike anlarında yırtıcı bir pençeye dönüşürler. Bunları tehlikeli hale getiren, içlerinde sakladıkları sivri ve keskin tırnaklarıdır. Tehlike anlarında bu tırnakları dışarı çıkarmak için yaptıkları hareket, aynı zamanda pençelerin yayılarak genişlemesini de sağlar.
- Niçin Hep Dört Ayak Üzerine Düşerler?

Hepiniz biliyorsunuzdur, metrelerce yükseklikten düşseler dahi kediler her seferinde dört ayakları üzerine düşerler. Dört ayak üstüne düşmenin kedilerdeki gerçek sebebi onların düşerken dengelerini sağlamak için kuyruklarını kullanmaları ve gövdelerinin ağırlık merkezini bu sayede değiştirip, patileri üzerinde yere düşebilmeleridir.

Ağaçların üzerinde, yüksek yerlerde dolaşmaktan keyif alan bu sevimli hayvancıklara düşme tehlikesi karşısında bu koruyucu özelliği veren, sonsuz şefkat ve merhamet sahibi olan yüce Rabbimizdir.

ORMANLAR KRALI: ASLAN
Aslan kedigillerin bir üyesidir ve çok yırtıcıdır. Uzun gövdesi, kısa bacakları, büyük kafası, güçlü görünüşü ve azametiyle ormanlar kralı olmayı hak eder.

Uzunluğu kuyruğuyla birlikte 3 metredir. Yüksekliği yaklaşık bir metre, ağırlığıysa yaklaşık 230 kg'dır. Yani, aslan sizden yaklaşık 1.5-2 metre daha uzun, kocaman bir kedidir.

Erkek aslanların yeleleri vardır. Çok yumuşak olan bu tüyler, ya yüzü çevreler ya da başın arkasını, boynu ve omuzları kapla***** göğüsten bele kadar uzar. Bu yele aslana çok heybetli bir görünüm verir. Allah'ın aslana verdiği bu yele hayvanı olduğundan daha da güçlü ve gösterişli hale getirir.

Bütün gününü kayaların ve ağaçların gölgesinde yatarak ya da uyuyarak geçiren aslan çoğu zaman geceleri avlanır. Mükemmel bir gece görüşüne sahip olan aslanlar bu sayede geceleri rahatlıkla avlarını görebilirler. Karanlıkta dolaşan aslanların ışığı mümkün olduğu kadar fazla toplayabilmeleri için gözlerinde özel bir tasarım vardır. Diğer canlılara göre daha büyük olan gözbebekleri ve göz mercekleri aslanları iyi birer avcı yapan en önemli özelliklerdendir. Allah bu canlıları içinde yaşadıkları ortama en uygun özelliklerle birlikte yaratmıştır.

Aslanın kendine özgü kükremesi, genellikle akşamları avlanma zamanından ve gün doğmadan önce duyulur. Aslan kükrediği zaman, ormanda sanki hayat durur. Uluyan bir sırtlan ulumasını, hırlayan bir leopar hırlamasını keser. Herkes susar ve kralı dinler. Maymunlar ağaçların en üst dallarına kaçarak, çıkarabildikleri kadar çığlık atarlar.

VAHŞİ KEDİ: KAPLANLAR[

Sakın onları kedi gibi uysal sanmayın! Onlar çok vahşi ve güçlüdürler. Kaplanlar kedi ailesinin en güçlülerindendir.

Yeni doğan yavru kaplanların gözleri ancak iki gün sonra açılır. Anne kaplan diğer hayvanlara karşı çok vahşi olmasına rağmen yavrularına karşı çok hassas ve düşkündür. Altı hafta boyunca onları sütle besler. Daha sonra onlara yavaş yavaş avlanmayı ve kendi yiyeceklerini elde etmeyi öğretir.

Bu eğitim döneminden sonra kaplan, çok hızlı hareket edebilen güçlü ve yetişkin bir hayvan olur. Bir sıçrayışta tam 4 metre atlayabilir. Şimdi, kollarınızı iki yana açın, bir elinizin parmak ucundan diğer elinizin parmak ucuna kadar olan uzunluk 1 metre kadardır. İşte, bu uzunluğun dört tanesinin yan yana gelmiş hali de kaplanın bir sıçrayışta atlayabileceği mesafeye eşittir.

Kaplanların kendilerinin bile farkında olmadıkları kamuflaj (bulunduğu ortama uyabilme) özellikleri vardır. Yaşadıkları yerlerin doğal renklerine benzer tüy renkleri ormanda kolaylıkla gizlenebilmeleri sağlar. Bu sayede kaplanlar avlarına sezdirmeden yaklaşabilirler. Ayrıca bu renkler kaplana çok estetik ve etkileyici özellikler kazandırır. Her kaplanın postundaki ve yanaklarındaki çizgiler ile kaşları diğerlerinden farklı farklıdır.

Kaplanlar birbirinin avlanma alanına kesinlikle girmez. Bir kaplan, kendi bölgesini çalılıklar üzerine salgıladığı bir kokuyla işaretler. Diğer kaplanlar, kokuyu duyduklarında başka birinin bölgesine girmekte olduklarını anlarlar.

Kaplanların özellikleri bu kadarla sınırlı değildir. Bu vahşi kediler, diğer kedi türlerinin aksine suyu çok severler. Hatta, o dev gibi cüsseleriyle mükemmel birer yüzücüdürler.

Allah tüm canlılarda olduğu gibi kaplanlarda da hayranlık uyandıran özellikler yaratmıştır. Örneğin küçük kaplan yavruları bakıldığında insanda şiddetli şefkat uyandıracak bir sevimliliğe sahiptirler. Aslında son derece vahşi olan kaplanları da Allah kendi yavrularına karşı çok yoğun bir şefkat ve merhamet gösterecek şekilde yaratmıştır.
 
Top