Hz. Hatice (r.anhâ)

HZ. HATİCE (r.anhâ)


Resulullah Efendimiz’in (sas) Hz. Hatice’den dört kızı (Fâtıma, Ümmü Gülsüm, Zeyneb ve Rûkiyye) ve iki de oğlu (Kâsım ve Abdullah) oldu.

Efendimiz (sas) peygamberlikle şereflendiği zaman, ilk iman eden hanım hatta insan o olmuştur. Efendimiz’in (sas), vahye mazhar olduğu ilk sıkıntılı günlerinden vefatına kadar da Efendimiz’i (sas) hiçbir zaman yalnız bırakmamıştır. Bu mutlu yuva yirmi üç sene devam etmiş ve peygamberliğin sekizinci senesi, kapanan bir perde gibi arkada acı bir hasret bırakarak sona ermiştir. Onun ve Ebu Talib’in vefat ettiği seneye hüzün senesi denir. Bu defa Efendimiz (sas) yirmi beş yaşına kadar olduğu gibi, yine yapayalnız kalmıştı. Allah (cc). Efendimiz’in (sas) tutunduğu her şeyi alıyor âdeta ‘yalnız bana tutunmalısın’ diyordu. Artık yetimleriyle ve dertleriyle baş başa kalmıştı. Hele Fâtıma’sını hiç yanından ayırmıyor; ona hem annelik hem de babalık yapıyordu. Nihayet evlilik çağı geldiğinde de onu Hz. Ali ile evlendirdi. Düğün günü Hz. Fâtıma’nın çeyizi serildiği zaman çok duygulandı, müteessir oldu ve ağladı. Bu durum karşısında Hz. Fâtıma da dilgir olmuş o da ağlamış, “Canım babacığım! Bu mutlu günümüzde sevinmen gerekirken niçin ağlıyorsun?” diye sormuş, Mahzun Nebi (sas) şöyle cevap vermişti: “Anneciğini, Hatice’yi hatırladım, Senin gelin olduğunu, serilen çeyizini görmeyi ne kadar arzu ederdi, bu gününü görmeyi çok istiyordu.” dedi.

Müminlerin Annesi büyük validemiz Medine devrini, gül devrini görmedi, Fâtıma’sının düğününü de göremedi, o Müslümanlığın hep çileli devrini yaşadı, çilesini çekti. O Hatice’nin gülleri Fâtımalar ve onların çocukları için yaşadı ve “bir gariplik içinde uçup ötelere gitti.
 
Top