Heyecanların Kontrolü Ve Duygusal Zeka

dderya

kOkOşŞ
V.I.P

Heyecanların Kontrolü Ve Duygusal Zeka

İnsanlarda heyecan hayatı, kalıtımla geçen bir durum değildir.Bundan dolayı,ailedeki kimselerin,kişide heyecanların belirli bir şekil ve yön almasındaki rolleri inkâr edilemez.

Çocukların heyacan yaşayışları,doğrudan doğruya,içinde doğup büyüdüğü evin ve onu kuşatan çevrenin heyecan yapışına bağlıdır.Eğer,aile içindeki insanlar,heyecanlarım kontrol edebiliyor,nerede,ne zaman ve hangi şartlar altında,hangi şahıs ve olaylara karşı,ne şekilde hareket edilmesi,davranışlarda bulunulması gerektiğini biliyorlarsa,böylesi ailelerde büyüyüp yetişen çocukların,normal olarak heyecan olgunluğuna sahip olmaları beklenebilir.

Çocuğun çevresindeki kimseler,olayları soğukkanlılık tepkilerde bulu- namıyorlarsa,kararsız ve aceleci bir tutum içindeyseler,onda heyecan kontrolsüzlükleri, duygusal yaşantı anormallikleri görülebilir.Çabuk heyecanlanır, korkar , saldırır,davranışlarını düzenleyemez,tepkilerinde yavaşlık yada aşırı hız vardır.

Yüksek IQ.'lu birin başarısız olmasında,fakat orta IQ'lu bir diğerinin şaşırtıcı derecede başanU kazanmasında acaba hangi etkenler rol oynuyor ? Aslında bu fark duygusal zekâ denilen yeteneklerde!

yatmakta ve kendini tanıma, özdenetim,azim,sebat,empati ve kendini motive edebilmeyi kapsamaktadır.Bunlar, çocuklukta öğretilebilir ve böylece genetik piyangoda kişiye çıkan zihinsel olanakiarı(entelektüel potansiyel) daha iyi kullanabilme şansı,fırsatı elde edilebilir.

Duygusal zekâdan yoksun olma durumunda kişinin bireysel yaşamından aile ve mesleki yaşamına,sağlık ve toplumsal ilişkilerine kadar birçok alanda çok kötü sonuçlar doğurabilmektedir.

Duygusal zekâ(EQ) kısaca; bütün insanlarda genel ve . yoğun biçimde yaşanan öfkenin,korkunun sevginin,nefretin,üzüntünün etkili biçimde denetlenmesi, yönlendirilmesi ve en uygun şekilde anlatımı olarak özetlenebilir.

Duygusal zekânın özellikleri hızlı ve düzensiz bir tepki, beyin değil kalbden gelen bir eylem,simgesel bir çocuksu gerçeklik,bugüne yansıtılan geçmiş,duruma özgü gerçeklik olarak sıralanabilir.

Hızlı ve düzensiz bir tepki; duygusal zekânın en belirgin özelliklerinden biridir. Duygusal zeka akılcı zihinden çok daha hızlıdır ve bir an bile durup ne yaptığını gözden geçirmeden eyleme geçer. Bu hız,düşünen zihnin bir işareti olan ölçülü ve analitik düşünmeye olanak ve fırsat tanımaz...Her şeyi,bir bütün olarak ve bir arada görerek,dikkatli bir analize zaman ayırmadan ve gerek duymadan anında tepki gösterir.

Kalbten gelen bir eylem;akılcı zekânın kaydetmesi,karşılık vermesi;duygusai zekâkadan 1-2 dakika daha uzun sürdüğünden,duygusal bir durumda "ilk uyarım"beyinden değil,kalbden gelir.

Düşünceden kaynaklanan böylesi bir tepki duygudan önce gelir.En yoğun duygulanınız irade dışı tepkilerdir .Stendhal'in dediği gibi "aşk İradeden bağımsız olarak gelip geçen bir sıtma nöbeti gibidir." Sadece aşk değil fakat öfke ve korkularımız bizi sararak bizim seçimimiz olmaktan çok,bize olan bir şey gibi görünürler.

Simgesel bir çocuksu gerçeklik; duygusal zihnin mantığı çağrışımcıdır.Bir gerçekliği simgeleyen yada onun anısını çağrıştıran öğeleri,o gerçekliğin aynısı olarak kabul eder.Bu nedenle teşbih,mecaz ve tasvirjroman^inema^ii^şarki/tiyatro,opera sanatları gibi dorudan duygusal zihne seslenirler.

Çocuksu şekil, kendi kendini doğrular/mançlarını zayıflatacak anıları yada gerçekleri bastırarak veya gözardı ederek destekleyenlere tutunur.Duygusal zihin inançlannı mutfak doğrular olarak alır ve bunlara ters düşen hiçbir kanıtı hesaba katmaz.Bundan dolayı duygusal rahatsız içinde olan birini,akıl yoluyla ikna etmek oldukça zordur ve uzun bir iştir.

Bugüne yansıtılan geçmiş; duygusal zihin şimdiki zamana sanki geçmiş zamanmış gibi tepki verir.Sorun,özellikle değerlendirme hızlı ve otomatik olduğunda,durumun artık eskisi gibi olmadığını fark edemeyişten çıkar.Duygusal zihnimiz akılcı zihnimizi kendi amaçlarına yönelik kullandığından,bızler hislerimizi ve tepkilerimizin rengini şimdiki anın bağlamında açıklar,duygusal belleğin etkisini fark etmeksizin

Gerekçelendiririz!

Duruma özgü gerçeklik; duygusal zihnin işleyişi büyük ölçüde duruma bağlıdır ve belirli bir anda yükselen hangi duyguysa,onun doğrultusunda işler.Duygunun mekaniğinde her hissin kendine özgü düşünce,tepki ve hatta anılar repertuarı vardır.Bunlar yoğun duygu anlarında en baskın haie gelirler.Burada zihin,anıları ve eylem seçeneklerini yeniden kirmanlar,durumla en ilgili olanları en üste çıkarır,bedene egemen olur.
Mustafa YILMAN

"Herkes kızabilir,bu kolaydır.Ancak doğru insana,doğru ölçüde,doğru zamanda, doğru nedenle ve doğru şekilde kızmak, işte bu kolay değildir." Aristo
 
Top