Forumlar
Yeni Mesajlar
CerezExtra
EĞLENCE ↓
Şans Kurabiyesi
Renk Falınız
ÇerezRADYO
Sevgiliye Özel
ÇerezDERGİ
Hızlı Okuma Testleri
Pratik Çözümler
Yeniler
Yeni Mesajlar
Yeni ürünler
Yeni kaynaklar
Son Aktiviteler
İndir
En son incelemeler
Dükkan
Giriş
Kayıt
Yeniler
Yeni Mesajlar
Menu
Giriş
Kayıt
Uygulamayı yükle
Yükle
Forumlar
Eğlence
Komik Yazılar ve Olaylar
Fıkra
Heidi
JavaScript devre dışı bırakıldı. Daha iyi bir deneyim için, devam etmeden önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
You are using an out of date browser. It may not display this or other websites correctly.
You should upgrade or use an
alternative browser
.
Konuya cevap yaz
Mesaj
<blockquote data-quote="yesim434" data-source="post: 33310" data-attributes="member: 41"><p>DEFNE</p><p></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: Blue">Bir varmış bir yokmuş, ırmak tanrısı Peneus’un Defne adında bir kızı varmış. Günlerden bir gün Apollon, Defne’ye abayı yakmış. Defne kaçmış, Apollon kovalamış; sonunda Defne yorgunluktan bitap düşmüş ve Apollon’dan kurtulmak için babasından yardım istemiş. Irmak tanrısı gücünü kullanarak kızını bir defne ağacına dönüştürmüş.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: Blue">İşte bu olay Antakya’da, Harbiye çağlayanları’nın olduğu yerde gerçekleşmiş. Harbiye, antik dönemde Daphne diye anılırmış. Romalı zenginler, çağlayanları ve havuzlarıyla ünlü bu yazlık sayfiye yerinde kendilerine villalar yaptırmışlar.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: Blue">Peder önayak oldu</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: Blue">Villaların dillere destan olmuş mozaik süslemelerinde Defne ve Apollon’un öyküsü resmedilmiş çoğu kez. Sonuçta, Defne’nin, Antakya geleneğinde çok önemli bir yeri olmuş.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: Blue">Öte yandan, Doğu Ortodoks Kilisesi’nin de merkezi olan Antakya, doğal olarak, yüzyıllardır Türk, Arap,Yahudi, Hıristiyan Ortodoks ya da Katolik, Müslüman Sünni ya da Alevi ayrımı yapılmadan bir arada yaşayan, çok köklü kültür birikimi olan bir toplumu barındırıyor.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: Blue">2002 yılında bu çokkültürlü toplumun bireylerinden biri, İdil Biret’in yakın dostu Peder Rene François Soulais, Antakya Defne Müzikseverler ve Kültür Derneği’nin kurulmasına önayak olmuş.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: Blue">Üyeler arasında Antakya’nın ileri gelenleri, işadamları, ziraatçılar, hukukçular, doktorlar, eczacılar, öğretmenler, mühendisler, mimarlar var. Hepsi elbirliğiyle Kuzeydoğu Akdeniz’in bu en eski uygarlık bölgesine dünya çapında müzisyenleri getiriyor ve kentin kalburüstü müzikseverlerine müzik ziyafeti çekiyor.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: Blue">Derneğin şimdiki başkanı Behiç çinçin, ikinci başkan Tülin Erduran, sayman Tülay Deviren ve dernek üyelerinden Can Halefoğlu, yılda dört kez işlerini güçlerini bir tarafa bırakıp konser organizasyonuyla uğraşıyorlar. Üyeler de bilet satışından, konser salonunun düzenlenmesine kadar her türlü işe koşuyorlar.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: Blue">Defne Müzikseverler Derneği bugüne kadar İdil Biret, Gülsin Onay, Ruşen Güneş, Pelin Halkacı, Metin Ülkü gibi pek çok müzisyeni ağırlamış, çeşitli oda müziği topluluklarını ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin “Folklorama” adlı gösterisini davet etmiş.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: Blue">Corelli’den Uçarsu’ya</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: Blue">2006 - 2007 sezonun ilk konseri için İstanbul’dan viyolonselci Dilbağ Tokay ve piyanist Emine Serdaroğlu’nu davet etmişler. İkili 1998’den beri birlikte çalışıyor. Türkiye’de Eskişehir, Adana, İstanbul, Kars, Ayvalık gibi çok farklı kentlerde katıldıkları festivaller dışında, İsveç, Almanya, Fransa ve İtalya’da da konserler veriyorlar.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: Blue">Antakya’da konser mekânı olarak kullanılan Savon Oteli, 19. yüzyılın sonlarına doğru inşa edilmiş bir zeytinyağı ve sabun imalathanesi aslında. Geniş bir avluyu çevreleyen binalardan oluşan bu mekân eski kervansarayları da anımsatmıyor değil.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: Blue">Onarılmış, yenilenmiş, sıcak ve zevkli bir ev gibi döşenmiş. Küçük bir kuyruklu piyanoları var. Konserin samimi ve özenli havasından da anlaşılacağı üzere Antakya’nın müziksever çevresi yabana atılacak gibi değil.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: Blue">Tokay ve Serdaroğlu ikilisi bol çeşitli ve renkli bir program hazırlamışlar bu konser için. Corelli ile başlayıp yolda Mendelssohn, Martinu, Schubert ve Beethoven ile devam edip Hasan Uçarsu ile biten bu müzik yolculuğu kentin kültür düzeyi yüksek ve klasik müziği hem tanıyan hem de seven dinleyicisi tarafından gerçekten coşkuyla karşılandı.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: Blue">Türkiye’de kaliteli müziğin nabzının sadece büyük kentlerde değil, Akdeniz’in en doğusundaki bu çokkültürlü kentte de attığını görerek, geleceğe ümitle bakabiliriz sanırım.</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="yesim434, post: 33310, member: 41"] DEFNE [SIZE=4][COLOR="Blue"]Bir varmış bir yokmuş, ırmak tanrısı Peneus’un Defne adında bir kızı varmış. Günlerden bir gün Apollon, Defne’ye abayı yakmış. Defne kaçmış, Apollon kovalamış; sonunda Defne yorgunluktan bitap düşmüş ve Apollon’dan kurtulmak için babasından yardım istemiş. Irmak tanrısı gücünü kullanarak kızını bir defne ağacına dönüştürmüş. İşte bu olay Antakya’da, Harbiye çağlayanları’nın olduğu yerde gerçekleşmiş. Harbiye, antik dönemde Daphne diye anılırmış. Romalı zenginler, çağlayanları ve havuzlarıyla ünlü bu yazlık sayfiye yerinde kendilerine villalar yaptırmışlar. Peder önayak oldu Villaların dillere destan olmuş mozaik süslemelerinde Defne ve Apollon’un öyküsü resmedilmiş çoğu kez. Sonuçta, Defne’nin, Antakya geleneğinde çok önemli bir yeri olmuş. Öte yandan, Doğu Ortodoks Kilisesi’nin de merkezi olan Antakya, doğal olarak, yüzyıllardır Türk, Arap,Yahudi, Hıristiyan Ortodoks ya da Katolik, Müslüman Sünni ya da Alevi ayrımı yapılmadan bir arada yaşayan, çok köklü kültür birikimi olan bir toplumu barındırıyor. 2002 yılında bu çokkültürlü toplumun bireylerinden biri, İdil Biret’in yakın dostu Peder Rene François Soulais, Antakya Defne Müzikseverler ve Kültür Derneği’nin kurulmasına önayak olmuş. Üyeler arasında Antakya’nın ileri gelenleri, işadamları, ziraatçılar, hukukçular, doktorlar, eczacılar, öğretmenler, mühendisler, mimarlar var. Hepsi elbirliğiyle Kuzeydoğu Akdeniz’in bu en eski uygarlık bölgesine dünya çapında müzisyenleri getiriyor ve kentin kalburüstü müzikseverlerine müzik ziyafeti çekiyor. Derneğin şimdiki başkanı Behiç çinçin, ikinci başkan Tülin Erduran, sayman Tülay Deviren ve dernek üyelerinden Can Halefoğlu, yılda dört kez işlerini güçlerini bir tarafa bırakıp konser organizasyonuyla uğraşıyorlar. Üyeler de bilet satışından, konser salonunun düzenlenmesine kadar her türlü işe koşuyorlar. Defne Müzikseverler Derneği bugüne kadar İdil Biret, Gülsin Onay, Ruşen Güneş, Pelin Halkacı, Metin Ülkü gibi pek çok müzisyeni ağırlamış, çeşitli oda müziği topluluklarını ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin “Folklorama” adlı gösterisini davet etmiş. Corelli’den Uçarsu’ya 2006 - 2007 sezonun ilk konseri için İstanbul’dan viyolonselci Dilbağ Tokay ve piyanist Emine Serdaroğlu’nu davet etmişler. İkili 1998’den beri birlikte çalışıyor. Türkiye’de Eskişehir, Adana, İstanbul, Kars, Ayvalık gibi çok farklı kentlerde katıldıkları festivaller dışında, İsveç, Almanya, Fransa ve İtalya’da da konserler veriyorlar. Antakya’da konser mekânı olarak kullanılan Savon Oteli, 19. yüzyılın sonlarına doğru inşa edilmiş bir zeytinyağı ve sabun imalathanesi aslında. Geniş bir avluyu çevreleyen binalardan oluşan bu mekân eski kervansarayları da anımsatmıyor değil. Onarılmış, yenilenmiş, sıcak ve zevkli bir ev gibi döşenmiş. Küçük bir kuyruklu piyanoları var. Konserin samimi ve özenli havasından da anlaşılacağı üzere Antakya’nın müziksever çevresi yabana atılacak gibi değil. Tokay ve Serdaroğlu ikilisi bol çeşitli ve renkli bir program hazırlamışlar bu konser için. Corelli ile başlayıp yolda Mendelssohn, Martinu, Schubert ve Beethoven ile devam edip Hasan Uçarsu ile biten bu müzik yolculuğu kentin kültür düzeyi yüksek ve klasik müziği hem tanıyan hem de seven dinleyicisi tarafından gerçekten coşkuyla karşılandı. Türkiye’de kaliteli müziğin nabzının sadece büyük kentlerde değil, Akdeniz’in en doğusundaki bu çokkültürlü kentte de attığını görerek, geleceğe ümitle bakabiliriz sanırım.[/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Alıntıları ekle...
İsim
Spam kontrolü
Sarı kırmızı renkleri ile ünlü futbol takımımız?
Cevapla
Forumlar
Eğlence
Komik Yazılar ve Olaylar
Fıkra
Heidi
Top