Hani olur ya belki özlersen, istersen beni

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Yokluğunda uzun uzun yazmaya başladım.
Pencerenin önünde saatlerce oturup, gelip gidenlere daldığım zamanlar oluyor.
Gidişini unutamıyorum. İçimdeki boşluğun iliklerime geçişine seyirci olup, izliyorum.
Her şeyden, herkesten uzaklaşan kopuk bir ruha yataklık ediyorum.
Eskiden de severdim yalnız olmayı, ama şimdi, daha bir hoşuma gidiyor bir başına kalmak,
yaşamak. En iyi kendime ifade ediyorum kendimi. ..

Kendi filmimi yazıp, yönetiyorum. Tek kişilik bu oyunda sensizliği ve yalnızlığımı anlatıyorum.
Bir rüyanın içinde uyanır gibiyim. Gerçek hangisi, ben nerdeyim çözemiyorum.
Sen de yoksun...

İçimdeki boşluğun derinleştiği gündü gidişin. Gitme diyebilmeyi her şeyden çok istedim.
Ama, söyleyemedim. Küçük hayallerim vardı büyük umutlara gebe kalan.
Düzgün, koca adamdın sen, bense hiç büyümek istemeyen bir çocuk.

Aslında senin gidişinle değişti her şey… Yokluğunu kaldıramayacak kadar büyüdüğümü fark ettim.
Oysa büyük olmak can yakıcı duygulardı benim için.

Bundan iyice emin oldum. Kuşkusuz artık gelmeyeceksin biliyorum.
Kalabalık, en tenha köşelerde yakalıyor şimdilerde beni.
Sensizlik darbe üstüne darbe indirirken, gelişigüzel duygulara demir atıyorum.
Düşüncelerimi karıştırıyorum. Karışıyorum. Hep aynı duygular etrafımda dönüyor.
Alışkın bir eda içinde yere çivileniyor ayaklarım. Kaçmak istiyorum.
Kaçamıyorum...

Yalnızlık benden kalabalığa bulaşıyor. Kendimi bırakıp, duygularımı salıveriyorum sokağa.
Her yer gözlerim değdikçe grileşiyor. Sensizliğe tahammül gücüm gün ve gün zorluyor düşüncelerimi.
Çıkıp gittiğin anı düşlüyorum tam orta yerinde evimin.
Kapıya dokunamıyorum. Sadece sen varsın orada, bakamıyorum.
Gidişine ortaklık eden kapım yalnızca yokluğuna açılıyor...

Aramıza kapıdan başka her şey giriyor. Zaman giriyor, ayrılık, özlem bir de sensizlik.
Kalan son gücümü çıktığın kapıyı kapatmak için kullanıyorum.
Sessizliğin içinde buluyorum artık seni. Ruhumdaki tüm duyguları boşaltıyorum kapının arka yerine. Bıraktığın yerdeyim hala. Her gün gidişini yeniden izliyorum.
Üzerimde ince yorgunluğun, yüreğimde külçe ağırlığınla duruyorum....

Yokluğuna alışamadım. Ancak, bu şekilde yaşamaya çalışıyorum...
 

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Sana gitme diyemediğim zaman; bir yanlızlık resmi çizildi önce. Sonra hafiften bir rüzgar esti, üşümeye başladı ellerim senin yokluğunu hatırlatırcasına. Bir buruk ses vardı hala kulağımda sevda türküleri söyleyerek rüzgarın uğultusuna karışan. Sessizce sallarken elimi ardından bir küçük tebessüm belirdi yüzümde bu son vedaya aldırmayan...
 

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
denize acildim sevmeye sevilmeye anladim sevmek gibisi yok; kim anlar sevdanin dilinden kim korkusuzca suzulur acik kapilardan iceri, kim kirar zincirleri, kim sever, kim durust, kim acik, kim asik olur pervasizca..oyunsa bu evet bir ask oyunu, kim bilerek ve isteyerek acitir canini..ben atesle yanilan aciyla sevdim..

yagmura soyundum yavas yavas yagar diye damlalarda yuzmek gibisi yok ; dunu unutmadan bu gunu yasayabilmek, bir hic olmadan sevebilmek..bir bir hatirlayabilmek soylenmis tum sozleri, dokunamadan dokunabilmek, aşk/sevda sanipta mayin tarlasinda yurumek kimin harci. kimin harci birakip gitmek, hemde severken gidebilmek..

yoklugum varligim bir, dunum yok yarinim sir; elde var aci, sevdali
omrumun bedeli bes para etmedi odedim.kapini calan o hic tanimadigin, hic kimse kadar hic'im. gormedigin kadar gorulmez, duymadigin kadar duyulmazim iste..ben saklambac oynarken bulunma korkusunun
heyecaniyla sevdim..

anlattikca usuyor, anlattikca isiniyor yuregim, senli dort mevsim, zaman
senden sonra benden once. akrebe kus yelkovan, saniyeler sasirmis, aylardan sendeyim..saatim desen sana gec...yanarak, yikilarak, varliginda yok olarak..
__________________
 

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Yine bir gece ve yine bas basayim kendimle, iste yine seni bulup kaybettigim yerdeyim..

insanin bir seylere karar vermesi ne kadar zor; ya seni icime gommeli ya da artik icimden sokup atmaliyim..ama her ne olursa olsun susmaliyim.. Hangisi daha zor, hangisi daha aci? Gercekten gitmeli miydin, yoksa kalip yanimda savasmali mi?... Bir yol ariyorum kendime, buldugum tum yollarsa sana cikiyor..

Kapanmali artik gozlerim..Sonsuz bir karanlikta tek basima yurumeye devam etmeliyim...yurumeliyim ardima bile bakmadan, yurumeliyim parcalayarak degerleri ve sevgileri, yok ederek yasadigim tum zamanlari...

Nasilda acimasiz zaman..nasil da yuceltmistim seni gozumde..tutup kendi
ellerimle koymustum en yuksege, melek olmustun..sonra keyifle izlemistim yuceligini..ama yine ben bitirmeliyim..tutup kollarindan indirmeliyim oldugun yerden..ya da seni olene kadar yasatmaliyim icimde....ne kadar zor bir karar..

Bir yanim: “Bir daha kimse, hic kimse onun kadar cok sevilmeyecek”, derken, bir yanim sakin, sessiz...

Zaman geciyor, acim dinmiyor..kapanmiyor yaralarim..Tukenirken ben, aklimda bir tek sen...goruyor musun, yine konusuyorum ama sessizce.. Susmayi ogreniyor yuregim..
 

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Uzaklardan bir ses olmanı isterdim, bir selam, bir nefes... "Üşüme" diye seslenmeni isterdim... Bir el olmanı isterdim, bir kol... "Özledim" deyip sarılmanı... En karanlık yerinde düşlerimin çıkıp gelmeni isterdim. Kınalı bir bahar gibi, umut ışığı olmanı isterdim hayatıma... Gelseydin ve yaslasaydım başımı omuzuna, ağlasaydım doya doya ... Geçerdi üşümesi yüreğimin, geçerdi üşümesi içimin, kirpiklerimde yağmurlar dumanlanmazdı biliyorum... Seninle suları yeşil bir ırmağın kıyısında buluşmak, saçlarının kokusundan öpmek, içime çekmek ve serin soluğundan içmek, sana sarılmak, kucaklamak, uçmak isterdim… Ama nafile, aramızdaki bütün yollar kapalı... Bütün dallar kesik... Yokluğun buz gibi soğuk... Üşüyorum... Yüreğim de donmuş sanki. Gözlerimde... Ateşler içinde bedenim... Öyle bir üşüme ki, hiç bir şey ısıtmıyor artık. Bütün uzuvlarım uyuşmuş. Ezip geçiyor ruhumu acılar... Yoksun işte, kalbimin kuyusu en hazin sesle inliyor şimdi. Kirpikleri kırılan bir zamanın teninde, ağrılı şiirler topluyorum gecelere şimdi... Bilirim, sevmek ve özlemek bir ateşe dokunmaktır; yakmaktır yüreğini yangınlarda. Ama ben üşüyorum. Yokluğun buz gibi soğuk. Yakacak bir şeyimde yok… Ağlıyorum, buza dönüşüyor gözyaşlarım… Ağlıyorum, akıp gidiyor gözyaşlarım çağlayanlara… Bakakalıyorum ardından çaresiz… Ah! bir el olsan dokunsan alnıma, okşasan saçlarımı bir anne şefkatiyle.. Geçerdi ağrısı başımın, geçerdi biliyorum... Bir gül olsaydın bahçemde, koklasaydım nefes nefes, çekseydim içime derin derin... Bir göz olup baksaydın gözlerime, çekip alsaydın içindeki hüznü... Ah! bir bilsen nasıl sevinirdi yüreğim, nasıl sevinirdi dudağımdaki gelincik, kapımdaki akasya... Susuyorum artık derin derin... Ve sessizce soluyorum bir hazan yaprağı gibi... Oysa ne kadar çok hasretim konuşmaya, anlatmaya anlaşılmaya... Oysa ne çok istiyorum, tüm bedenimden söküp almanı yalnızlığımı, hicranımı bir tılsımla... Yüreğim kanrevan, dikenler acımasız, ayaklarım kırık koşamıyorum artık doruklara, menzil uzak...
__________________
 

Top