Göğüs Travmaları

Joker7238

_Pure Love_
Gerek delici nitelikteki cisimlerle gerekse künt travma sonucu meydana gelen göğüs yaralanmaları, travmatoloji açısından oldukça önemlidir. Göğüs bölgesinde meydana gelen yaralanmalarda şahsın hayatını tehlikeye sokacak iç organ ve damar yaralanmasına bağlı kanamalar, hemotoraks, pnomotoraks, hemoperikardium gelişebilir. Göğüs bölgesinde meydana gelen yaralanmalar mermi çekirdeği, kesici ve delici alet, bomba şarapneli ve saçma tanesi gibi göğse penetre olan cisimlerle oluştuğu gibi künt travmalar sonucu kapalı göğüs yaralanmaları şeklinde olabilmektedir.

1. Açık Göğüs Yaraları:
Bu tür yaralanmalarda dışarıdan göğüs içerisine giren cisim nedeniyle göğüs duvarının bütünlüğü bozulur. Dış ortamla göğüs boşluğu birleşmiş olur. Bu esnada yaralayıcı cismin özelliğine göre kostalar, kıkırdak dokular, kalp, interkostal damarlar yaralanabilir. Parietal plevra delindiğinde; hiç bir organ yaralanması dahi olmasa açık pnomotoraks meydana gelebilir. Şayet bu açıklık büyükse inspiryumda göğüs boşluğuna giren hava ekspiryumda dışarı çıkarak mediastinal şifte neden olmaz. Şayet göğüs duvarında oluşan açık yara havanın bir valf gibi içeri girmesine izin verirken çıkışını engellerse mediastinal şift ve AC’lerde kollabe olmaya neden olur. Bu duruma tansiyon pnomotoraks denir. Böylece kişide kısa sürede solunum ve dolaşım yetmezliği ortaya çıkar. Göğse penetre olan alet visseral plevrayı da delerse AC’lerde kaçan hava ile tansiyon pnomotoraksın gelişimi hızlanır. Aynı zamanda hemotoraks oluşur. Göğüs boşluğunu dolduran AC’lerin yaralanması neticesinde gelişen hemotoraks ve tansiyon pnomotoraks yanında kanın bronşiolleri ve alveolları doldurması nedeniyle asfiksi ortaya çıkar. Göğüs boşluğunda kalp daha küçük bir alan kaplamasına rağmen penetran yaralanmalarda her yönden gelen etkiye açıktır. Sağ ventrikülün gerek göğüs duvarına yakın olması, gerekse üzerini kaplayan AC dokusu olmaması nedeniyle en sık yaralanan kalp bölgesidir. Kalp yaralanmalarında gelişen iç kanama, perikarttaki delik küçük ise perikardiak tamponat sonucu ölüm meydana gelir. Sol ventrikül duvarının kalın olması nedeniyle bu bölgeye nüfuz eden cisimler şayet ventrikül kasını tamamen kesmezse ve bu bölgedeki koroner arter bütünlüğü bozulmazsa akut ölüm meydana gelmeyebilir. Ancak sol ventrikül duvarındaki kesi derin ise ventrikül içindeki basınç etkisiyle sağlam olan kas dokusu da yırtılarak perikard içerisine veya göğüs boşluğuna kanama olur. Sol ventrikül duvarının kalın olması nedeniyle sağ ventrikül yaralanmalarına nazaran penetre cisim
kalp kasının tamamını kesse dahi kanama ve şok daha geç gelişir. Sağ ventrikül yaralanmalarında ölüm riski ve şoka girme daha fazladır.
Ateşli silah yaralanmalarında eğer merminin kinetik enerjisi çok yüksek ise kalp boşluğundaki kanın hidrostatik basıncı her tarafa eşit olarak iletmesi nedeniyle kalp tamamen parçalanabilir.

2. Kapalı göğüs yaralanmaları:
Göğüs duvarında dış ortam ile göğüs iç ortamının temasını sağlayan bir yaralanma olmadığı durumlarda kapalı göğüs travmalarından söz edilir. Künt travmalar sonucu olduğu için künt göğüs travmaları olarak da adlandırılır. Bu tür travmalarda göğüs cilt, cilt altı dokularında lezyon olmasa dahi göğüs iç organlarında yaralanma olabilir. Kapalı göğüs travmaları direk göğse etki ile veya indirek etki ile olabilir.
a) Kot ve sternum kırıkları : Kotlar ya lokal olarak bir kuvvetin direk etkisi ile kuvvetin direk etki ettiği bölgede yada indirek kuvvet etkisi ile çeşitli noktalardan kırılabilir. Direk etki ile meydana gelen kot kırıklarında bir veya birden fazla kot kırılır. Eğer etki eden kuvvetin şiddeti fazla ise kırık kot uçları içeri doğru girerek AC, kalp ve büyük damar yaralanmasına neden olabilir. Genellikle üst kot kırıkları göğüs damarları, alt kot kırıkları ise diafragma ve batın organlarının yaralanmasına neden olur.
Çeşitli yönlerden göğse baskı sebebi ile oluşan indirek kot kırıkları genellikle bilateraldir. Oysa direk etki ile oluşan kot kırıkları etki edilen bölgenin altındaki kotları ilgilendirir. Göğüs duvarına ön arka yönde etkiyen basınç kot kavislerinde, arka ön yönünde etkiyen basınç ise vertebra yakın kot bölgelerinde kırık oluşturur. İndirek etki ile oluşan kot kırıklarının uçlarının dışarı doğru dönmesi söz konusu olduğundan göğüs iç organlarında yaralanma oluşmaz. Kotların aynı bölgede üçden fazla ve iki noktadan kırılması durumunda inspiryumda bölgenin göğüs içerisine çökmesi nedeniyle solunum güçlüğü ortaya çıkar. Bu durum yelken göğüs olarak adlandırılır.
Resusitasyona bağlı kot kırıkları genellikle sol tarafta ilk 6 kostanın kırılması şeklinde oluşur. Bu bölgedeki kot kırıklarının

b) Kalp Yaralanmaları: Kapalı göğüs travmalarında kalp ve büyük damarlarda yaralanma meydana gelebilir. Çok şiddetli indirek travmalarda büyük damarlarda kopmalar izlenir. İndirek travmalarda, kalp yaralanmaları daha çok artan basıncın kalp kası cidarına uygulanmasıyla oluşur. Kalpteki laserasyonla birlikte perikart da yaralanırsa mediasten ve plevral aralığa kanama olur. Şayet perikart intaklığını korursa lasere kalpten boşalan kan kalp tamponadı meydana getirir. Perikart içerisinde biriken 300-500 cc kan ölüme neden olur.

c) Büyük Damar Yaralanmaları: Kalpten çıkan ve kalbe giren büyük damarlar gerek direk gerekse indirek travmalarda yaralanabilir. İndirek travmalarda yaralanma gerilme, laserasyon ve hidrostatik basınç nedeniyle olmaktadır. En sık yaralanan damar aorttur. Göğse önden gelen lokal travma etkisi ile kalp geriye itilir. Bu esnada aort kalbe girdiği yerin üzerinden transvers olarak yırtılır. Böyle bir durum kalbe giren çıkan diğer büyük damarlar için nadir olarak görülür. İndirek travmalarda aortun en sık yırtıldığı yerler, kalpten çıktığı yer, bunun biraz üstü ve arcus aortanın hemen başlangıcındaki inen aortadır. Yırtık bölgesinin bu şekilde lokalize olması bu bölgedeki ligamentlerin anatomik yapısına bağlıdır. Bazen kalp ve büyük damarları etkileyen traksiyon o kadar şiddetli olur ki kalpten çıkan damarlar tamamen kopmuş olabilir.
Kapalı göğüs yaralanmalarında önemli bir durumda travmatik asfiksidir. Karın ve göğüs bölgesini travmanın sıkıştırması durumunda v. cava superior içindeki kan kafa ve subklavian venlere itilir. Kapaklı olan subklavian ven kanın akışına direnç gösterirken, kapaksız olan boyun venlerinden kan yukarı itilir. Bu basınç artışı neticesinde kapiller venlerde yırtıklar meydana gelir. Yüzde, boyunda, omuzlarda, sırtta yer yer peteşial kanamalar izlenir. Aynı zamanda bu peteşial kanamalar konjuktiva ve beyin damarlarında da oluşur. Bu şekildeki görünüme zenci başı görünümü denir.

d) AC Yaralanmaları: Künt göğüs travmalarında AC’ de laserasyon ve kontüzyon şeklinde lezyonlara neden olabilir. Bu lezyonlar genellikle kotların AC’ i yaralamasıyla meydana gelebileceği gibi, şiddetli travmalarda nadir de olsa direkt olarak AC parankiminin yaralanması şeklinde olabilmektedir. AC yaralanmaları daha çok hilus bölgesinde meydana gelmektedir. Şiddetli trafik kazaları ve yüksekten düşme durumlarında AC’den herhangi birisi hilus bölgesinden tamamen kopabilmektedir.

d) Diafram Yaralanmaları: Göğüs ve karını birbirinden ayıran diafram kasında bazen yırtıklar olabilir. Göğüs alt kısmına isabet eden travmalarda kasın gerilmesi sonucunda laserasyonları oluşabilir. Bu esnada sıklıkla kot kırıkları ve iç organ yaralanmaları da oluşur. Yine batın üst kadranına isabet eden travmalarda batın üst organlarının yukarı itilmesiyle diafragma yırtılabilir. Bu tür yırtıklar sağ tarafta KC’in koruyucu etkisi nedeniyle sol tarafta oluşmaktadır. Bu yırtıklar meydana gelince karın içi organlar göğüs içine geçebilir.
[/B]
 
Top