• Merhaba Ziyaretçi.
    "Minimalist Fotoğraflar" konulu fotoğraf oylaması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Oylamaya katılmanızı bekliyoruz...

Geldigin Gibi Gittin

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Geldiğin gibi gittin.. Sensiz nasıl suskunsam, şimdi bir o kadar haykırıştayım. Duyanım yok. Gönül duvarıma vurdukça gözyaşlarım, sadece akreple yelkovan şahit sensizliğin ölümüne..

Bir insan yok oluyor bu gece, mutlu bir tablo düşüyor aşk çivisinden. Kırılan camlar arasında kanıyor can yarım. Sol yanım yine üşümeye başladı, oysa çöl akşamlarının ortasındaydım seninle. Alnımdaki busen, kırmızı bir mum gibi içli içli yanmakta. İs kokusunda öpüşlerin yanağımdayken, göğsüm daralıyor, dar geliyor gökyüzü soluklanmaya.

Her telefonda -özledim diyen sen, neredesin kaç gündür? Telefonum hep başucumdaydı yatarken, yastığımın ucuna düşerdi mesajların. Dalıp giderdim beyaz teninin huzurlu düşlerine. Mavi yıldızlarımı çaldı gidişin. Şimdi, menteşesi çıkmış kapıdan gelen bir karartı süpürüyor kırıntılarını. çatlamış şarkılardan, ağıtlar çınlıyor kulaklarımda.

Küçük bir göl kıyısında, beni seyredişini söylediğinde ki sesini duymak için, araladım anıların penceresini. Rüzgar ağlıyor hayat ağacımın dallarında. Birikintide süzülen küçük bir su yılanı gibi sinsice yaklaşıyormuş nankör gözler, bilemedik ay parçam.
Zorla teslim alınan bir bedenin isyanında, kayboluşunun yangınında, küle döndü gülüşüm. Öfkenin, hırsın ateşinde, ölümüne tutuştu, tutuşturdular varlığımızı.

Bir bağ bozumunun son kalıntısı şiirleri, denize karşı bir masada yudumlamıştık kırmızı şarapla. Birkaç gün, sadece birkaç gün önce ordaydık.
Mutluluğu harcamak ne kolay geliyor başkalarına. Oysa büyüklüktü susmak, yapamadılar ay parçam, anlamadılar bu sevdanın temizliğini. Tüm geceyi sürdüler alnıma. Dilden dile, kulaktan kulağa düşen ya da içlerine ağır gelen neydi? Tutamadıkları, uzandıkları kin neden di?
Gecenin yarısında, sevgiyi nefrete dönüştüren güneş gülüşlü, ayaza çaldı şiirleri, öksüz kaldı kalemim. Neyin, kimin ıslığıydı çaldığı? Ne depremler yarattı dört duvarımda, ya senin buz kesen duyguların .asılı kalan sevgi sözlerin? . O ses nasıl da böldü geceyi! ! !
Şimdi sen bir köşede nefret biriktiriyorsun, bense özlem. Ya bizi bu hale getirenler neyle yüz yüze aynaya bakınca.. Neyin zaferi kutladıkları?
Sevdim ay parçam. bunu sen de bildin..hissettin ve sevdin.. Küs diline yandığım, şu gecelerime çöken karabasanları tüket, kirpiklerinden düşen bakışını sapladığın gözlerimi boya senli düşlere.

Sensizlik ağır geldi bu acemi kalemime.. Bak sensiz sulardayım şimdi.Gökyüzünün ıssız sulara vurduğu mühürdür ay yıldız.ve ben o göl kıyısında mührünü seyrediyorum aşkın... ellerimi suya her değdirdiğimde titriyor karanlık.boğuluyor aşk..

Ne olur sabahla doğsan şu suyun ardında? ! ? Suskunluğunu bozup, çığlıklarımı sustursan gönül duvarımda yankılanan.sessiz ölümüme şahit olacak yoksa şiirler.. sol yanım üşüyor can yarım.öptüğün ellerim üşüyor.düşlerimse buz kesti gidişinle..
Gidersem Dönmem.....

Geldiğin gibi gittin.. Sensiz nasıl suskunsam, şimdi bir o kadar haykırıştayım. Duyanım yok. Gönül duvarıma vurdukça gözyaşlarım, sadece akreple yelkovan şahit sensizliğin ölümüne.
 
Düzenleyen yönetici:
Geri
Top