“Evimini Geçirmeyen Devrim Muvaffak Olamaz.” Bu Atatürk’ün Silah Arkadaşı olan Kazım Karabekir Paşa’ya ait olan bir sözdür. Sözü belki harfi harfine doğru yazmamış olabilirim ama muhteviyatı budur..
Çok yerinde bir tesbittir ve bugün ki birçok sıkıntıya ışık tutan bir sözdür.
Bugün hala başörtüsü , laiklik, imam mı öğretmenmi gibi herkesin aştığı ama bizim aşamadığımız sorunların temelinde de bu evrim yatmaktadır.
Cumhuriyet bir Devrimdir. Fakat Evrimini tamamlamakta olan bir Devrimdir. Cumhuriyet hiş şüphesiz çok büyük bir devrimdir. Bunu saltanat ile Cumhuriyet rejimlerini kıyas ederek ve o günki toplum ve taamüllerine bakarak anlayabiliriz. Hükümdar’dan Hükümet’e geçiştir ki bu kolay kolay yapılamayacak birşeydir.
Peki Evrim nedir dersek eyer ; İşte bu yeni düzene alışma bunu ülkenin tüm damarlarına ve iliklerine kadar sindirmesi olsa gerek herhalde.
İşte yukarda dediğimiz gibi bugün tartıştığımız bazı konular, başörtüsü, laiklik, din-ilim, ümmet - cumhuriyet gibi bizi ve ülkemizi geri bırakan, birbirimizi kutuplaştıran konular bu Evrimin tamamlanıyor olmasından gelmektedir.
Bu iş öyle hemen oluverecek bişey değildir. Bu bir süreçtir ve biz bu süreci yaşayacağız, yaşıyoruz.
Peki Bu çekilen çilelerin , boş tatrışmaların tüm sorumlusu bu Evrim mi ?
Elbette HAYIR.
Birçoğuda bizim bu evrime karşı direnip kendi kendimize yaptığımız hatalardır. Hem hataları hemde bu süreci bu millet , bu ülke eninde sonunda atlatacaktır. İnanıyorum ki çoğu gitmiş azı kalmıştır.
Bu evrim sürecinde de örnek model almamız gereken yer AVRUPA veya herhangi bir ülke değildir. Hele Avrupa hiç değildir. Zira bizi örnek almış ama sonra kendi kendinin modelini oluştur (amamış)muş b,r medeniyettir.
Toplum olarak bu süreci takip edemiyor veya zamana bırakıyoruz. Sivil toplum kuruluşları , kanaat önderleri, okullar, insanlarımızın itimat ettiği yerler olan camiler ve görevlileri ve tabi herkes üstüne düşen görevi tam yapmamakta veya yapmamaktadır.
Sonrası aydınlık olacak bir süreci yönetemediğimiz taktirde, sonucu yıkım olan bir sürece doğru yelken açmış olabiliriz ki buda bizim için en büyük tehlike olur.
Temel sorun sanırım bu süreçten habersiz oluşumuz olabilir. İşte burda da görev yukarsa saydığımız sivil toplum kuruluşları , kanaat önderleri….. ne düşüyor.
İnsanlarımıza Atatürk’ü övüyoruz fakat Atatürk hakkında ağız birliği yapamıyoruz buda fikir birliği yapamamıza neden oluyor. Veya diğer tüm değerler de aynı durum söz konusu.
Biz bu ülkeniz gençleri olarak inanıyoruz ki bu süreç bizimle daha büyük yol alacaktır. Çünki ;
Biz SAĞ -SOL çatışması görmedik.
Biz İç savaş görmedik.
Biz herhangi bir savaş da görmedik.
Biz çok zor süreçlerden de geçmedik. Dolayısı bu bize kadar gelen evrim sürecini tamamlayacağımızı düşünüyor ve inanıyorum.
Ama ;
Bizim görmediğimiz bu çatışmaları , ayrılıkları , Görmüş olan büyüklerimiz hala daha bunları sürdürerek bizlere intikal ettirmezlerse.
Hala sağ-sol davası gütmezlerse.
Hala Türk - Kürt ve Diğerleri davası gütmezlerse.
Hala Düşman Ülkeler bulmaya devam etmezlerse.
Hala … Hala .. Hala …
devam etmezlerse biz bu işi tamamlayacağız inancındayım..
Zira genç nesil artık okullarıda biliyor camileride biliyor , okuyor, izliyor , öğreniyor , düşünüyor ve hep birlikte yaşıyor.
Birtek isteğimiz ve ricamız büyüklerimizden odur ki ;
Artık Partilerle , Toplumlarla , Siyasi Görüşlerle , MEzheplerle ve herhangi birşeyle RANT elde etmek NEMALANMAK uğruna geçmişte ki Ülkemizin önünü kesecek olan boş davaları bize intikal ettirmesinler.
“Vatan için Öleceksin demek yerine “,
“Vatan için okuyacaksın Prof. Olacaksın, Bilim Adamı olacaksın ama gerektiğinde de canını feda edeceksin” demeleri gerekiyor.
Zira geleceği görmek ve geleceğin sahiplerini de ona göre yetiştirmek ve yönlendirmek bu ülkenin ve büyüklerimizin aslî görevidir.
Herşeyi ben çözerim bu işleri hallederim diyenler gördük ki yapamıyorlar. Çünki bu süreç kolay bir süreç değildir.Bu süreçte dikkatli adım atılmadı, iyi strateji çizilmesi gerekiyor ve zamanı geldiğinde de kendiliğinden ortadan kaldırılması gerekiyor.
Alıntı
Çok yerinde bir tesbittir ve bugün ki birçok sıkıntıya ışık tutan bir sözdür.
Bugün hala başörtüsü , laiklik, imam mı öğretmenmi gibi herkesin aştığı ama bizim aşamadığımız sorunların temelinde de bu evrim yatmaktadır.
Cumhuriyet bir Devrimdir. Fakat Evrimini tamamlamakta olan bir Devrimdir. Cumhuriyet hiş şüphesiz çok büyük bir devrimdir. Bunu saltanat ile Cumhuriyet rejimlerini kıyas ederek ve o günki toplum ve taamüllerine bakarak anlayabiliriz. Hükümdar’dan Hükümet’e geçiştir ki bu kolay kolay yapılamayacak birşeydir.
Peki Evrim nedir dersek eyer ; İşte bu yeni düzene alışma bunu ülkenin tüm damarlarına ve iliklerine kadar sindirmesi olsa gerek herhalde.
İşte yukarda dediğimiz gibi bugün tartıştığımız bazı konular, başörtüsü, laiklik, din-ilim, ümmet - cumhuriyet gibi bizi ve ülkemizi geri bırakan, birbirimizi kutuplaştıran konular bu Evrimin tamamlanıyor olmasından gelmektedir.
Bu iş öyle hemen oluverecek bişey değildir. Bu bir süreçtir ve biz bu süreci yaşayacağız, yaşıyoruz.
Peki Bu çekilen çilelerin , boş tatrışmaların tüm sorumlusu bu Evrim mi ?
Elbette HAYIR.
Birçoğuda bizim bu evrime karşı direnip kendi kendimize yaptığımız hatalardır. Hem hataları hemde bu süreci bu millet , bu ülke eninde sonunda atlatacaktır. İnanıyorum ki çoğu gitmiş azı kalmıştır.
Bu evrim sürecinde de örnek model almamız gereken yer AVRUPA veya herhangi bir ülke değildir. Hele Avrupa hiç değildir. Zira bizi örnek almış ama sonra kendi kendinin modelini oluştur (amamış)muş b,r medeniyettir.
Toplum olarak bu süreci takip edemiyor veya zamana bırakıyoruz. Sivil toplum kuruluşları , kanaat önderleri, okullar, insanlarımızın itimat ettiği yerler olan camiler ve görevlileri ve tabi herkes üstüne düşen görevi tam yapmamakta veya yapmamaktadır.
Sonrası aydınlık olacak bir süreci yönetemediğimiz taktirde, sonucu yıkım olan bir sürece doğru yelken açmış olabiliriz ki buda bizim için en büyük tehlike olur.
Temel sorun sanırım bu süreçten habersiz oluşumuz olabilir. İşte burda da görev yukarsa saydığımız sivil toplum kuruluşları , kanaat önderleri….. ne düşüyor.
İnsanlarımıza Atatürk’ü övüyoruz fakat Atatürk hakkında ağız birliği yapamıyoruz buda fikir birliği yapamamıza neden oluyor. Veya diğer tüm değerler de aynı durum söz konusu.
Biz bu ülkeniz gençleri olarak inanıyoruz ki bu süreç bizimle daha büyük yol alacaktır. Çünki ;
Biz SAĞ -SOL çatışması görmedik.
Biz İç savaş görmedik.
Biz herhangi bir savaş da görmedik.
Biz çok zor süreçlerden de geçmedik. Dolayısı bu bize kadar gelen evrim sürecini tamamlayacağımızı düşünüyor ve inanıyorum.
Ama ;
Bizim görmediğimiz bu çatışmaları , ayrılıkları , Görmüş olan büyüklerimiz hala daha bunları sürdürerek bizlere intikal ettirmezlerse.
Hala sağ-sol davası gütmezlerse.
Hala Türk - Kürt ve Diğerleri davası gütmezlerse.
Hala Düşman Ülkeler bulmaya devam etmezlerse.
Hala … Hala .. Hala …
devam etmezlerse biz bu işi tamamlayacağız inancındayım..
Zira genç nesil artık okullarıda biliyor camileride biliyor , okuyor, izliyor , öğreniyor , düşünüyor ve hep birlikte yaşıyor.
Birtek isteğimiz ve ricamız büyüklerimizden odur ki ;
Artık Partilerle , Toplumlarla , Siyasi Görüşlerle , MEzheplerle ve herhangi birşeyle RANT elde etmek NEMALANMAK uğruna geçmişte ki Ülkemizin önünü kesecek olan boş davaları bize intikal ettirmesinler.
“Vatan için Öleceksin demek yerine “,
“Vatan için okuyacaksın Prof. Olacaksın, Bilim Adamı olacaksın ama gerektiğinde de canını feda edeceksin” demeleri gerekiyor.
Zira geleceği görmek ve geleceğin sahiplerini de ona göre yetiştirmek ve yönlendirmek bu ülkenin ve büyüklerimizin aslî görevidir.
Herşeyi ben çözerim bu işleri hallederim diyenler gördük ki yapamıyorlar. Çünki bu süreç kolay bir süreç değildir.Bu süreçte dikkatli adım atılmadı, iyi strateji çizilmesi gerekiyor ve zamanı geldiğinde de kendiliğinden ortadan kaldırılması gerekiyor.
Alıntı
