Elimden gelenin en iyisini yapıyorum.

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Bu hayatta neleri sevdiğinizle ilgili mutlaka düşünmüşsünüzdür. Güneşli günleri, yağmuru, kedileri, kuşları, çikolatalı keki, çiçekleri, matematik dersini, macera filmlerini… Ya da nasıl insanları sevdiğinizi. Dürüst, samimi, komik, yaratıcı, şefkatli, saygılı, cesur? Peki, kendinizi seviyor musunuz? Cevabınız hayır ise acaba sevdiğiniz ideal insanlar gibi olamadığınız için mi kendinizi sevmiyorsunuz? Yoksa başka bir sorun mu var?
Aslında her gün kendimizle konuşuyoruz. Her hareketimizi, davranışımızı yorumluyor, eleştiriyor ve hatta cezalandırıyoruz. Yaptığımız her şey bir “iç eleştirmen” tarafından değerlendiriliyor. Çoğumuzun iç eleştirmeni de oldukça acımasız olabiliyor. Farkında bile olmadan kendimize karşı, başkalarına olamadığımız kadar sert olabiliyoruz.

Bu olumsuz, gaddar iç sesin kaynağı ne olabilir? Bazen insanlar annelerinin ya da babalarının sesini içselleştirdiklerini söylüyorlar. Bazen ise, o ses aslında tüm olumsuz eleştirilerin toplamı da olabiliyor. Size yeteneksiz diyen bir dans öğretmeni, yaptığınız ödevi acımasızca eleştiren bir öğretmen, sürekli sizi eleştiren babanız, akıllıca davranmadığınızı söyleyen büyükanneniz… Tüm bu seslerin size verdiği tek bir mesaj var: “Sende bir sorun var. İnsanlar seni sevmiyor. Berbatsın, çok aptalsın, yeterince iyi değilsin. Diğer herkes başarılı ve mutlu ama sen değilsin. Beklentileri karşılayamıyorsun, kimseyi memnun edemiyorsun.”

Kendinize sevgi ve şefkat göstermeyi öğrendikçe aslında tüm bu iç seslerin ne kadar acımasız olduğunu ve sevgiyi, şefkati diğer tüm insanlar kadar hak ettiğinizi anlamış olacaksınız. Bu yüzden sizlerle kendinizi daha çok sevebilmenin yollarını paylaşıyoruz. Bu adımları uygularken kararlı ve net olmanız gerekir. Tek başınıza sık sık pratik yapmalısınız. Kendinizi acımasızca eleştiren o ses ortaya çıktığında dikkat edin. Onun yalancı olduğunu, incitici ve sert bir şekilde söyleyin. Bir kereliğine de kendinize değil bu gaddar iç eleştirmene karşı acımasızlık yapmayı deneyin.

Gerçekten başarısız olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? Gerçekten sevilmeye değer olmadığınızı mı düşünüyorsunuz? Başkalarının size söylediklerine inanmak yerine kendiniz için düşünmeye başlamalısınız. Muhtemelen kendinizle ilgili inandığınız tüm bu olumsuz mesajları daha çok gençken benimsediniz. Bu yüzden onları sorgulamak artık aklınıza bile gelmiyor olabilir. Bu inançlar yanlış olduğu gibi aynı zamanda yıllar içinde kendini de gerçekleştirmeye başlar. Yani başarısız olduğunuzu düşündükçe zamanla gerçekten kendinizi başarısız bir insan yaparsınız. Ancak bu böyle devam etmek zorunda değil. Kendinizle ilgili nasıl bu olumsuz inançları büyüttüyseniz yerine aynı şekilde olumlu ve çarpıtılmamış inançları da koyabilirsiniz. Tüm bunları düşünmek, kendinizi keşfetmek, en derinlerdeki karanlık duygularınızla yüzleşmek sizi zorlayabilir. Bazen kendinize sorular sorduğunuzda cevap bile bulamayabilirsiniz ama pes etmemelisiniz. Alanında uzman bir terapistten bu süreçte destek alabilirsiniz. Duygularınızı, düşüncelerinizi ve yanlış inançlarınızı keşfetmenize yardımcı olacaktır.
Bu alıştırmada çok fazla özellik yazmanız gerekmiyor. Her gün kendinizle ilgili sevdiğiniz tek bir şeyi yazabilirsiniz. Bunun çok büyük bir şey olması da gerekmiyor. Önemli olan, bir yerlerden başlamak. Bunu her gün düzenli bir şekilde yaparsanız gerçekten önemli olan şeyleri fark etmeye başlayacaksınız. Kendinizde beğendiğiniz yönlerinize odaklanın ve bu yönlerinizi geliştirmeye çalışın.
Negatif İnsanları Kendinizden Uzak Tutun
Bu kesinlikle en zorlayıcı adımlardan birisi olabilir. Çünkü negatif insanlar çok yakınınızda, sürekli görüştüğünüz veya görüşmek zorunda kaldığınız kişiler olabilir. Fakat yine de kendi olumsuz iç eleştirmeninizle uğraşmaktan daha kolay bir adım olacaktır. Başkaları size saygı göstermediğinde ondan uzaklaşabilirsiniz. Ancak kendinize saygı göstermeyen ve kendinizi sevmeyen iç sesinizden nasıl uzaklaşacaksınız? Karamsarlığa kapılmayın ve ilk iş olarak en azından uzaklaşabileceğiniz negatif insanlardan uzaklaşmaya çalışın. Çünkü acımasız iç eleştirmeninizle baş etmeye çalışırken bir de bu insanlarla mücadele etmek daha zor olacaktır.
Bunun için çok büyük hatalar yapmış olmanız gerekmiyor. Yaptığınız küçük, büyük tüm hatalar için kendinizi affedin. Bunu, düzenli olarak her gün yapmayı alışkanlık haline getirin. Çünkü affetmek, özeleştirinin tam tersidir. “Kendimi ………….. için affediyorum.” Diyebilmek bunun için atabileceğiniz en etkili ve basit adımdır.
“Elimden gelenin en iyisini yapıyorum. Sevilmek için mükemmel olmam gerekmiyor. Mutlu ve değerli olmak için kusursuz olmam gerekmiyor.”
Kendinizi Kabul Edin Ve Bunu Bir Çaresizlik Belirtisi Olarak Görmeyin

Bu dünyada siz de herkes kadarsınız. Yani herkes kadar güzel, herkes kadar başarılı, herkes kadar kusurlu, herkes kadar insansınız. Kusurlarınızı ve başarısızlıklarınızı kabul etmek, onlarla yaşamak ve kendinizi “kusurlu” ya da “başarısız” olarak etiketlemek anlamına gelmiyor. Önemli olan avantajlı olduğunuz yönlerinizi keşfetmeniz ve bu yönlerinizi geliştirmeye çalışmanız. Her konuda mükemmel olamazsınız, olmak zorunda da değilsiniz. Örneğin, yaşlı bireylerle çocuklarla geçirdiğiniz vakitten daha güzel vakit geçiriyor olabilirsiniz. O zaman bu yönünüzün üzerine gitmeyi deneyin. Bir huzurevinde gönüllü olarak çalışabilir, o kişilerle bağlantı kurabilirsiniz. Böylece başarılı olduğunuz yönlerinizle hayatınızı güzelleştirmiş olacaksınız. Evet, “başarılı” hissetmek aslında bu kadar basit ve kolaydır.
Sonuç olarak, kendinizi sevmiyor olduğunuzu fark etmeniz bile hayatınızda kendiniz için atabileceğiniz en büyük adımlardan birisidir. Birçok insan bu gerçekle yüzleşemeden ömrünü geçiriyor. Kimi zaman farkında bile olmadan hatayı hep kendisinde arıyor ve her seferinde buluyor da. Yukarıda bahsettiğimiz stratejiler sizin için anlamsız ve işe yaramaz görünüyor olabilir. Aslında bu, kendinizi ne kadar çaresiz hissettiğinizin kanıtıdır. Çünkü muhtemelen yine en mükemmel çözümü aramaya çalışıyorsunuz ve aradığınız yanıtları bulmanın bu kadar kolay olduğunu görmek size inandırıcı gelmiyor. Sadece bir adım atın ve yola çıkmayı deneyin. Kendinizi keşfetmek ve kendinizle barışmak için çıktığınız bu yolculukta tek başınıza olmadığınızı unutmayın. Eğer sizin için işler içinden çıkılamaz bir hal alırsa –ki bu sizi güçsüz ya da “anormal” yapmaz- alanında uzman terapistlerden destek almalı ve bu kişilerin yolunuza ışık tutmasına izin vermelisiniz. Ancak yıllarını insan psikolojisini anlamaya vermiş olsalar dahi, bu kişilerin siz gerçekten istemediğiniz sürece size yardım edemeyeceğini unutmamalısınız.

Her şey bir adım atmakla başlar. O adımı atmakta cesur olmalısınız. Kendinize bir şans vermelisiniz. İyi olmayı herkes kadar siz de hak ediyorsunuz.​

 

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Sevilmek nasıl bir şey acaba ? Sevgiye karşılık bulmak... Birisinin aklında, kalbinde olduğunu bilmek Tarifsiz bir duygu olsa gerek .
 
Top