Çar Petro, ya da bizim tabirimiz ile Deli Petro, tahta geçtiğinde üç önemli politikasını gerçekleştirmek istiyordu. Birincisi, Orta Asya ve Uzak Doğu'da tam hakimiyet kurmaktı. Bunun için de Çin ile savaşlara girecekti.
İkinci politikası, Avrupa içlerine kadar sokulan bir İmparatorluk hayali idi. Bunun için de İsveç ile kanlı hesaplaşmalar yapacaktı.
Son hedefi ise, Rus hanedanlığının asırlık rüyası olan sıcak denizlere inme hayali idi. Bunun içinde Osmanlı'nın alt edilmesi gerekiyordu...
Petro, ikinci hedefini gerçekleştirmek üzre İsveç'e saldırdığında büyük bir zafer kazandı. İsveç Kralı XII. Charles ise Petro'ya yenilince çareyi Osmanlı topraklarına sığınmakta bulacaktı...
Arkada Petro ve ordusu, önde ise Kral Charles, adeta bir kovalamaca oynar gibi Osmanlı Topraklarınba giriş yaptılar. Petro'nun Osmanlı topraklarına girmesi, Sultan Ahmed'i öfkelendirmişti. Kral Chales'ın Osmanlı Sultanına mektup yollayarak yardım istemesi üzerine, Osmanlı Rusya'ya savaş ilan etti. Artık, Karadeniz için tüm kozlar sahada oynanılacaktı!
Sadrazam Baltacı Mehmed Paşa komutasındaki 100 bin kişilik devasa Osmanlı Ordusu sefere çıktı. Aynı esnada Osmanlı donanmas da Karadeniz'e açılmıştı. Kanlı hesaplaşma için geri sayım başlamıştı...
İki Ordu Prut Ovasındaki Prut Nehri civarında karşılaştı. Osmanlı Ordusunun büyük ateş gücü sesinde Rus Ordusu köşeye sıkıştı. İşte tam o günlerde, Türk Popüler Tarih Yazıcılığı için önemli bir esin kaynağı olacak bir aşk meydana geliyordu. Petro'nun karısı Katerina ile Sadrazam Baltacı Mehmed Paşa arasındaki efsanevi buluşmalar...
Bazı arşivlerde yer alan askerlerin söylemlerinde, Baltacı ile Katerina'nın savaş esnasında birçok kez gizli olarak buluştukları iddia ediliyor. Hatta Baltacı'nın, köşeye sıkışmış Rus Ordusuna merhamet etmesinin nedeni olarak da bu gösteriliyor. Peki bu iddiaların gerçeklik payı ne?...
Savaşı en ince ayrıntısına kadar anlatan ve her iki tarafında elinde bulunan Ruznâmelerden hiçbirinde bu buluşmayı doğrulayan bir ifade yoktur. Hatta, tarihçilerin kanıt olarak gösterdikleri arşivler bile kaybolmuştur...
Ayrıca, savaş esnasında Baltacı Mehmed Paşa, 82 yaşındaydı.O yaş bir insan için bayağı geç bir yaş olsa gerek, hele hele bir kadını sevmek için pek bir geç yaştır
Kısacası, bu buluşmaları kanıtlayan herhangi bir vesikalık yoktur. Ancak, herşeye rağmen tarihimizin eğlenceli yönlerinden biri olarak kalacak bu ikili...
İkinci politikası, Avrupa içlerine kadar sokulan bir İmparatorluk hayali idi. Bunun için de İsveç ile kanlı hesaplaşmalar yapacaktı.
Son hedefi ise, Rus hanedanlığının asırlık rüyası olan sıcak denizlere inme hayali idi. Bunun içinde Osmanlı'nın alt edilmesi gerekiyordu...
Petro, ikinci hedefini gerçekleştirmek üzre İsveç'e saldırdığında büyük bir zafer kazandı. İsveç Kralı XII. Charles ise Petro'ya yenilince çareyi Osmanlı topraklarına sığınmakta bulacaktı...
Arkada Petro ve ordusu, önde ise Kral Charles, adeta bir kovalamaca oynar gibi Osmanlı Topraklarınba giriş yaptılar. Petro'nun Osmanlı topraklarına girmesi, Sultan Ahmed'i öfkelendirmişti. Kral Chales'ın Osmanlı Sultanına mektup yollayarak yardım istemesi üzerine, Osmanlı Rusya'ya savaş ilan etti. Artık, Karadeniz için tüm kozlar sahada oynanılacaktı!
Sadrazam Baltacı Mehmed Paşa komutasındaki 100 bin kişilik devasa Osmanlı Ordusu sefere çıktı. Aynı esnada Osmanlı donanmas da Karadeniz'e açılmıştı. Kanlı hesaplaşma için geri sayım başlamıştı...
İki Ordu Prut Ovasındaki Prut Nehri civarında karşılaştı. Osmanlı Ordusunun büyük ateş gücü sesinde Rus Ordusu köşeye sıkıştı. İşte tam o günlerde, Türk Popüler Tarih Yazıcılığı için önemli bir esin kaynağı olacak bir aşk meydana geliyordu. Petro'nun karısı Katerina ile Sadrazam Baltacı Mehmed Paşa arasındaki efsanevi buluşmalar...
Bazı arşivlerde yer alan askerlerin söylemlerinde, Baltacı ile Katerina'nın savaş esnasında birçok kez gizli olarak buluştukları iddia ediliyor. Hatta Baltacı'nın, köşeye sıkışmış Rus Ordusuna merhamet etmesinin nedeni olarak da bu gösteriliyor. Peki bu iddiaların gerçeklik payı ne?...
Savaşı en ince ayrıntısına kadar anlatan ve her iki tarafında elinde bulunan Ruznâmelerden hiçbirinde bu buluşmayı doğrulayan bir ifade yoktur. Hatta, tarihçilerin kanıt olarak gösterdikleri arşivler bile kaybolmuştur...
Ayrıca, savaş esnasında Baltacı Mehmed Paşa, 82 yaşındaydı.O yaş bir insan için bayağı geç bir yaş olsa gerek, hele hele bir kadını sevmek için pek bir geç yaştır
Kısacası, bu buluşmaları kanıtlayan herhangi bir vesikalık yoktur. Ancak, herşeye rağmen tarihimizin eğlenceli yönlerinden biri olarak kalacak bu ikili...
