Dokunsan dokunulmayacak

cırcırböcee

V.I.P
V.I.P
Gözlerimden değil artık saçlarımdan akıyor hüzün denizinin suları..

Bir yaprak düştü o koca çınar ağacından… Hep soluktu, hep narin, hep yumuşacık, hep küçücük…. Dalında dururkende her an düşecek gibiydi zaten, düştü düşecek…

Ama o kadar yavaş yavaş düştü ki aşağıya, usul usul, narin, sevgi dolu, dokunsan dağılacak sanki… Dokunsan dokunulmayacak gibi… Salına salına indi aşağıya, dans ederek ve hep gülerek sırtındaki ağır yüke aldırmadan…

Fakat küçük yaprak düştüğü yerde öyle büyük bir delik açtı ki… Siyah yağdı gökyüzünden, doğacak bütün yeni günlere… Yer yarıldı sanki, delindi, çatladı… Kocaman bir boşluk… Ne denizlerin uçsuz bucaksız suyu doldurabildi o boşluğu, ne dağların bitmez tükenmez yüceliği, ne yıldızların milyonlarcası, ne çöllerin çatlamış toprakları, ne de ormanların koca koca ağaçları…

Minicik sarı, narin yaprak koca bir yarık açıp gitti dünyadan…

Acıttı içimizi, bir parça kopardı en narin yerinden hayatımızın… En masum ucundan umutlarımızın… En neşeli yerinden ruhumuzun… Kesti, kanattı… Kimse durduramadı bu kanamayı, öyle derin bir yara açtı ki içimize, ne ilaçlar çare olabildi, ne hekimler, ne sevgi dolu yürekler, ne de yaramızın üstüne bastırdığımız sevgimiz…

Acıdıkça acıdı… kanadıkça kanadı…İrin oldu aktı, çoğaldı… çoğaldı ama hiç kapanmadı…

Cehenneme çevirip düştüğü yeri, uzaklaşıp gitti yeryüzünün tek cenneti…

Bir koku yayıldı düştüğü yere… Bir koku ki eşi benzeri olmayan… Zaman durdu, rüzgar başka türlü esti, gökyüzünün mavisi bile başkalaştı… Mandilin bahçelerinin kokusu mu… Yeni doğmuş bir bebeğin kokusu mu… Yağmur yağdıktan sonraki toprağın kokusumu… Vanilya kokusu mu… Bulamadım neye benzediğini… Huzur dolu bir koku, sıcaklık dolu, sevgi dolu bir koku…

Bir kokun kaldı hiç unutamadığım, kaç kere yokluğun gözyaşımın kıyılarına vurdu bilir misin? Kaç defadır elimi boşa atışım yokluğunda…

10 yıldır her 29 Kasım’da kokluyorum soğuk havayı, suyu, toprağı, taşı, denizi, elimi, kolumu, sana benzeyen herkesi, karlı dağları bile, kar çiçeklerini bile, uzaklardan esen ılık meltemleri, bütün hasret şarkılarını, bütün sevdalı şiirleri, ıslak sokakları bile…

Fakat artık hiç kimse ANNEM gibi kokmuyor…


alıntı
 
Geri
Top