Çocuğunuz üniversiteye ruhen hazır mı?

e-PaCk

Forum Gururu
Aile, evlilik, çocuk ve ergen danışmanlığı ile madde bağımlığı terapileri hizmeti veren Adana’daki bir aile danışma merkezinin uzmanı Dr. Ejder, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üniversite sınavlarının yaklaştığı şu günlerde, ailelerin, çocuklarına yönelik hatalarına dikkati çekti.

Ejder, daha anaokulundan itibaren okul başarısı için odalara kapatılıp ders çalıştırılan, üniversite kazanmamayı hayatın sonu gibi algılatan ailelerin, hata yaptıklarını anladıklarında genelde çok geç kalmış olduklarını gördüklerini bildirdi.

"Sadece üniversite kazanmaya odaklandırılan, özgüveni oluşturulmayan gençlerin, üniversiteyi kazanıp ailelerinden ayrıldıklarında sudan çıkmış balığa dönüştüklerini, kendi başlarına hareket edemedikleri için kötü alışkanlıklarla hayatlarını karartabildiklerini" ifade eden Dr. Ejder, şunları söyledi: "Sürekli üstünlük bekleyen, baskıcı ve mükemmeliyetçi ailelerin yanı sıra aşırı ilgili ya da aşırı ilgisiz ailelerin çocuklarıyla yaşadıkları problemler Türk filmlerinin senaryolarını aratmayacak düzeyde. Yaptığımız terapilerle yaşadığımız deneyimlerde marka üniversiteleri kazanmış ama birey olamamış binlerce genç olduğunu görüyoruz. Bu gençlerimiz, üniversiteyi kazanmakla ailesinin kendisinden en önemli beklentisini yerine getirmenin verdiği rahatlığın rehavetine kapılıyor. Sürekli aile gözetiminde olan, özgüveni oluşmayan genç, kendi başına yaşamaya başladığında bocalıyor."

-"YABANCILAŞIYORUZ"-

"Günümüzde hızla değişen ve gelişen iletişim araçlarına rağmen içinde yaşadığımız topluma, dostlarımıza, ailemize hatta kendimize bile yabancılaşıyoruz" diyen Dr. Ejder, şöyle devam etti: "Bu yabancılaşma ruhsal sağlığımızı derinden etkileyip, duvarlarımızın daha da yükselmesine neden oluyor. Kendimizi korumak adına çıkılan bu duvarların ardına ulaşabilmek için de artık daha fazla zaman ve emek harcamamız gerekiyor. Ruh sağlığını, hastalık kavramından farklı olarak,
’koruyucu ruh sağlığı’ ilkeleri çerçevesinde, yaşam kalitesini arttırıcı bir bakış açısı ile ele almamız gerektiğine inanıyorum.

Aslında gerek mesleki, gerekse ailevi ve bireysel açıdan duvarlarımız yükselmeden, daha başlangıç noktasında problemin oluşumunu ve devamını engelleyecek önlemler alabiliriz." Dr. Ejder, anne baba olmanın sadece çocuğun ihtiyaçlarını karşılamakla sınırlı olmadığını belirterek, "hayat ellerimizin arasından akıp giderken ’keşke’ dememek için dünyanın en zor mesleği olan çocuk yetiştirmeyi öğrenmeliyiz. Onları sadece üniversite kazanmak zorunda olan yarışçılar değil birey olarak görmeliyiz. Onların ruh haline inebilmeli, onları anlamalıyız. Çocuklarımıza, üniversite kazanamasa da onları çok sevdirdiğimizi hissettirmeliyiz."


Kaynak:Milliyet
 
Top