Bir selamı çok görmeyin!

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü nedeniyle sembolik etkinlikler var.
Bitiyorum böyle sembolik kutlamalara.
Açıklamalara.
İnsan galiba yaşlanmayınca yaşlılığın ne olduğunu gerçekten anlayamayacak.
Sevgiye en ihtiyaç duyulan dönem çocukluktan sonra yaşlılık dönemi.
Ama hangi sevgi.
Kimin sevgisi.
Dün 85 yaşında bir dede kendini vurdu.
Yaşamını yitirdi.
85 yıl.
Hayatta o kadar yaşayabileceğime inanmıyorum.
Ama ne olur da insan 85’inde kendi işini kendisi bitirebilir.
Hani yaş 35 olunca daha bir fazla düşünmeye başladım bu işleri.
Bende mi yaşlanıyorum?
Galiba bunu da kabul etmek gerekiyor.
Hazır sonbaharken bir garip oluyor insan.
Sokaklara bakın.
Koşan, cıvıl cıvıl çocuklar.
Gençler kız peşinde.
İş peşinde.
Canı sıkılan, gırgır yapan, hayata takılan ve takılmayan gençler.
Bir de caddeye çıktığınız da yaşlılara bakın.
Tek başına. Yalnız. Sitemkar ama sessiz.
Bir selam bile çok görülen, saygı gösterilmeyen yaşlılar.
Bizim millet bir alem.
Yaşlıya saygı diyince ayağa kalkan insanlar, iş uygulamaya gelince yoklar.
Herkes yaşlı diyince kendi yakınlarını görüyor sanırım.
Oysa o insanlar bir selama muhtaçlar kimi zaman.
Bir küçük ilgi ile bir tam gün yetinebilecek insanlar onlar.
Onlarla sohbet çok keyifli oluyor.
Görmüş, geçirmiş, bir bilen onlar.
Ama bizim zibidi gençlik takmış bu işleri!
Anasına babasına saygısı olmayan gençlikten sokaktaki elin yaşlısına saygı göstermesini nasıl bekleyebilirsiniz.
Yazı aceleye geldi.
Bu hüznü aslında çok yürek incitici kelimelerle anlatmak isterdim.
Ama durum bu.
Tablo kötü.
Bir sonbahar yaprağı gibi onlar.
Her biri sallanıyor.
Turuncu ve kahverengi onlar.
Kökleri sarı.
Suları çekilmiş yüzlerinden.
Kırılgan ve yalnızlar.
Allah yaşatırsa biz de öyle olacağız.
Bir de bu gözle bakın lütfen.
 
Top