Bir çocuğun cep telefonuna sahip olması veya olmaması gereken asgari yaşla ilgili sabit bir kural yoktur. Yaş, çocuğun olgunluk düzeyi veya aile ihtiyaçları gibi dikkate alınması gereken birçok değişken var. Bu nedenle, okuldan eve yalnız dönen bir küçüğün durumu, her zaman ebeveynleri ile birlikte olan bir başkasının durumu ile aynı değildir.
Ancak bu faktörlerin dışında dikkate alınması gereken önemli bir konu daha var: Cep telefonu sahibi olmanın ya da olmamanın sosyal sonuçları. Buna sahip olmamak, çocuklarımızın kişilerarası gelişimleri için ilgili bilgilerden geri kalmasına neden olabilir. Bu genellikle, yeni teknolojilere karşı çıkan ebeveynler, belirli bir noktaya kadar çocuklarının cep telefonu olmasını reddettiğinde olan şeydir.Ancak bu bir karar. Ve bu bir cep telefonuna sahip olmak ya da olmamakla ilgili değil, bu sosyal ihtiyaçları karşılayan iletişim kanallarına erişmenin bir yolunu kolaylaştırmak ile ilgili.
Çocuklarla telefon kullanımına dair anlaşma yapılmalı
Çocuk kendi cihazına sahip olduğunda veya başkalarına erişebildiğinde, yeterli bir denge sağlayan kullanım kuralları üzerinde anlaşmak ve onlara hedefler için cihazlarla sürdürülebilir bir şekilde nasıl etkileşimde bulunacaklarını öğretmek çok önemlidir.Bu nedenle, onlarla bir sözleşme üzerinde anlaşmaya varılması gerekir: Haklarına ve görevlerine sahip olduklarını anladıkları bu olgunlaşma aşamasında onlara sorumluluk vermek iyi bir fırsat. Bu şekilde çocuklar, telefon kullanımının bir ödül ya da ayrıcalık değil, bir sorumluluk olduğunu anlarlar.
Ebeveynler, çocukların bunu üstlenebileceğine güvenecek ve her ikisi de, belirtilmesi gereken yerde bu anlaşmayı sonuçlandıracaktır:
- Alan sınırları. Cep telefonu nerede kullanılabilir? Yemek sırasında kullanılabilir mi? Sadece evde mi?
- Zaman sınırları. Hem programa hem de süreye atıfta bulunuyor. Belki de cep telefonunun gece belirli saatlerden sonra çalışmaması, dinlenme zamanını etkilememesi ve okuldaki performansı etkilememesi için uygundur.
- İçerik sınırları. Ebeveynler, reşit olmayan çocuklarının yetişkinlere uygun içerik, dolandırıcılık, çevrimiçi kumar, kumar veya siber zorbalık gibi kendileri için uygun olmayan belirli sayfalara veya mesajlara erişmemelerini sağlamalıdır.
Bu anlamda, ebeveynlerin çocukları tarafından cep telefonunu sorumlu bir şekilde kullanmalarını garanti edebilmeleri için yedi önemli ipucu önerilmektedir. Bunlar: İnternetin riskleri konusunda eğitim vermek, çocuklarla kullanım konusunda fikir birliğine varmak, yatmadan bir saat önce ekran kullanımından kaçınmak, reşit olmayanların hesaplarının gizli olup olmadığını kontrol etmek, ebeveyn kontrol sistemlerini kullanmak, iyi olmak (teknolojiyi kendi çocukları için kullanma konusunda örnek olmak ve son olarak onlara cep telefonunun bir oyuncak değil bir araç olduğunu öğretmek).
Anlaşmaya uymazlarsa ne yapmalı?
Reşit olmayanlar ilk cep telefonlarını aldıklarında bir ebeveyn-çocuk sözleşmesini ‘resmi hale getirmenin’ tavsiye edildiğini zaten biliyoruz. Bu taahhüt, kullanım kurallarına uyulmamasının sonuçlarını da içermelidir. Bu sonuçlar çocukların şiddeti ve yaşı ile orantılı olmalıdır. Bununla, ebeveynlerin anlık ve öfkelerine göre cezalandırması önlenebilir. Böylece çocuklar, ebeveynlerinin sözleşme kurallarına uyduğunu da algılar.Ayrıca telefonunuzun kullanımında refakatçi olması da önemlidir. İzlemektense eşlik etmek daha iyidir. Bu eşlik, bir bisikletin eğitim tekerlekleri olarak anlaşılabilir. İlk başta, hangi uygulamaları kullandıklarını, hangi etkileyicileri takip ettiklerini ve hangi içerikleri yayınladıklarını görün. Bunu iyi kullandıklarını gördüğümüze göre, daha fazla özgürlüğe sahip olmalarına izin verin.
Uygunsuz içeriğe eriştiklerinden veya ağları veya anlık mesajlaşmayı kötüye kullandıklarından şüphelenildiğinde, çocuklarımızdan cep telefonunun içeriğini göstermeleri istenebilir. Bu nedenle, ilk sözleşmede velilerin uygun gördükleri takdirde içeriğe ve mesajlara erişim hakkına sahip olduklarının belirtilmesi gerektiği eklenmelidir.