Aşk üç harf, ancak bir yığın anlam ifade eden bir duygu yumağı. Aşkı tarif falan etmeyeceğim. Çünkü bilinen bir şeyi tarif etmek bana düşmez. Hele ki aşk kişiye göre farklı anlamlar ifade eder. Herkes aşktan ne anladığını anlatsın desek, anlamı aynı olmakla birlikte yüzlerce tanım çıkar ortaya. Ben sadece bende ki aşkı tanımlamaya çalışacağım.
İnsana duyulan aşk var ki kişinin özelindeki, özü ifade eder. Bu aşkı ki, zaman ve kişiye özel olduğu için başladığı gibi sürmez, şekil değiştirir. Benim anlatmak ve üstünde durmak istediğimi bu aşk değil tabi ki.
Benim aşkım, doğaya , tabiata yeşile duyulan aşk. Bitmek tükenmek bilmeyen doğumdan ölüme kadar sürecek olan bir aşk bu, buna değinmek istiyorum.
Bu aşk ki anlatılmaz gerçekten yaşanılır cinsinden. Doğanın, tabiatın içinde ruhunun derinliklerine kadar yoğrulmak ve doğanın içindeki her bir zerreyi iliklerine kadar yaşamak. Bitkilere aşığım, yeşile aşığım, nasıl anlatılır bilmem ama bu aşk ki benim tutkum.
Tabiat içindeki canlı cansız bütün varlıklar, yaşattıkları ve hissettirdikleri kadar haz verir insana. Toprağa el sürersin ilmek ilmek işlersin, cansız tohumları toprakla buluşturursun, sonra bir bakarsın ki seni mahçup etmez,
Yüce Yaradan can verir, yeşerir ve gün yüzüne çıkıverir. Birken bin olur, lezzete bürünür tat olur, vitamin oluverir. Bir mısır atarsın toprağa bin mısır oluverir, sofralarımız süslerler. Yetmezmiş gibi dalları hayvanlara yem olur. Yüce Yaradan'ın izniyle bize sunulur.
Bir kitapta şöyle bir tanım var, Tabiat bir kitaptır, katip olamaz, tabiat nakıştır nakkaş olamaz. Ve tabiat bir sanat eseridir, sanatkar olamaz.
Tabiatı ne kadar okursan oku, bitmek tükenmek bilmez. Yüzlerce renk vardır tabiatta, örneğin yeşilin milyonlarca tonu var, kişinin hissettiği ölçüde değişen. Tabiat sadece yeşilden mi ibaret, alı moru, pembesi renk cümbüşü milyonlarca renk var insanı huzura kavuşturan.
Dağlar, ormanlar öylesine huzur verir ki insana. İster yürümek için, ister koşmak için, ister başka spor için onunla içli dışlı olan, bir başka huzur mutluluk bulur onların içinde. Enerji kaynağı yaşama sevincidir. Kurtlar kuşlar bu huzuru bulmak için olsa gerek hep buraları seçmişler, yaşamlarını sürdürmek için.
Kendinizi dağlara vurun, ormanlarda kaybolun, huzuru yakalayın. Var oluşumuzun hazzını hissedin.