Ahmet ister Mehmet’i öper, isterse Zeynep’i öper,

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri

Tuhaf bir ahlak, Ahmet gidip Mehmet’i öpünce toplumun her türlü değeri depremler geçiriyormuş. Ahmet ister Mehmet’i öper, isterse Zeynep’i öper, hatta rızalarıolduğu müddetçe herkesi toplu bile öper. Bundan bana ne? Size ne?

Onur Yürüyüşü’ne katılıp gaz bombaları yememin üstünden sanırım sekiz-dokuz sene geçti.
Bu zaman zarfında, hemen her alanda olduğa gibi insan haklarının bir altbaşlığı olan “eşcinsellerin haklarında” da geriye gittik.
Eşcinseller, travestiler, biseksüeller… hep öteki, horgörülen hep onlar.

İtilip kakılan, iş verilmeyen, kimi zaman bedenini satmak zorunda bırakılan…
Eşcinsellerin gökkuşaklarına sarılarak hayatın bütün renklerinin biraradalığını savunması maalesef yine birilerinin gazabına uğruyor.
Tuhaf bir ahlak, Ahmet gidip Mehmet’i öpünce toplumun her türlü değeri depremler geçiriyormuş.
Ahmet ister Mehmet’i öper, isterse Zeynep’i öper, hatta rızaları olduğu müddetçe herkesi toplu bile öper.
Bundan bana ne?
Size ne?
Ahlak, tanımadığınız insanların birlikteliğiyle zedelenecek bir şey değildir.
Ahmet, Mehmet’i seviyorsa seviyordur.
Bunun için en son yapacağı şey de size hesap vermektir.
Herkes gibi eşinsellerin de daha mutlu yaşayabileceği bir toplum yaratmaya çalışıyoruz.
Ahmet, sizin anladığınız şekilde erkekliğini sürekli performe ederek yaşamak zorunda değil.
Canı isterse gider cinsiyet değiştirir, beğenmedi mi bir daha değiştirir, tıbbın elverdiği ölçüde canı nasıl istiyorsa, kendini hangi kimlikte mutlu hissediyorsa öyle yaşar.
Bundan bana ne?
Size ne?
Ahmet hayatına Ahmet olarak devam etse ne olur, Zeynep olsa ne olur?
Ahmet gidip kadına şiddet uygularsa bunu makul kabul edip “erkektir, döver de sever de” falan diye yapılan zulüm tevil ediliyor.
İyi hal indirimi veriliyor mesela.
Erkeklerin höt zöt olmasının makbul sayıldığı, mafyöz kostaklanmaların büyük destek gördüğü yerde “daha feminen” olduğu düşünülen erkeklerin hayatını karartmak için elbirliğiyle mücadele ediyorlar.
“Erkek gibi karı” diye bir laf var mesela.
Tuttuğunu koparan, fiziki güç açısından daha dayanıklı gibi bir anlama geliyor.
Ama vurguyu değiştirerek okursak “erkek gibi karı” bir anda makbul değil maktul olma yolunda ilerliyor.
Başlıyorlar hemen, vay Zeynep gider de Ayşe’yi nasıl sever?
Bundan bana ne?
Bundan size ne?
Zeynep gidip kimi seveceğine dair sizden icazet mi alacak?
Siz kim oluyorsunuz da ahlakı tekelinize alıp insanların nasıl mutlu olmaları gerektiğine dair kurallar koyuyorsunuz?
Sizin kurallarınızı kim takar?
Sana zorla git şununla birlikte ol, eşcinsel olmazsan cennete giremezsin, eşcinsel olmayan ahlaksızdır, katli vaciptir diyorlar mı?
Yooo.

Senin heteroluğun onun ahlakını bozuyor mu?

Yooo.
Zaten bozamaz çünkü senin nasıl yaşayacağından ona ne?
Homoseksüeller de heteroseksüller de aynı anayasaya tabii olarak, bir arada ve asla ötekileştirmeden yaşayacağız.
Hukukun dışına düşülmediği müddetçe kimsenin kimsenin yaşamına karışma hakkını kendinde görmediği bir toplum…
Bütün bu horlanmalara rağmen yılda bir gün Onur Yürüyüşü’nde bütün farklılıkları ve kimi frapanlıklarıyla yürüyen LGBT’lerin “neredesin aşkım?” sorusuna ben de bu köşeden bütün dayanışma ve destek duygularımla haykırarak yanıt veriyorum.
Buradayım Aşkım!
 

Top